HDP ve Kürtler neden önemli?

Cafer TAR yazdı —

  • HDP ve örgütlü Kürtler Türkiye’de bir kez daha aynı şeylerin yaşanmamasının güvencesi haline geldiler. Kürtler ideolojik, ahlaki ve politik duruşları ile Türkiye’de demokrasinin sigortasıdırlar. Erdoğan, Kürtleri ve HDP’yi aşamadığı için geldiğimiz noktada yeniden demokrasinin inşasından bahsedebiliyoruz.

Aynı şeyi tekrar tekrar yapmak ve farklı sonuçlar beklemek deliliktir!”  “Albert Einstein.”                                                        

Millet İttifakı içerisinde hareket eden çevrelerin bir kısmı uzun bir süredir HDP’nin ne karşılığında Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyecekleri konusunda yoğun bir tartışma sürdürüyorlar.

Çok uzun bir süredir bütün kamuoyu araştırmaları HDP’nin aktif desteği olmadan hiçbir partinin seçimi kazanamayacağını ortaya koyuyordu. Fakat buna rağmen her iki ittifak da HDP sanki yokmuş gibi davranmaya çalıştılar.

Fakat süreç öyle bir yere geldi ki; bu ülkede Kürtler ve HDP en kör insanın bile görmek zorunda kalacağı kadar net olarak varlar ve olası değişim sürecinin en temel aktörü konumundadırlar.

Birçok çevre bilerek ve isteyerek Kürtleri ve HDP’yi sadece aldıkları oy oranı üzerinden değerlendirmeye çalışıyor; halbuki Kürtler ve HDP’nin bu coğrafyada denk düştüğü şey aldıkları oyların çok üzerindedir. HDP ve Kürtler bu ülkede özgürlük ve demokrasi mücadelesinin en önemli dinamiğidirler.

Türkiye’de birçok kez hükümet değişimi yaşandı. Her defasında insanlar yeni bir dönemin başlayacağı, Türkiye’nin temel meselelerinin çözüleceği umuduna kapıldılar. Fakat bir süre sonra eskiyi aşma iddiasıyla gelenler ülkeyi geçmişten çok daha kötü bir noktaya getirdiler.

İttihatçılar Abdülhamit’i iktidardan uzaklaştırırken her milletten milyonlarca Osmanlı vatandaşı sokaklarda “nihayet ülkeye özgürlük geldi!” diye dans etti. Fakat birkaç yıl sonra ülke kan gölüne döndü.

Bu ülke benzer şeyleri tek parti dönemi sonrasında da yaşadı. Demokrat Parti iktidarı o dönem birçok sol çevre tarafından da desteklendi. Fakat bir süre sonra Demokrat Parti Türkiye’si tek parti dönemini aratır bir noktaya gelmişti.

Sonra 12 Eylül rejimi ve birçok derslerle dolu sözüm ona rejimin aşılması süreci var. İnsanlar Demirel/İnönü iktidarına sorunların aşılması noktasında çok önem veriyorlardı. Fakat oradan Türkiye Sivas katliamına ve Mehmet Ağar/Tansu Çiller iktidarına savruldu.

Yine büyük umutlarla iktidara gelen AKP ve lideri Erdoğan miting meydanlarında herkese özgürlük vaat ediyor; insanlara yoksulluk, yolsuzluk ve yasakları bitireceği sözünü veriyordu.

Fakat gelinen nokta AKP iktidarı, cumhuriyet döneminin en fazla yolsuzluk yapılan, yoksulluk ve yasakların zirve yaptığı bir döneme denk düşüyor. Muhtemelen Erdoğan rejiminin sonuna geldik gibi gözüküyor ve Türkiye’de yeni bir iktidar iş başına gelecek.

Öyleyse Türkiye’de sorun nedir, neden gelen hep gideni aratıyor? Türkiye’de neden doğru bir iktidar seçeneği ortaya çıkmıyor?

Kürt Halk Önderi’nin geliştirdiği Demokratik Özerklik yaklaşımı Türkiye’nin yüz elli yıllık modernleşme sürecinin çözülmüş bulmacasıdır. Devlet ve iktidar merkezli yaklaşımlar her defasında Türkiye’yi aynı yere getiriyor.

Yazının başında da ifade ettiğimiz gibi aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek Albert Einstein’ın da dediği gibi deliliktir. İşte HDP ve örgütlü Kürtler Türkiye’de bir kez daha aynı şeylerin yaşanmamasının güvencesi haline geldiler. Kürtler ideolojik, ahlaki ve politik duruşları ile Türkiye’de demokrasinin sigortasıdırlar. Erdoğan, Kürtleri ve HDP’yi aşamadığı için geldiğimiz noktada yeniden demokrasinin inşasından bahsedebiliyoruz.

Şimdiye kadar Türkiye’de tartışmalar sürekli iktidarın ele geçirilmesi üzerinden yürüdü. Halbuki bundan daha önemlisi, kadında, erkekte güçlü bir zihniyet değişikliğini gerçekleştirmek olmalıydı.

Bu ülkede halkı dışlayan bütün yaklaşımlar kendilerine sağcı/solcu ne derlerse desinler gericidirler. Yerelde halkın söz ve karar sahibi olmasını ön görmeyen ve ülkedeki tüm farklılıkların kendini özgürce ifade etmesini esas almayan bütün yaklaşımlar bir süre sonra Türkiye’yi aynı noktaya getirir.

HDP halktır ve öyle de kalmalıdır; önümüzdeki seçimlerde HDP’nin en öncelikli talebi insanlık dışı tecridin kaldırılması da dahil bütün anti demokratik uygulamalara son verilmesi, Kürt sorununun demokratik çözümü için acil adımların atılması ve ülke dışında başka halklara yönelik yayılmacı dış politikaya son verilmesi olmalıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.