Newroz pîroz be!

Cafer TAR yazdı —

  • Kürt halkının yıllardır şehadetler pahasına yaktığı Newroz ateşi bölgesel ve küresel gericiliğe meydan okuma, bu dünyanın mağdurlarına ise; özgürlük, demokrasi ve barış çağrısıdır.

Özellikle son on yılda yaşananlar hiç bir halkın kendi içine çekilerek sorunlarını çözemeyeceğini çok net olarak hepimize gösterdi.

Kürt halk önderinin İmralı sonrası ortaya koyduğu yeni paradigmanın dayandığı en temel gerçeklik bu olmaktadır.

“Kimse kendisini bu dünyadan izole ederek sorunlarını çözemez!”

Bu gerçek yaşadığımız çağın en önemli hakikati olmaktadır. ABD sanılanın aksine dışa ticarete çok bağımlı bir ülke değildir; ABD ekonomisi bir yıl içerisinde ürettiği gayri safi hasılanın sadece yüzde 7'sini dış ticaretle sağlıyor. Bu rakam Almanya için ise neredeyse yüzde 40'lara kadar çıkıyor.

ABD; sahip olduğu doğal kaynaklar, 350 milyona yakın nüfusu (ki bunun önemli bir kısmı eğitimli kesimlerden oluşuyor) ve sermaye birikimi ile dış ticarete çok az gereksinim duyan ender ülkelerden birisidir.

Fakat buna rağmen ABD kendi içine çekilemiyor; çünkü bu dünyada hiç kimsenin artık böyle bir lüksü yok. Yaklaşımımız ne olursa olsun; önce en yakınımızdaki halklar, sonra da dünyanın geri kalanına gereksinim duyduğumuz bir dünyada yaşıyoruz.

Tam da bu noktada Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı sonrası daha da görünür hale gelen yeni emperyalist hegemonya mücadelesini derinliğine anlamaya çalışmalıyız.

Her ne kadar Rusya Ukranya'da ve Gürcistan'da ortaya çıkan ABD destekli renkli devrimleri ve Arap Baharı sonrası gelişen süreci insiyatif alarak kısmen kendi lehine çevirmişse de, bütün bunlar nihayi anlamda bu bölgelerde sonuç almasına yetmemiştir.

Trump sonrası ortaya çıkan kararsızlık döneminden sonra ABD başkanı Joe Biden “ABD geri dönüyor!” diyerek yeni dönemi ilan etmişti. ABD gerek ekonomik, gerekse de askeri olarak gücünü koruyan devasa hegemonik bir güç olmaya devam ediyor.

ABD'nin bir dönem taktiksel olarak geri çekilmesi veya hatta kimi alanlarda yenilgiye uğraması; onun hegemonik amaçlarından vaz geçtiği anlamına gelmez. Tam tersine bundan sonra ABD ve diğer emperyalist ülkelerin sürdürdükleri hegemonik güç mücadelesinin artarak devam edeceğini var saymak daha gerçekçi bir yaklaşım olacaktır.

Öyle anlaşılıyor ki; Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı sonrası dünya ölçeğinde emperyal devletler arasındaki bölünme ve bloklaşma muhtemelen artarak devam edecektir. Bu durum ise kaçınılmaz olarak dünyanın bir çok bölgesindeki çelişkilerin çatışmaya dönüşme riskini artırmaktadır.

Aklı selim hiç kimse klasik bir dünya savaşı beklemiyor; çünkü böyle bir savaş bütün tarafların yıkımına neden olacaktır. Fakat bölgesel savaşlar dünyanın farklı bölgelerine sıçrayarak devam edecek gibi gözüküyor.

Bütün bu gerici savaşların bedelini tıpkı günümüzde olduğu gibi dünyanın her yerinde yoksul insanlar ödeyecekler. Daha şimdiden temel gıda ürünlerinde yaşanan fiyat artışları ve artan yoksulluğu bu sürecin bir yansıması olarak görmek gerekir.

Dünya üzerinde hegemonya mücadelesi veren emperyal güçler, halklar arasında var olan sorunları kışkırtarak derinleştirme yoluna giderek buradan kendilerine iktidar alanları yaratmaya çalışacaklardır.

Küresel gericiliğin kendisi, onun bütün tarafları; doğaya, insana, gerçek anlamda özgürlüğe düşmandırlar. Onlar; krizden, kaostan ve savaştan beslenirler.

Kürt halkının yıllardır şehadetler pahasına yaktığı Newroz ateşi bölgesel ve küresel gericiliğe meydan okuma, bu dünyanın mağdurlarına ise; özgürlük, demokrasi ve barış çağrısıdır.

19 Mart'ta Frankfurt'ta Newroz için bir araya gelen on binler; “savaşa ve yoksulluğa hayır, yaşasın demokrasi ve özgürlük!” tutumunu kararlı bir biçimde bir kez daha ortaya koydular. Aynı talepler başta Amed olmak üzere bütün Kürdistan'da bir kez daha kararlı bir biçimde ortaya konulacaktır.

Şimdi bu çağrıya kulak verme ve büyütme zamanıdır

Yaşasın özgürlük ve demokrasi

Yaşasın Newroz!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.