Kültürel soykırımı durdurabiliriz!
Demir ÇELİK yazdı —
- Soykırım saldırılarına karşı değerlerimizi korumanın örgütlenmesi meşru ve demokratik bir haktır. Başka türlü varlığımızı koruyamayız.
İnsan üzerinde doğup büyüdüğü, yapım ve yaratım faaliyetlerine katıldığı coğrafyanın eseridir. O coğrafyanın fiziki, demografik ve iklimsel koşullarından ve o coğrafyada yaşanmakta olan insan toplumsallığından etkilenerek yaşama değer katan, aklı ile düşünen, vicdani ile sorgulayan bir varlıktır. Bu temelde insan sadece biyolojik bir varlık değil, aynı zamanda siyasal, sosyal ve kültürel bir varlıktır. Kendisine değer katan toprak parçasına minnet duyar, tarihsel yapım ve yaratım faaliyetlerinin kendisinde oluşturduğu ruhi şekillenme ile başka birey ve topluluklardan olan farklılığının bilinci ile doğaya, yaşama, canlı cansız varlıklara yaklaşır. Evrensele ve evrensel değerlere ulaşabilmek adına özgün ve özerk olan yerel ve yereldeki her türden yapım ve yaratım faaliyetlerini sevmek, sahiplenmek ve onları korumak, yaşam zinciri açısından hayati önemdedir. Çünkü özgün ve özerk parçalar olmaksızın toplumsal, siyasal ve doğal istikrar yaşanmaz. Ekolojik boyutta siyasal ve toplumsal istikrar, birinci ve ikinci doğanın doğal seleksiyon yolu ile kendisini sürdürmesine bağlıdır. Bu da ancak çokluk içinde birlik yasası gereğince yerel kültürlerin, dillerin, tarihsel değerlerin ve özgünlüklerin yaşatılması, geliştirilmesi ile mümkündür. Siyasal, sosyal ve kültürel bir varlık olan insan, kapitalistler gibi doğayı tüketilecek bir nesne olarak göremez. Aksine üzerinde yaşadığımız coğrafyadaki canlı cansız tüm varlıkların yaşam haklarını savunmak, birinci ve ikinci doğanın çokluğun ve çeşitliğin fonksiyonu olduğu bilinci ile kültürel soykırıma karşı koyabiliriz. Bunun için:
1-İnsan Sevmeli:
Ax(Toprağı) Sevmeli: Üzerinde yaşanan coğrafya ve mekânın tarihsel, sosyal, kültürel ve siyasal değerlerini sevmek insanlaşmanın ve kültürleşmenin ilk adımıdır.
Xwezayı(Doğayı) Sevmeli: Doğadaki canlı cansız varlıkların tümüne aynı nazardan bakmak, hepsini eşit haklar sahibi görmek ve sevmek yaşam iksirimiz olmalı. Su kaynaklarını, bitki ve hayvan çeşitliliğini bilmeli ve korumalıyız. Eko sistemin kendisini sürdürebilmesi için Nükleer santrallere, HES (Hidro elektrik santralar), Hidro karbon(Fosil) yakıtların doğayı kirletmesine karşı çıkmak, savaş ve onun yıkımlarına karşı toplumsal ve siyasal duyarlılık oluşturmak, savaşa karşı barışı, barbarlığa karşı demokrasiyi savunmaktır insan olmak.
Mîrov(İnsanı) Sevmeli: Dili, rengi, cinsi, siyasal düşüncesi, etnik kimliği ve inancı ne olursa olsun o coğrafyada yaşayan herkesi sevmek, herkesin temel insan hakları sahibi olduğu eşitlikçi anlayışla her kesimi bir ve eşit görmektir insan olmak.
Bawerî(İnancını) Sevmeli: İnancımız devlet ve iktidar dışı hakikati ile evrensel değerleri savunmaktadır. Yani doğayı, insani sevmek, canlı cansız varlıkları bir ve eşit haklar sahibi görmek kadar güzel, doğru ve vicdani olan başka bir şey var mıdır? Bu değerler sahibi inancımızı sever, bilince çıkarır ve toplumsallığını sağlamanın örgütlülüğü içinde olursak nahak zihniyetin bu saldırısını boşa çıkarabiliriz.
2- İnsan Sahip Çıkmalı:
Dîrok (Tarihine) Sahip Çıkmalı; Üzerinde yaşadığı coğrafyanın tarihsel değerlerini bilmek, yapım ve yaratım faaliyetlerini bilince çıkarmak ve sevmek insani olandır.
Ziman (Diline) Sahip Çıkmalı: Ana dilimiz ile okuyup yazmalı, anadilimizle sanat ve edebiyat çalışmalarında olmalıyız.
Nasname(Kimliğine) Sahip Çıkmalı: Etnik kimliğini tanımak, onun tarihsel ve kimliksel değerlerini bilmek ve onlarla barışık olmak insani güçlü kılar.
Çand(Kültürüne) Sahip Çıkmalı: Üzerinde yaşadığı coğrafyanın kültürel kodlarını ve kültürel değerlerini bilmek, onları insan toplumsallığıyla buluşturmak, toplumsal aydınlanmada bu değerleri evrensele taşımaya çalışmak soykırımı boşa çıkaran faaliyet olur.
3- İnsan Kendisini ve Değerlerini Savunmalı, Korumalıdır:
Devletçi iktidarcı sistemin askeri, siyasi, kültürel, ekonomik ve sosyal politikalarının saldırı ve asimilasyonuna karşı toplum ve topluluklar kendisini korumak zorundadır. Bu meşru bir haktır. Kürt dilini, kimliğini, kültürünü, tarihini ve tarihsel hakikatini, Kürt Alevi süreğinin değerlerini sivil demokratik dikey olmayan yatay örgütlülükle korumak, geliştirmek bilinçli insanın olmazsa olmazı olmalıdır. Raa(Reya) Heqî inancının ocax sisteminin tarihsel misyon ve işlevine benzer toplumsal örgütlenmeyi gerçekleştirebilirsek soykırımı boşa çıkarabiliriz. Bunun için dilsel, kimliksel, düşünsel ve inançsal alanlarda örgütlenmeliyiz. Soykırım saldırılarına karşı değerlerimizi korumanın örgütlenmesi meşru ve demokratik bir haktır. Başka türlü varlığımızı koruyamayız. Çünkü biz devletsiz bir halkız. Ulus devletin kuşatıcılığına, asimilasyon politikalarına, toplumsal kırımına, kadın kırımına, kültürel ve ekolojik kırımına karşı kendimizi ve toplumsal değerlerimizi koruyamadığımızda, sahiplenmediğimizde, onları ortadan kaldırmaya yeminli bir nahak zihniyet var. Bu nedenle devletsiz ve iktidar dışı bir halk ve onun inanç sahibi kesimleri olarak ekmek kadar, su kadar örgütlenmeye ihtiyacımız vardır. Dikey olmayan yatay örgütlenmeler üzerinden ana dilimizi öğrenmek ve öğretmek, sanat ve edebiyat alanında Kürt Rönesans’ını yaşamak, inancımızın hakikatini açığa çıkarmak, Raa(Reya) Heqî inancının sosyal ve kültürel değerlerini yaşatmak ve toplumsallaştırmak, bu değerleri gelecek nesillere aktaracak kurumsallığa kavuşturmak en temel görevimiz olmalıdır. Bütün bunlar örgütsel olduğu kadar bireysel düzeyde de yapabileceklerimizdir.