Hayırsever işadamları

Suat BOZKUŞ yazdı —

  • Açıkça ortaya çıktı ki, Kürt düşmanı politikalardan beslenen bu çete devlete egemendir. Devlet bir suç örgütü haline gelmiştir. Kürt düşmanlığına ve kirli savaşa son vermek bu çeteyi de çökertecektir.

Son dönemdeki gelişmeler gösterdi ki “hayırsever işadamı” ile “organize suç örgütü lideri- mafya pisliği” olmak arasında Çin seddi yoktur. Hepsi de devletin politikasına göre belirlenmektedir.

Bir zamanlar İnci Baba lakaplı Urfalı bir kabadayı vardı. “Bin kimsesiz çocuğu sünnet ettirme, kimsesiz bin yoksul genç çifti ve bin dul kadını evlendirmek” gibi hayır çalışmaları yapardı. Dönemin cumhurbaşkanı Demirel’in desteğiyle ihaleleri paylaştırırdı. Demirel ile HEP arasında arabuluculuk yapmaya çalışırken, kendi koruması tarafından vurularak öldürüldü.

Abdullah Çatlı, resmiyette hükümlü olarak arandığı halde sahte kimlikle Ankara’da TBMM’de karargah kurmuştu. Öyle ki, başbakan Mesut Yılmaz ANAP kongresini kazanmak için ona selam gönderiyor ve desteğini istiyordu. Bunun karşılığında da o dönemin kamu ihalelerini paylaştırıp geçinip gidiyordu.

İranlı Reza Zerrab da hayırsever işadamlarından biriydi. Ünü sınırları aştı ve dünya çapında bir işadamı oldu. Amerika’ya kaçtı ve orada Halkbank skandalından yargılandı.

Hayırsever işadamlarımızın son örneği Sedat Peker oldu. Şimdi izlenme rekorleri kıran videolarıyla Türkiye gündemini belirliyor. Bakanlar, cumhurbaşkanı ona cevap yetiştirme derdinde. Bir tek HDP’liyi davet etmeden, telefon bağlantısı bile yapmayan ama HDP hakkında her türlü iftirayı atan “hür basın” bu konuda da tarihe geçecek bir komediye imza atıyor. Düne kadar hayırsever işadamı, Bayırbucak Türkmenlerinin hamisi, Türk dünyasının kağanı ilan ettirip kaftan giydirdiği ülkücü- mafya lideri Peker’i şimdi organize suç örgütü lideri, ABD ajanı vb. ilan ederek etkisizleştirmeye çalışıyor.

Geçmişten bugüne devletten ayrı, devletin dışında bir mafya örgütlenmesi olmamıştır, yoktur. Ağar, Eken, Soylu ve Erdoğan ne kadar devlet görevlisiyse mafyacı denen Çatlı, Çakıcı, Zerrab ve Peker gibileri de aynı şekilde bir devlet görevlisidir. Zaten bu nedenle koruma, yeşil pasaport ve özel silahlar verilmektedir. Bunun tersi de doğrudur: Çatlı, Çakıcı, Zerrab ve Peker gibileri mafya pisliği ise Evren, Çiller, Ağar, Eken, Soylu ve Erdoğan da mafya pisliğidir. İşin daha da önemlisi boğazına kadar suça batmış bu kadar insanı bir araya getiren sebep milliyetçilik-vatan severlik gibi maskeler altında Kürt, Alevi, halk ve demokrasi düşmanlığıdır. Askeri helikopterlerle İran sınırından İzmir limanına uyuşturucu naklinin, her türlü kirli ilişkinin gerekçesi kirli savaşı finanse etmektir. Bu devlet kadrolarıyla bu sabıkalı mafyacıların, uyuşturucudan-cinayetten hükümlü olan çetelerin buluştuğu ortak zemin ortak iktidar olmalarıdır. Uzun yıllardır Türkiye’nin ihracatında ve döviz gelirlerinde temel kalem uyuşturucudur. Savaş bataklığına saplanıp kalan bütün devletler gibi Türkiye’de de uzun süredir uyuşturucu ticareti bir devlet politikası olarak teşvik edilmelidir. AKP’lilerin ve Yıldırım Akbulut’un oğlunun gemicilik sevdasının sebebi de budur. Aslında bunlar herkesin bildiği “sır”lardı. İçeriden yapılan ifşaatlarla bu pislik bohçası patlamıştır. AKP şeflerinin külliyen inkarına rağmen, Sedat Peker’in ifşaatlarının kamuoyunda ilgi görmesi ve inandırıcı olması da bundandır.

Açıkça ortaya çıktı ki, Kürt düşmanı politikalardan beslenen bu çete devlete egemendir. Devlet bir suç örgütü haline gelmiştir. Kürt düşmanlığına ve kirli savaşa son vermek bu çeteyi de çökertecektir.

Bütün politikaları iflas eden ve iç yüzleri ortaya çıkan AKP-MHP çetesinin bu kadar savaş kışkırtıcısı, şiddeti kışkırtan ve özendiren bir yönde inat etmesinin nedeni de bu kanlı-kirli çetenin çıkarlarını korumaktır. Yani sarsılan kendi bekalarıdır.

Muhalefet partileri bu çetenin iktidarına son vermek istiyorlarsa gerçekten barışçı ve demokrat-özgürlükçü olmak zorundadır. HDP ve Kürt-Alevi düşmanlığı yaptıkça özgürlüğe ulaşmak olanaksızdır. En azından Peker kadar muhalefet yapmaları, Peker’in iddialarını açığa çıkarmaları gerekir. Toplumun sorunlarını siyasetçiler çözmeli, çözüm hayırsever işadamlarının merhametine-insafına kalmamalıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.