İttihadı ulema mı, zulema mı?

Ahmet TURHALLI yazdı —

  • Kemalist sistemi tanımayan, Türk İslam sentezinden bihaber olan saf ve temiz, ama şuursuz bir kesim de ülkemiz Kurdistan'da maalesef mevcut.
  • Kürtçe hutbe okudukları ve Muhammed-i İslamı savunmalarından dolayı, medrese seydalarımızı sokak ortasında kurşunlayanlar, Cami avlularında seydalarımızın başlarını çivili sopalarla parçalayanlar, cesetlerini oturdukları evlerin altına gömenler kimlerdi? Bu zulme İslam rengi vererek onları paklayıp, mazlum Kürt’ü görmezden gelenler, İttihadı ulema mıdır, yoksa İttihadı zulema mıdır?
     
     

Kurdistan’ın başkenti Amed'de, Ekim'in 15 ve 16'sında Alimler ve Medreseler Birliği diye isimlendirilen (İtttihadul Ulema) öncülüğünde bir toplantı düzenlendi.
Bu toplantıya değişik çevre ve kesimlerden isimler katıldı. 

Kimlerdir bu İttihadı ulema? Amed’in merkezinde yüksek katlı ve lüks binalarda kim bunları oturtmakta? Medreseler ve Alimler Birliği diyerek Kürtlere satılmak istenen bu kesimler, nerden ve nasıl beslenmekteler? Bu soruları çoğaltmak elbette mümkün, ama bunların içerisinde bulunan ve bunların İslam’a hizmet ettiklerine inanan, dürüst müslümanlar da mutlaka vardır. 

Kemalist sistemi tanımayan, Türk İslam sentezinden bihaber olan saf ve temiz, ama şuursuz bir kesim de ülkemiz Kurdistan'da maalesef mevcut. Kemalist sistem Kürt medreselerini ve tekkiyelerini, tekkiye ve zaviye kanunları diye kanunlar çıkararak, Kürt medreselerini kapatmış ve bu medreselerde okuyanları eşkiya diye kanun dışı ilan etmişti. Medreselerimize ve Alimlerimize düşman olan bu sistem; neden bugün‚ ‘Medreseler Birliği’ diye Kurdistan’ın kalbi Amed’de, büyük binalar inşa etmekte ve bu kesimlere ekonomik, sosyal, örgütsel, güvenlik, siyasi ve medya desteği ile Kurdistan’ın her mahallesine, köyüne medrese inşa etmektedir? Erdoğan ve Soylu da, Hitler ve Gobels gibi her gün bir icazet merasimi diye, Kurdistan’da dolaşmaktalar. 

Bu plan yeşil Kemalizm’in, din ve İslam adına Kürtler üzerinde yoğunlaştırdıkları ve sonuç almak istedikleri kirli bir plandır. Bu Plan Allah ve din adına aldatma planıdır. Yoksa batıda neden Türk milliyetçiliği, fabrika temelleri, otomobil, siha ve uçak diye toplumu aldatan bu sahtekarlar, Kurdistan’da ise, medrese, camii ve Kur’an kursların açmaktalar. Turistik otellerin, umumhanelerin, İçki fabrikalarının, kumarhanelerin ve yozlaşma merkezi haline gelen batıya fabrika ve ekonomik yatırım, Kurdistan’a sahte din yatırımı yapılmaktadır. Sahte din yatırımı Kürtleri ve Kurdistan’ı din adına kendi köklerinden koparmak ve Türkleştirmektedir. 

Kemalizm 80 yıldır Kürtlerin Milli ve doğru İslam damarı olan Medrese kaynağını zorla yok edemediği için içeriğini boşaltma, kendi hakikatinden koparma planı ile başarı elde etmişe benziyor. Kurdistan’ın ve Kürtçenin kaynağı olan medreseler rejim tarafından Kürtçeyi ve Kurdistan’ı bitirme aletlerine dönüştürülmek istenmektedir. Medreselerimiz zor kullanılarak, zora dayalı kanunlar ve kapatmalarla tasfiye edilemezken, Kemalist sistemin, AKP MHP ve bunlara bağlı yavru işbirlikçi cemaatlerin yardımı ile medreselerimiz üzerinden, devlet dinini ve Kürtçe asimilasyon planlamalarını nihayete erdirmek istemektedir. 

Taliban sözcüsünün de katıldığı bu toplantıda Kürtler, Kurdistan sözcüğü ile tuzağa çekilmek istenirken, Allah bu tuzağı hazırlayanların tuzağını, yeni Şafak yazarı olan Yusuf kaplan ile ortaya çıkarmış, bu organizasyonun başı olan kişinin de ‘biz Müslümanların vahdetini esas almaktayız’ cevabı ile mazlum Kürt milleti için kurdukları tuzakları onların boynuna geçirmiştir. İslam adına gerçekleştirildiği iddia edilen, amacı ise; Kürt Müslümanları aldatma olan bu organizasyon da ellerinde patlamıştır. Zalim ve gaddar TC devleti, Kurdistan’da Türk İslam sentezi lehine sonuçlar elde etmeye ve medreselerin içeriğini boşaltmaya çalışmaktadır. Kemalizm ise insanlarımıza İslam akidesi yerine, Türk Turan ve Türk ırkçılığını kılıktan kılığa girerek yedirmeye çalışmaktadır. Dini kutsallar Kurdistan’da pervasızca ve sonuna kadar kullanılarak, İslam ve Kürt milleti ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Oysa Kurdistan Medreselerinde Kürtçe dersler verilmekte idi, sosyal, ilmi ve toplumsal islam bu medreselerde okutulmaktaydı. Bu medreselerden çıkan Alimler Kürtlerin hak ve hukuğu için mücadele etmişlerdi. Doğru İslamın yaşanması ve Kürt milletinin hakları için, darağaçlarına yürüyerek gitmiş ve şehadet şerbetini içmişlerdi. Buna rağmen, Türk ırkçı turan sistemine perva etmemişlerdi. 

Alimlerimiz toplumun birer neferi toplumumuzu iktidar İslamından uzak tutmakta hassas davranmışlardı, başlarını vermişler ama İslamın izzetini ve milletimizin haklarını bu barbar devlete peşkeş çektirmemişlerdi. Kürt toplumunun iç sorunlarını sulha dayalı çözümler üretmiş, İslam alemine de büyük ilmi katkılar sunmuşlardı. Kendi ekonomik yaşamlarını Kürt toplumunun bağışları ve katkıları ile idame ettirmiş, Kürtler kendi yemek ve aşlarından kısarak, kendi İslami rehberlerini ve seydalarını hazırlamışlardı. Yani Kurdistan medreseleri ve onlarda yetişen ulema, saray ve iktidarların sofrasına asla tenezzül etmemişlerdi. Osmanlılar bu sistemden rahatsız olmakla birlikte, bu sistemleri dağıtmaktan da korkmuşlardı. Çünkü Kürt alimler İslam diyarında ilmi bir otorite olarak tanınmaktaydılar. Tarihe dikkatle bakıldığında, kendini sultaya yani iktidarlara pazarlayan Kürt Alimleride olmuştu. Ebu Suud Molla Gorani bunlardan biri idi. Abbasiler döneminde Sultayı red eden Kürt Alim Ebu Hanife de, bütün zorlamalara rağmen sultayı ve sarayı kabül etmemiş, işkence ile katl edilmişti. Kurdistan’da Medrese ve Alim geleneği, saraya ve sultana biat eden değil, milletin safında yer alan ve sistemlere karşı kıyama kalkan bir gelenektir.

Kurdistan medreselerini zorla kapatan ve bu medreselerde okuyanları darağaçlarına çekenler kimlerdi? Bu medreselere kilit vurmuş bir sistem, medreselerin Seydalarını darağaçlarına çekmiş bir sistem, nasıl olurda bu medreselere destek verir ve onlarla birlikte icazet törenleri, toplantılar düzenler? Kürtçe hutbe okudukları ve Muhammed-i İslamı savunmalarından dolayı, medrese seydalarımızı sokak ortasında kurşunlayanlar, Cami avlularında Seydalarımızın başlarını çivili sopalarla parçalayanlar, cesetlerini oturdukları evlerin altına gömenler kimler di? Kürtçe mevlit okudu diye 80 yaşlarındaki seydaları zindanlara atıp öldürenler kimler? Bu zulme İslam rengi vererek onları paklayıp, mazlum Kürt’ü görmezden gelenler, İttihadı ulema mıdır, yoksa İttihadı zulema mıdır?

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.