- Sıradan ilerici insanlar bile Erdoğan-Soylu çetesinin düzmece katliamla provakasyon yaptığı yorumu yapabiliyorken, söz konusu emekçi sol partiler, şaşkınlıkla faşist demagojiye adeta ortak oluyorlar.
- Söz konusu emekçi sol partiler, Erdoğan-Soylu çetesinin Taksim provakasyonuyla amaçladığını kolaylaştıran açıklamalarını geri almalı. Bütün demokratik güçlerle birlikte gerçeği halka berrakça açıklama görevini üstlenmeli.
13 Kasım’da Taksim’de patlatılan bombayla sadece halktan insanlar öldürülmedi. Katliamı kimlerin hangi amaçla yaptığına ilişkin Erdoğan faşizmi kafa da karıştırıyor.
Ama emekçi sol harekette de faşizmin yalanının etkili olmasını kolaylaştıran kafa karışıklığı var.
En büyük olasılık Erdoğan faşizminin, kanlı 2015 Haziran-Kasım sürecini yinelemek ve Rojava işgalini genişletmek amacıyla bahane yaratmak için bu provakatif bombayı patlattığıdır.
Diğer bir ihtimal ise Rojava ve Kuzey Suriye’de, Erdoğan işgalciliğinin vurucu güç olarak kullandığı İslami çetelerin, HTŞ’ye (El Kaide’ye bağlı Suriye islamcıları) tank ve toplarla boyun eğdirilmelerine karşı “sahibine duydukları öfke” ile yapmış olmalarıdır.
Güncel koşullar ve kanıtlar, Erdoğan faşizminin, bu katlamı yaptığını ve iki amaç güttüğünü gösteriyor.
Erdoğan’ın Rojava’da işgali genişletme hedefi zaten vardı. “Bir gece ansızın geliriz” narası atıp duruyordu. ABD ve Rusya izin vermediği için yapamadı. Rojava yerine Erdoğan bu kez Medya Savunma Alanları ve Kandil’e, ABD ve Rusya’nın desteğini alarak işgalci savaşı yoğunlaştırdı. Yoğun kimyasal silah kullanarak yok etmek ve savaş zaferini kitle desteğini güçlendirme/seçim kazanma aracı olarak kullanmak istedi.
Başaramayınca bu kez yeniden iç saldırıları yoğunlaştırma ile Rojava’da işgali genişletme savaşını deniyor.
Erdoğan’ın suç ortağı Soylu, olay anında İdlib’deydi. İşgalci ordu ve islamcı çetelerin işgali altındaki İdlib’den döner dönmez de, provakatif amacı doğrultusunda katliamı PYD’ye yüklemeye çalıştı.
Hatta talimatın Kobanê’den verildiği yalanıyla provakasyonunun tutmasını sağlamaya çalıştı. Provakasyonu için bulduğu kadının eylemi yapan mı Soylu’nun mizanseni içinde yer verdiği biri mi, sıradan bir göçmen mi olduğu belirsizliği bile provakasyonun ustaca değil palyatifçe örgütlendiğini gösteriyor. Hatta öyle ki Erdoğan’ın suç ortakları, olay yeri basın açıklamasına yandaş 5 haber ajansı dışında hiçbir gazeteciyi almaması, susturma yasasının zaten bunun için çıkardığını kanıtlıyor, internet daraltıyor ve 6 saat gibi kısa sürede delilleri süpürüp karartıyorlar ki yalan makinasıyla provakasyon yolunda gitsin.
Diktatör Erdoğan, Soylu, Bahçeli, Perinçek, katliamı Kürt hareketine yükleyen yalan makinasını çalıştırarak, yeni işgalci savaş için kitle desteği hazırlıyorlar. Öyle ki işin içine ABD’yi katarak, oradan gelebilecek engellemeyi aşmaya çalışıyorlar.
Burjuva muhalefet, kendilerine seçim kazandırmamayı da hedefleyen bu katliamı açığa çıkaracak sorular yerine, diktatöre “açığa çıkarmada yardımcı olacağız” sözüyle provakasyonla ortaklaşıyorlar.
Estirilen yalan rüzgarı ve 2015 benzeri tehdide emekçi solun bir bölümü de boyun eğiyor. TKP, TİP, EMEP ve Sol Parti, katliamı kınarlarken örtük biçimde de olsa Kürt hareketini kastederek Erdoğan faşizminin provakasyonuna su taşıyorlar:
“Bu coğrafyada terörü bir silah olarak tercih eden bütün aktörler karşıya alınması gereken hedeflere sahiptir. Kanlı siyasete başvuranların temsil ettiği halk iradesi değil halk düşmanlığıdır.” (TKP)
“Bu türden terör eylemleri hiçbir gerekçeyle meşru gösterilemez ve bu halk düşmanlığından başka anlama gelmez “ (EMEP).
“Hiçbir güç Türkiye’yi bombalarıyla dizayn edemez.” (TİP).
"İstiklal Caddesi’nde gerçekleşen halk düşmanı terör saldırısını her kim yapmış olursa “(Sol parti).
Berraklıkla gerçeği açığa çıkararak mücadele etmek yerine, Kürt hareketini suçlamak, Erdoğan faşizminin kudurgan stratejisi karşısında, provakatif katliamla işe başlamasına baştan boyun eğmektir. Erdoğan’ın faşist kudurganlığa halkı yanıltarak destek alma oyununa yardımcı olmaktır.
Erdoğan faşizmi, dünden daha zayıftır. Savaş ve saldırganlıkla yeniden iktidarını sürdürmeyi deniyor ve bu amaçla Kürt hareketine yüklemek üzere katliam düzenliyorsa, bütün demokratik güçlerin yapması gereken ilk iş, berraklıkla Erdoğan faşizminin bu katliamı nasıl ve hangi amaçla yaptığını halka açıklamak, daha baştan diktatörün planını bozmaktır.
Bu başarılabildiği ölçüde, Erdoğan’ın planladığı saldırı ve savaşa karşı mücadelede başarı daha kolay sağlanabilir. Uğursuz planı baştan bozulabilir.
Sıradan ilerici insanlar bile Erdoğan-Soylu çetesinin düzmece katliamla provakasyon yaptığı yorumu yapabiliyorken, söz konusu emekçi sol partiler, şaşkınlıkla faşist demagojiye adeta ortak oluyorlar. Kendileri dahil, halkları, devrimci hareketi ve demokratik güçleri Erdoğan faşizminin ezmesi işini adeta kolaylaştırıyorlar.
Söz konusu emekçi sol partiler, Erdoğan-Soylu çetesinin Taksim provakasyonuyla amaçladığını kolaylaştıran açıklamalarını geri almalı. Bütün demokratik güçlerle birlikte gerçeği halka berrakça açıklama görevini üstlenmeli. Bu başarıldığı ölçüde Erdoğan-Soylu çetesinin hesapladığı yeni saldırı ve savaş daha baştan darbe yiyecek, sonraki süreçte, anti-faşist ve sosyalist güçler saldırıyı bozguna uğratma mücadelesinde çok daha avantajlı olacaktır.
Kimyasal savaş suçlusu ve halklara yasakları, yoksulluğu ve gözyaşını reva gören, zayıflığını giderecek destek sağlamak için Taksim katliamını provakatifçe düzenleyen Erdoğan çetesinin kanlı oyununu bozmak, faşizme karşı mücadeleyi başarıyla yükseltmenin onurlu başlangıç görevdir.
paylaş
Ziya ULUSOY yazıları
Asgari ücret ve savaş
23 Aralık
Uzlaşma faşizmi azdırdı
17 Aralık
Erdoğan rejimini Alevilere dayatıyor
10 Aralık
İkinci İsrail: Türkiye
26 Kasım
Kimyasal silah, grev ve göçmen
12 Kasım
Kimyasal silah ve işçi
5 Kasım
Ölümün ağzı ve mücadele
22 Ekim
Ayaklanma beğenmeyenler
15 Ekim
İran halkları yeniden ayakta
24 Eylül
ŞİÖ toplantısı neye işaret
17 Eylül
Komünist öncünün doğum günü
10 Eylül
Faşizme karşı birlikte bir eksik
27 Ağustos
Erdoğan-Esad anlaşması ihtimali
20 Ağustos
15 Ağustos: Karanlığı yaran şimşek
13 Ağustos