Esad’ın zor kararı? 

Cafer TAR yazdı —

  • Esad yönetimi tercih yapmak zorunda; ya çeteci/şeriatçı çevrelerle birlikte QSD’ye saldıracak; ya da QSD ile birlikte şeriatçı/çeteci yapıları yenilgiye uğratacak!
  • Suriye’de cin şişeden çıkıtı; artık sadece Kürtler değil, aynı zamanda çeteci/şeriatçı yapılar da Suriye’de bir vakadırlar. Bu yapılar sadece birer politik organizasyon değil aynı zamanda o ülkenin sosyolojisinin birer parçasıdırlar.

Erdoğan geçenlerde yine Rojava’nın işgalinden vaz geçmeyeceklerini ilan etti. 30 km derinlikte bir güvenli bölgeden bahsederken aslında gerçek niyetinin orada hem Kürtlüğü hem de Rojava modelini yok etmek oluğunu herkes anlıyor. 
 
Ayrıca bu sadece Erdoğan’ın yeniden seçim kazanmak için yapmak istediği bir provokasyona da indirgenemez. Öyle anlaşılıyor ki bu noktada devlet içinde güçlü bir konsensüs oluşmuş. Doğu Perinçek’in yanına Ethem Sancak’ı da alarak Esad’a gitmesini böyle anlamak gerekiyor. 
 
Normalde bu adamlar birbirlerinden hiç hazzetmezler; fakat buna rağmen Perinçek sonuçları politik olarak daha çok Erdoğan’a yarayacak olmasına rağmen Esad’a gitmekte hiçbir sakınca görmüyor. Çünkü Erdoğan ve devletin Ergenekon diye tanımlanan çevreleri Erdoğan’la kader birliği yapmış durumdalar. 
 
Bu çevreler kendi gerici, despotik iktidar ilişkilerini sürdürebilmek için bölgede ilerici insanlığın merkezi ve umudu haline gelmiş Rojava modelinin tasfiye edilmesi gerektiğini biliyorlar. Buna bir de Rojava’da kendini sürekli yenileyen Kürtlüğü de eklerseniz bu çevrelerin Rojava nefretini daha iyi anlarız. 
 
Erdoğan ve çevresinin  vermedikleri taviz ve çalmadıkları kapı kalmadı; fakat buna rağmen neredeyse hiçbir çevreden istedikleri desteği alamadılar. ABD’nin yeni yönetiminin bu konudaki tutumu her ne kadar çok tutarlı olmasa da açık işgale onay verecekmiş gibi de gözükmüyor.  
 
Putin ise aslında Erdoğan’ı iktidarda tutmaya çok istekli; fakat onun da engelleri var. Bunlardan ilki ve en önemlisi Türkiye’nin koruma altına aldığı ve bölgesel operasyonlarını birlikte sürdürdüğü çeteci yapılar. 
 
Esad yönetimi inancı gereği bu çeteci/şeriatçı yapıların en büyük düşmanı, İslam içi fitne durumundadır. Son on yılda yaşananlara bakınca çok uzunca bir süre bu iki anlayışın bir arada yaşayamayacağını görürüz.
   
Esad yönetiminin gönlünden geçen iç savaş öncesi duruma yeniden dönmektir; fakat bunun artık koşulu yok. Esad iktidarı Suriye’de ya şeriatçı/çeteci yapılarla; ya da laik/demokratik çoğulculuğu esas alan QSD güçleri ile paylaşmak zorunda kalacaktır. 
 
Gelin isterseniz konuya biraz daha yakından bakalım, siz olsanız ne yapardınız? 
Bir yanda Türkiye ile birlikte sizi sadece iktidardan uzaklaştırmak değil; neredeyse bir soykırımla ortadan kaldırmak isteyen bir yapı var; diğer yanda ise sizinle iktidar mücadelesi veren ama aynı zamanda da sizin varlığınıza saygı duyan, sizinle mücadeleyi siyasal rekabetle sınırlandıran başka bir yapı var. 
 
Siz olsanız tercihinizi kimden yana yapardınız? 
Suriye’de cin şişeden çıkıtı; artık sadece Kürtler değil, aynı zamanda çeteci/şeriatçı yapılar da Suriye’de bir vakadırlar. Bu yapılar sadece birer politik organizasyon değil aynı zamanda o ülkenin sosyolojisinin birer parçasıdırlar. 
 
Kısa vadeli bu yapılara karşı asla askeri metotlarla sonuç alınamaz. Son on yılda savaşma iradesi önemli ölçüde kırılmış, tamamen dışa bağımlı hale gelmiş Suriye ordusu tek başına ne çeteci/şeriatçı yapıları ne de QSD güçlerini yenemez. 
 
Esad yönetimi tercih yapmak zorunda; ya çeteci/şeriatçı çevrelerle birlikte QSD’ye saldıracak; ya da QSD ile birlikte şeriatçı/çeteci yapıları yenilgiye uğratacak!  
 
Aslında çok zor bir soru ile karşı karşıya değiliz; sorduğumuz sorunun cevabı çok basit!
Eğer Esad yönetiminin basireti bağlanmazsa sadece kendi çıkarlarını orta vadede güvenceye almak için QSD ile birlikte çalışmak zorunda. 
Aksi halde bir vade sonra iktidarda kalamaz ve kendi ailesi de dahil olmak üzere başta; Nusayriler olmak üzere, Ermeniler, Aleviler ve başka inançtan insanlar Suriye’de yaşamaya devam edemezler, korkunç katliamlarla baş başa kalırlar. 
 
Halbuki Esad yönetimi QSD ile birlikte davransa ve Rojava gerçekliğini tanınsa; hem Suriye’nin tamamının demokratikleşmesine ve gelişmesine katkı sunar; hem de kendini güvenceye alır! 
 
Bu noktadan sonra bir süre daha Suriye yönetimini takip etmeye devam edeceğiz. Esad yönetimi ya Erdoğan’ın tehdit ve rüşvet tekliflerine evet diyecek ve bir süre sonra aynı çevreler tarafından ortadan kaldırılabilecek. Ya da Rojava modelini esas alıp en başta Suriye olmak üzere bütün bölgenin en önemli güç odaklarından birine dönüşecek!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.