Erdoğan ve hakaret davaları

Suat BOZKUŞ yazdı —

  • İyice bakın. Erdoğan’ın yıllardır ve her Allah’ın günü, sabahtan akşama vatandaşa küfür, hakaret ve tehdit yağdırmaktan başka ne iş yapıyor? Erdoğan böyle yapınca peşindeki müritleri de sokaklarda saldırıya geçiyor.

Erdoğan’ın tek parti-tek adam diktası batağa saplandıkça can havliyle daha da saldırganlaşıyor. Demirtaş’ın annesine, eşine yönelik en ağır hakaretler, tehditler fikir özgürlüğü ve HDP’lilere yönelik ölüm tehditleri eleştiri hakkı sayılırken Erdoğan’a yönelik eleştiriler cumhurbaşkanına hakaret sayılıp yıldırım hızıyla cezası kesiliyor. Bazen ceza vermek, tutuklamak hapse atmak da yetmiyor, hemen bileti kesiliyor.

HDP’lilere yönelik tehdit, saldırı ve suikast girişimlerine yeteri kadar tepki göstermeyen çevreler şimdi kendileri de aynı tehditle karşı karşıya kaldılar. Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik fiziki saldırılar ve linç girişimleri biliniyor. Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’inden sonra şimdi de Akşener ve çevresine saldırılar başladı. Akşener’i destekleyen gazetecilere yönelik suikast girişimlerinden sonra gazeteci Levent Gültekin’e yönelik linç girişimi oldu. Onlarca saldırgan pusu kurup bekleyip güpegündüz saldırdılar. Sosyal medyada birkaç kelime laf edenleri, 8 Mart yürüyüşünde slogan atan kadınları gece baskınlarıyla ters kelepçe vurup nezarete atanlar, linç saldırısı yapanlara tek söz etmiyor.

Bu saldırıları kendileri yaptırıyorsa durum çok kötü demektir. Yok, kendileri yapmıyor ama engel olamıyorsa durum daha da kötü demektir. Ama biz biliyoruz ki, Osmanlı’dan beri bütün linç-katliam işleri birer devlet operasyonudur. Bütün aleme nizam vermeye kalkışanlar, sokak ortasında güpegündüz linç yapan sürüleri görmüyor mu, onlara mı güçleri yetmiyor?

Şimdi Erdoğan’ın emrindeki çeteler muhaliflere saldırırken, adliye de her gün hakaret davaları açıp muhalifleri tutuklama peşinde. Herhalde “cumhurbaşkanına hakaret davaları”nda çok partili dönemin rekoru kırıldı. Erdoğan ve fedaileri davaları açsın ama biraz da “Ben ne yapıyorum da bu kadar tepki görüyorum” diye düşünsün bari. Yoksa Erdoğan istediği kadar yeni anayasa, reform, “İnsan hakları eylem planı” yapsın, yalancı çoban gibi ona kimse inanmaz, inanmıyor da.

Erdoğan-Bahçeli diktası, kamuoyunda oylarının ve itibarının hızla eridiğini görüyor. Bu nedenle seçimleri her yol ve yöntemle geciktirmek ve bir gün seçim kaçınılmaz hale gelirse bir baskın seçimle, mutlaka sandıkları gasp etmek planları yapıyor. İnce ince hesaplanan seçim yasaları ve yasakların hikmeti budur. Seçimlere giderken bir yol temizliği olarak HDP başta olmak üzere bütün muhalifleri tasfiye etmek istiyor. Bir yandan emrindeki adliye eliyle, bir yandan da sokak çetelerini salarak linç ve suikastlar yoluyla kimsenin ses çıkaramayacağı, ses çıkaranların da seslerinin duyulmayacağı bir ortam yaratarak diktatörlüklerini sürdürmek istiyorlar.

Vatandaşı susturmanın, yıldırmanın ilk adımı da hakaret ve tehdit yağdırmak.

İyice bakın. Erdoğan’ın yıllardır ve her Allah’ın günü, sabahtan akşama vatandaşa küfür, hakaret ve tehdit yağdırmaktan başka ne iş yapıyor? Erdoğan böyle yapınca peşindeki müritleri de sokaklarda saldırıya geçiyor. Vatandaşa “ağzını hiç açma, yere bak, boyun eğ” diyorlar.

Erdoğan’ın HDP’lilere yönelik saldırılarını geçelim. Kadınlara, öğrencilere, Tabip Odalarına, Barolara, diğer meslek kuruluşlarına hatta yargı organlarına ve Anayasa Mahkemesine yönelik küfür ve hakaretlerini hatırlayın. “Ananı da al git, laan” dan Baay Kemaaaal”lere kadar toplasanız Osmanlı tarihi gibi cilt cilt hakaret olur. Üstüne bir de ortağı Bahçeli’nin marifetlerini eklerseniz ikisi birden gelse taşıyamaz. Bunların zehirli diliyle demokratik ve ahlaklı bir gençlik yetişebilir mi?

Artık ciddiyetlerini ve güvenilirliklerini yitirdikleri için mizah ve alay konusu oluyorlar:

“Vatandaşın biri, Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla mahkeme önüne çıkmış. Hakim sormuş: Niye hakaret ettin Cumhurbaşkanına?”
Adam süklüm püklüm savunmuş kendisini:

“Efendim, Sayın Devlet Bahçeli hakaret etti, iktidar ortağı oldu. Sayın Süleyman Soylu hakaret etti, bakan oldu. Sayın Numan Kurtulmuş hakaret etti, yardımcısı oldu. Savcı Sayan hakaret etti, belediye başkanı oldu. Benim de kendimce bir kariyer planım var elbette.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.