Kılıçdaroğlu’nun İngiltere seyahati 

• Bunların hepsi tiyatro ve Kılıçdaroğlu çok kötü bir oyunculuk sergiliyor; kimse böyle yirmi yıllık Erdoğan iktidarını al aşağı edemez! 

CHP Genel Başkanı bir süredir yıllardır Türkiye’ye yön veren dünyanın önemli sermaye merkezlerini ziyaret ediyor; geçenlerde Amerika’daydı, şimdi ise İngiltere’de!  
 
CHP Genel Başkanı’nın kamuoyunun çok alışık olmadığı bu türden yurtdışı ziyaretleri ve oralarda verdiği mesajlar Türk ve Kürt kamuoyunca dikkatlice takip ediliyor. İktidar çevreleri bu seyahatleri endişe ile takip ederken; muhalefet ise haklı olarak kapalı kapılar arkasında nelerin konuşulduğunu bilmek istiyor. 
 
Fakat bütün ısrarlı sorulara rağmen Kılıçdaroğlu gezisinin içeriği ve kimlerle neler konuşulduğu konusunda henüz kamuoyunu yeterince bilgilendirmedi. Çok magazin şeylerle insanları oyalamak istiyor.  
 
Düzen muhalefeti onca olup bitenlere rağmen Erdoğan/Bahçeli faşizmine olana tepkiyi beşli çete tartışmalarına boğup bu ülkenin gerçek gündemlerini hasır altı etmek istiyor.  
 
Evet, doğru!
Bu ülkede kamu ihale yasası kerelerce değiştirdi; rejim artık göstermelik de olsa ihaleye bile gereksinim duymadan kamu kaynaklarını yakınlarına peşkeş çekiyor. Fakat bu ülkede son yirmi yılda olup bitenleri sadece yolsuzluklara ve hayat pahalılığına indirgemek eğer cehalet değilse, en az iktidar kadar bu ülkenin insanlarına ihanet etmek olur! 
 
Halbuki Kılıçdaroğlu ne yapıyor? 
İngiltere’de Hamburger fiyatları ile Türkiye’deki hamburger fiyatlarını karşılaştırarak sözüm ona Türkiye’deki hayat pahalılığına dikkat çekmeye çalışıyor. Yine başka bir haberde Londra’dan güya paralarını İngiltere’ye kaçıran çeteleri teşhir ediyor. 
 
Bunların hepsi tiyatro ve Kılıçdaroğlu çok kötü bir oyunculuk sergiliyor; kimse böyle yirmi yıllık Erdoğan iktidarını al aşağı edemez! 
 
Eğer gerçekten bu köhne iktidarı al aşağı etmek itiyorsanız; ilk yapmanız gereken şey bu ülkenin en dinamik kesimlerine yani demokrasi güçlerine gitmek. Onlarla birlikte bu ülkenin gerçek gündemlerini tespit etmek ve çözümü konuşmak olmalıdır. Her şeyden önce Kürt sorunu ve demokratikleşme konusunda somut bir yaklaşım ortaya koymadan ne seçim kazanabilir ne de kazansanız bile iktidarda kalabilirsiniz. 
 
Türkiye’yi yönetebilme yetkisini bu ülkenin yoksul, baskı altında inim inleyen, her gün tutuklanma korkusuyla evine giden, bir tweet atmaktan bile korkar hale gelmiş insanlarından almaya çalışmak yerine, yetkiyi tıpkı Erdoğan’ın yirmi yıl önce yaptığı gibi uluslararası sermayeden almaya çalışıyor. 
 
Peki Kılıçdaroğlu sahiden ne oldu da birdenbire sık sık yurt dışı seyahatlerine başladı? 
Bu sorunun cevabı çok basit; çünkü Kılıçdaroğlu tıpkı belediye başkanlığı seçimlerinde olduğu gibi bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Kürtlerin kendilerini destekleyeceğini ve kendisinin başkan olacağını düşünüyor. 
 
Ona göre içerde seçim kazanmak artık mümkün; sıra yurt dışındaki sermaye çevrelerinin rızasını almaya kaldı! Orada kendi muhtemel iktidarlarında uluslararası sermaye çevrelerini kayıpları olmayacağı, Türkiye’de kendi dönemlerinde daha kolay para kazanabilecekleri konusunda ikna etmeye çalışıyordur. 
 
Kılıçdaroğlu muhtemelen kendi iktidarları döneminde; enerji siyasetlerinin ne olacağı, Rusya’ya yaklaşımları, Merkez Bankasının çalışma prensiplerine nasıl baktıkları, nasıl bir para politikası izleyecekleri, serbest piyasadan ne anladıkları ve daha birçok konuda söz konusu çevreleri ikna etmeye çalışıyordur. 
 
Fakat buradan kendisini uyarıyorum; günümüz Kurdistan’ında ve Türkiye’de halklardan rıza almak artık o kadar kolay değil! Kimseyi sadece ekmek/peynir kolaycılığıyla ikna edemezsiniz! 
 
İktidara gelebilmek için bu topluma özellikle de Kürtlere muhakkak refah önermeniz lazım; fakat her şeyi buraya indirger ve demokrasi ve özgürlükler konusunda hiçbir şey söylemezseniz AKP'den ciddi bir farkınız kalmaz.  
 
Evet belki bunca yaşanan şeyden sonra hiçbir onurlu Kürt’ün eli Erdoğan’a oy vermeye gitmez; fakat eğer Kürt toplumuna barış, demokrasi ve özgürlükler konusunda somut önerileriniz olmazsa Kürtlerin Erdoğan’a karşı sizi destekleyeceklerinin bir garantisi yok! 
 
Bundan dolayı CHP yönetimini ve Kılıçdaroğlu’nu uyarıyorum; İngiltere’den döner dönmez, Kurdistan’a gitsin ve Kürtleri ikna etmeye çalışsın; aksi halde iktidar hayalleri bir anda kabusa dönüşür ve Erdoğan kendini ebedi şef ilan eder!