Hangi yol açıksa o yolda yürünür 

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Kürt halkı ne yapacağını biliyor. İlk silahlı direniş başladığında Kürt halkının Meclis’te tek bir temsilcisi bile yoktu. Direniş “barışçı parlamenter yolu” da açar. Bu bilinç Kürt halkının beynine de ruhuna da kazınmıştır.

AKP muhkem bir Saray’da mevzilenmiş. Başkomutan Erdoğan Selimiye Kışlası’nın, 15-16 Haziran işçi ayaklanması nedeniyle kapatıldığım güzel manzaralı ve Kırım savaşıyla ünlü olan hemşire Florance Nightingale’in ikamet ettiği kuleden Türkiye’yi seyrediyor. Arada bir JÖH, POH, polis karakollarında namaz kılıyor. Sonra yine bakıyorsun sahte Mareşal üniformasıyla Genel Kurmay, Jandarma, AYM, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, YSK, başkanlarının koltuğunda, derken Demirtaş’ın, Yüksekdağ’ın, Kavala ve Ahmet Altan’ın yargılandığı mahkemede başkanlık makamında, Hazine’nin kasa dairesinde ortaya çıkıyor. Ve Havuz Medyasında başyazar, Dış İşlerinde kavas kılığına girmiş çaktırmadan yönetiyor.

Adam “binbir surat”. Babanızım diyerek Devlet aygıtının tepesine tünemiş bir “Akbaba”…

Güya sistem içi muhalefet de bunun karşısında mevzilenmiş. Mevziye bakıyorsun evlere şenlik. CHP sazdan yapılmış kulübeden meydan okuyor. Bu kulübenin bir de müştemilatı var: İyi Parti. Görünüşte o da sazdan bir kulübe. Ama içine bakıyorsun neredeyse Saray’ın içi gibi gizli bölmelerle donatılmış. Polis, asker, MİT üniformalı adamlarla dolu. Başlarında da MHP’yle nikahı bozmuş bir Asena. Mevzinin adı Millet İttifakı… Etrafı “barikat” adına, henüz havan topunun icat edilmediği yıllarda sık sık Paris sokaklarında görülen barikatların aynısı. Çalılar, kalaslar, eşek arabaları, tencere, tava, sokaklardan sökülmüş parke taşları, aralıklardan uzanan 1789 model süngülü tüfekler. Bir sıkıyorsun, on dakika namluya barut ve mermi tıkmak için feleğin şaşıyor.

“Demokrasi muharebesinde” Millet İttifakı işte bu önlemlerle AKP’nin “hayasız akınını” güya püskürtecek.

Daha başkomutan “süngü tak, ya Ali ya Muhammed” diyemeden, AKP/MHP mevzilerine bile tek bir Kazan bombası, tek bir “Fırtına obüsü”, tek bir galon kimyasal silah bile atılmadan, CHP kulübesine, “müştemilat”tan yapılan ilk salvo ateşiyle imamesini şaşırıyor. “Bir bakıyorsun Akşener’in burnuyla ağzı arasında bir bıyık. Erdoğan’ın tıpkısı. O da ne? Saçlar yerinden uçmuş, kel bir kafa, Soylu’nun kafası. CHP kulübesinin müştemilatı Saray’ın ileri karakoluna dönüşmüş.

“İyi Parti HDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ‘evet’ diyecek…”

Millet ittifakı İyi Parti’nin açtığı ateşle sizlere ömür. Eğer CHP ölüyü diriltmeye, ittifaka yapılan ihaneti görmezden gelip, havaya bakarak ıslık çalmaya başlarsa, ikinci bir İstanbul seçim zaferini rüyasında bile göremez.

HDP nedir?

Kürt halkının önünde uzanan mücadelenin iki alternatifinden biri… Bir tarafta “silahlı” yol uzanıyor. Diğer tarafta “barışçı parlamenter yol”. HDP bu ikincinin temsilcisi. Şimdi işte bu alternatif yok edilmek isteniyor. O yok olunca CHP’nin “muhalefeti” “Bilmem neden imal edilmiş tayyare” haline gelecek. Erdoğan faşizmi sistem içinde “alternatifsiz” olacak. Geriye ne kalıyor? “Tek yol silahlı yol.”

Alın da hayrını görün. Yeni Garê’ler sizi bu yolun ilk metresinde bekliyor.

Bir başka bekleyen de var: Almanya “barışçı parlamenter yol” dinamitlendiğinde, insanlığın karşısına geçip “Türkiye meşru savunma hakkını kullanıyor” filan diyemeyecek. Dediğinde kendi kamuoyundan ağır bir tepkiyle karşılaşacak. Dünya Kürt halkının seçtiği “silahlı yolun” meşruiyetini ilan edecek. Ha gayret. Deneyin. Devletler insanlığın vicdanı karşısında eski numaralarını daha zor yapacak. PKK’ye “barışçı yola dönün” demeye mecalleri, gerekçeleri, iddiaları filan kalmayacak.

Elbette bu durum kötü. Çünkü “silahlı yolun tek yol” haline gelmesi kan ve gözyaşının seller gibi akması demek. Bunu AKP-MHP ve İyi Parti dışında ne PKK ister, ne Kürt halkı. Bu gerçekleştiği zaman da sisteme destek olan Türk halkı da pişman olacak. Ama kendi düşen ağlamaz.

Dağda kepaze olan rejim, savaşı parlamentoya taşıdı.

Bu savaş kazanılabilir mi? Kazanılabilir.

Özellikle Avrupa ve Amerika’daki Kürt diyasporası kolları sıvar ve bulundukları ülkelerin halklarına gerçek durumu, öyle klişelerle değil, somut argümanlarla kapı kapı dolaşarak anlatır, onların eylemli desteğini ister, “biz de Avrupa’nın eşit haklı yurttaşlarıyız, yurttaşı olduğumuz devletlerden yurttaşı olmayan Erdoğan’ı değil kendi yurttaşlarını desteklemesini istemek hakkımızdır” diyerek yaparlarsa Erdoğan dış desteklerini kaybeder.

Ve içeride de işi gücü bırakıp, CHP tabanına “ikinci bir dokunulmazlık skandalına imza attığı zaman CHP’nin bütün iktidar umutlarının kesinlikle sona ereceğini ve rejimin “yeni bir muhalefet yaratma” diye açıkça söylediği gibi, demokrat CHP’li kadroları da tasfiye edeceğini” anlatmak gerekir.

Kürdistan’a gelince… “Barışçı parlamenter yol” havaya uçurulduğu zaman, Kürt halkı ne yapacağını biliyor. İlk silahlı direniş başladığında Kürt halkının Meclis’te tek bir temsilcisi bile yoktu. Direniş “barışçı parlamenter yolu” da açar. Bu bilinç Kürt halkının beynine de ruhuna da kazınmıştır.

Hangi yol açıksa o yolda yürüyelim.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.