Erdoğan’a kimse güvenmiyor; biz de güvenmiyoruz!

Cafer TAR yazdı —

  • Bir insanın düşebileceği en kötü mertebe ise “Güvenilmez insan olmaktır!” İşte 22 yıllık Erdoğan iktidarı boyunca Türkiye’nin geldiği nokta budur. Türkiye NATO ve AB içerisinde güvenilmez müttefik konumuna gelmiştir. Rusya da dahil hiçbir komşusu da Türkiye’ye güvenmiyor.

Hasan Nasrallah’ın ölmeden önce kendi X hesabı üzerinden yayınladığı bir karikatür vardı; gördünüz mü, bilmiyorum. O karikatürde Erdoğan kameralar önünde İsrail’i sert ifadelerle eleştiriyor; fakat arka planda Erdoğan’ın adamları İsrail tanklarına akaryakıt dolduruyordu.

Aslında sadece iç kamuoyunun bir kısmı değil; başta İran olmak üzere konunun muhatabı bütün çevreler Erdoğan’a güvenilmeyeceğini biliyorlar. Nitekim Erdoğan’ın bütün esip gürlemelerine rağmen Türkiye Cumhuriyeti’nin bunca olup bitene rağmen İsrail’e verdiği hiçbir zarar yok.

Daha yakın bir zamana kadar İsrail’le açıktan ticaret devam ediyordu, fakat iç kamuoyundan gelen baskılar sonucu artık doğrudan ticaretin koşulu kalmayınca Erdoğan hükümeti dolaylı yollar bulmanın arayışına girdi. Nitekim İsrail, Azerbaycan ve Türkiye arasındaki özellikle enerji alanındaki ilişkiler bütün yoğunluğu ile devam ediyor.

Buradan bakınca bütün bağırıp çağırmalarına rağmen Erdoğan asla İsrail’in düşmanı değil ve Türkiye de asla İsrail’in hedefi değil. Öyleyse niye Erdoğan böyle bir pozisyona çekilmek zorunda kaldı?

Bunun birkaç nedeni var; ilk olarak bölgede İran, İsrail ve Türkiye arasında yıllardır var olan denge bozulma aşamasına geldi. Eğer İran bir sebepten dolayı bölgede etkili bir güç olmaktan çıkarsa geriye sürekli dışa doğru büyümek isteyen sadece Türkiye ve İsrail kalıyor.

Türkiye böyle bir senaryoda nasıl davranacağını bilmiyor. Eskiden İsrail Kürt sorununda Türkiye’ye sınırsız destek veriyordu; fakat Kürtler Ortadoğu’da dinamik bir güç olarak ortaya çıktıktan sonra bu tutumu sürdürmenin İsrail’e hiçbir faydası yok!

Ayrıca Erdoğan yönetimindeki bir Türkiye’ye artık kimse güvenmiyor; fakat çalışmaya devam ediyorlar, çünkü Türkiye sadece Erdoğan’dan ibaret değil ve Erdoğan sonsuza kadar İktidarda kalmayacak.

Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyanın tamamı neredeyse yangın yeri; fakat kimse Türkiye’den sorunların çözümüne katkı sağlamasını talep etmiyor. Aksine özellikle dışarıda kalmasını, karışmamasını talep ediyorlar. Çünkü Erdoğan Türkiyesi artık kendi başına bütün Ortadoğu için bir problem odağı haline gelmiş durumda.

Uzun bir süre Türkiye hem iç siyasette hem de uluslararası siyasette muazzam etkisizleşti; bundan dolayı bölgesel siyasette yeniden inisiyatif alabilmek için bazı adımlar atmak zorunda kaldı. Erdoğan’ın önceleri şiddetle eleştirdiği; Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere birçok ülkeyle yeniden barışabilmek için atmadığı takla kalmadı.

Şimdilerde ise ısrarla Esad’la görüşmek istiyor; fakat Esad çok mesafeli, çünkü Erdoğan’ın güvenilmez bir siyasetçi olduğunu, onunla değerler üzerinden hiçbir planlama yapılamayacağını, sadece güç odaklı olduğunu son on yılında defalarca tecrübe etti.

Doğan Cüceloğlu “Bir insanın gelebileceği en yüksek mertebe güvenilir insan olmaktır” diyor.

Bu ifadeyi tersinden okursak o zaman bir insanın düşebileceği en kötü mertebe ise “Güvenilmez insan olmaktır!” İşte 22 yıllık Erdoğan iktidarı boyunca Türkiye’nin geldiği nokta budur. Türkiye NATO ve AB içerisinde güvenilmez müttefik konumuna gelmiştir. Rusya da dahil hiçbir komşusu da Türkiye’ye güvenmiyor.

İç siyasette ise görüntü daha da kötü; siyaset toplumsal sorunları alan ve kurumlar üzerinden çözüme kavuşturan bir faaliyet olmaktan çıkmış; sürekli komplo üreten bir karakter kazanmıştır. Gelinen noktada Türk düzen siyasetinde sözün bir kıymeti kalmamıştır.

Mevcut Erdoğan Rejimi ile mücadele ederken de müzakere ederken de asla güvenmemek gerektiğini biz de tecrübe ettik. Herkesle konuşulabilinir, müzakere edilebilinir; fakat herkesin sözüne güvenilmez.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.