NATO, silahlanma ve ABD
Ziya ULUSOY yazdı —
-
Birinci başkanlık döneminde NATO’nun “beyin ölümü”nü gerçekleştiren Trump bu kez takımıyla birlikte zirveye katılarak ABD ile İngiltere ve AB emperyalistlerinin askeri ittifakının devam edeceği fotoğrafını verdi.
24-25 Haziran’da La Haye’deki NATO zirvesinin en önemli iki sonucu oldu. İlki, birinci başkanlık döneminde NATO’nun “beyin ölümü”nü gerçekleştiren Trump bu kez takımıyla birlikte zirveye katılarak ABD ile İngiltere ve AB emperyalistlerinin askeri ittifakının devam edeceği fotoğrafını verdi.
İkinci önemli sonucu, NATO üye devletleri gayrisafi ulusal gelirlerinin %5’ini silahlanma bütçelerine ayırmayı, NATO harcamalarına büyük çaplı katkıları kabul ettiler.
NATO, Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra, kağıt üzerindeki kuruluş amacı boşa düşmesine rağmen, 30 yılı aşkın süreç boyunca militarist birliğini ve faaliyetini sürdürdü. Yugoslavya’nın dağıtılması savaşına ve Afganistan işgaline katıldıktan sonra, kendisine yenden bir düşman hedef/amaç buldu. Savaş sanayisi ve silahlanması gelişen Putin Rusya’sı ile, ekonomik rekabette ABD’ye yetişen Çin’i düşman/hedef olarak aldı. Kapitalist rekabetin emperyalist dönemde şiddetlenmesi ve dünya çapında paylaşım savaşlarına yol açması yasasının işlemekte olduğunu gösterdi.
2020’den başlatılan ABD’den özellikle F-35 savaş uçağı ve patriot alımları başlamıştı. La Haye zirvesinden sonra bütün NATO ülkeleri ABD’nin gelişkin hava savaş ve savunma sistemlerinden devasa satın alma yapacaklar. Oligark olarak bu elbette Trump’ı NATO birliğini sürdürmeye ikna eden bir etken oldu.
Fakat Trump NATO’nun 5.maddesi (NATO üyesine bir saldırının NATO savaş güçleri tarafından karşılanacağı) işlerliğine ilişkin soruya her somut olayın içeriğine göre değişir cevabını verdi. Bu, ABD’nin geçmişten farklı olarak her somut savaşta kendi özgün emperyalist amaçlarına göre davranacağı demektir. Elbette bu geçmişten farklılıktır.
Ayrıca %5 kararını Trump’ın dayatmasının yanısıra, AB emperyalistleri ve İngiltere’nin savaş sanayilerini ve silahlanmayı tırmandırmanın ve ekonomik durgunluğu gidermenin bir aracı olarak da aldıkları anlaşılıyor.
Trump ekibi Ukrayna-Rusya savaşına son verme girişimini, savaşın yükünü AB ve İngiliz emperyalistlerinin omuzlarına yüklemek için başlattı. Ama elbette Biden’den farklı olarak Çin’i asıl tek rakip olarak hedef alıyor. “Tersine Kissenger politikası” tanımlaması şimdiden uluslararası literatürde yerini aldı. Geçmişte SB’ne karşı Çin’le işbirliği politikasının ters çevrilmiş benzerini, Çin’e karşı Rusya ile ittifak politikasını deniyor. Bunun hangi ölçüde gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinden bağımsız olarak. Fakat belirtmek gerekir ki, Biden’ın Ukrayna savaşıyla Rusya’yı güçten düşürmesi, şimdi Çin’in asıl hedef alınmasının koşullarını yarattı.
Trump ABD’si, NATO silahlanma tırmanmasının yaratacağı ihracat kazancını NATO’yu dağıtmamanın haracı olarak cebe indirirken, askeri gücünü yüklü haraçlar dayatmak için (Arap petro-dolarlarından 23.5 trilyon dolara yakın haraç anlaşması yaptı ve yüksek gümrük tarifeleri koydu), asıl hedefi olan Çin’e karşı ABD’nin büyük çaplı nükleer silah gücünün tehditi altında taktik nükleer silahları kullanacağı Tayvan savaşını hazırlıyor.
İlk Trump yönetiminde strateji ve kuvvet geliştirmeden sorumlu savunma bakan yardımcısı yardımcısı Elbridge Colby, şimdi Trump’ın politikadan sorumlu savunma müsteşarı. Çin’le sınırlı nükleer savaş stratejisinin teorisini kuruyor. Montly Review editörü J.B.Foster, Trump Doktrini ve Yeni MAGA emperyalizmi (Haziran 2025) incelemesinde, Colby’nin ABD’nin kışkırtacağı olası Tayvan savaşında merdiven tırmanma taktiği öngördüğünü belirtiyor. Altyapı imhası basamağından başlayarak sınırlı nükleer silah kullanma basamağına vardırıldığında, ABD’nin nükleer silah üstünlüğü ve Çin’in kıtalararası balistik füzeler kullanamadan önce sınırlı nükleer silahlarla boyun eğdirilmesi yoluyla ABD’nin dünya hakimiyetinin yeniden kabul ettirilmesi stratejisini önerdiğini belirtiyor,
Rubio’nun askeri bütçenin GSUH’nın %10’na çıkarılması önerisi, Trump’ın Altın Kubbe’yle uzaya nükleer ve balistik füze sistemlerini yerleştirerek bütün rakipler karşısında askeri üstünlük elde etme, Musk’ın Hiroşima ve Nagazaki örneklerini vererek “nükleer silah kullanalım” önerisine Trump’ın “niye olmasın” cevabı vererek ısınmaya başlaması, ABD’nin Çin’i hedefe alan sınırlı bir nükleer savaşla- sınırlı kalıp kalamayacağı bir yana- bütün rakipleri karşısında üstünlüğü yeniden perçinleme stratejisi izlediğini gösteriyor.
ABD’nin bu stratejisinde, geçici olarak NATO birliğini La Haye zirvesinde koruduğunu ama asıl olarak Çin’e karşı sınırlı nükleer silah kullanımının dahil olacağı merdiven tırmanma savaş taktiğiyle İsrail’in bölgesel zincirleme savaşından sonraki savaşı hazırlandığını gösteriyor.