PKK, Türkiye ve Ortadoğu için can simididir

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Çizginizde köklü değişime mecbursunuz. Öcalan’a özgürlük, Türkiye’ye demokrasi, Ortadoğu’ya barış ve halklara refah hedefinde DEM Parti’yle ittifaka girecek, bunu da cesaretle savunacaksınız.

Cumhuriyet yazarı Orhan Bursalı bu gazetenin bence en önemli yazarlarından. Bilimsel dünya hakkında herkesin anlayacağı yazılarıyla haklı bir takdir topluyor. Bağnaz Kemalistlerden değil. Ama arada sırada Kürt sorununu ele aldığı zaman, bu bağnazlar gibi konuşuyor. Dünkü yazısında şöyle dedi:

“PKK terörü AKP’nin can simidi. Bitmesini istediklerini hiç sanmıyorum. Seçim dönemlerinde sınır ötesinde azıyor, askerlerimiz şehit oluyor, buna paralel olarak içeride ana muhalefeti terörle, PKK’ci olmakla, teröre destekle, işbirliği ile suçlama alıp başını gidiyor.”

Bu cümle kahvehane sakinlerinin ağzındaki sakız. Bu sakızı çiğnemek Orhan Bursalı’ya yakışmıyor.

Geçenlerde soyadı Babacan olan, ismini ve gazetesini şu anda hatırlayamadığım, yazıyı yetiştirmek için acelem olduğu için de bulup çıkaramadığım bir gazeteci AKP çevrelerinde yapılan eleştirileri kulis bilgisi olarak yazdı. Not aldığım bu eleştirilerden birisi de şu:

“Muhalefete yönelik son seçimlerde kullanılan ‘teröristlerle iş birliği yapıyorlar’ algısı artık iş yapmıyor.”

Defalarca yazdım: Eğer CHP yönetimi, “biz, bizim partimiz CHP’nin yanlış politikasının da etkisiyle, Erdoğan’ın devirdiği çözüm masasını yeniden kuracağız ve O’nun yarım bıraktığını tamamlayıp savaşa ve çözümsüzlüğe son vereceğiz” dese, bu cümleyi yüz defa her seçim kampanyasında yinelese, ilk söylediğinde kaybedeceği önyargılı oyları, ikinci üçüncü kampanyasında misliyle geri alır.

Alıntı yaptığım kulis haberi bence doğru. CHP’nin bir iki davranışı bana kalırsa daha şimdiden bu kulis haberinde sözü edilen “teröristlerle işbirliği yapıyorlar algısı artık iş yapmıyor” saptamasına yol açmış bulunuyor. Kılıçdaroğlu’nun cesaret edemediği DEM Parti’yle yan yana gözükmeyi Özgür Özel ve arkadaşları bilindiği gibi göze aldılar. Biraz utangaçca ve “ittifak yapmıyoruz” diyerek de olsa karşılıklı ziyaretlere cesaret ettiler. CHP’li bir Belediye başkan adayının “kazanırsam belediyenin kapısı DEM Parti dışında bütün partilere açık olacak” dediğinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu, bu partisinin adayına, “ya kendine başka bir iş bul, ya da bir başka parti” diyebildi. “İttifak yok” dese bile CHP, DEM Parti’ye karşı eski “uzak durma” tutumunu gevşetince, AKP’nin “teröristlerle işbirliği” ajitasyonu giderek etkisini kaybetmeye başladı.

Çok doğal. CHP, Bursalı gibi “PKK terörü AKP’nin can simidi” diyerek, “biz değil, asıl AKP teröristlerle işbirliği yapıyor” anlamında işe yaramaz ve kirli bir savunmaya girdiği sürece, yakasını “teröristlerle işbirliği yapma” suçlamasından kurtaramaz. Çünkü CHP yaşadığımız sorunu bir terör sorunu saydığı sürece, AKP ile CHP arasındaki propaganda savaşı “kim teröre daha çok karşı” iddialaşmasında kilitlenmekte ve bu da inisiyatifin AKP-MHP iktidarına geçmesi sonucunu vermekte.

Şu sıralar Fidan, Kalın ve Güler ABD-Bağdat-Hewler arasında mekik dokumakta. İcazet ve destek almak istedikleri hedef şu: ABD’nin desteği ve İran’ın göz yumması sağlanabilirse, Irak-Türkiye sınırı boyunca 40 km derinlikte ve yüz küsur km. eninde üç Hatay büyüklüğünde Irak topraklarını işgal ve ilhak etmek… İkinci Dünya Savaşı’nın eşiğinde Suriye’den bir Hatay toprağını yutan Türk Devleti, şimdi de Irak topraklarından üç Hatay’ı ve Başur Kurdistanı’nın neredeyse yarısını yutmaya hazırlanıyor.

Tarihi yarışta Erdoğan Mustafa Kemal Atatürk’ü iki kat fazla Hatay toprağı kadar toprağı ilhak ederek geçmeye hazırlanıyor. Değerli gazeteci Bursalı bu yarışta bir Kemalist olarak Erdoğan’ı geçmeye mi çalışacak? AKP’nin terörü bitirmek istemediğini kanıtlamak için savaşın kumar masasında rest mi çekecek? Bir aydın kendi tezinin ancak bu kadar mahkumu olur.

PKK’ye “terör örgütü”, savaşa “terörle mücadele” dediğiniz zaman ya Erdoğan’dan daha fazla kan dökeceksiniz ve daha fazla toprak ilhakı için Misak-ı Milli sınırlarına ulaşmaya çalışıp Kemalist yayılmacılığı devam ettireceksiniz ya da buna devleti ele geçiremediğiniz için gücünüz yetmeyince, “Mustafa Kemal’in” değil Erdoğan’ın askeri olacaksınız.

Böyle olmasın diyorsanız eğer, çizginizde köklü değişime mecbursunuz. Öcalan’a özgürlük, Türkiye’ye demokrasi, Ortadoğu’ya barış ve halklara refah hedefinde DEM Parti’yle ittifaka girecek, bunu da cesaretle savunacaksınız.

Biliyorum, yapamazsınız. O nedenle, İstanbul’u yeniden kazanacaksanız bilin ki yine size Kürt halkının oyları lazım.

Bu oyları nasıl isteyeceksiniz? AKP’yle “terörle mücadale” bahsinde yarışarak mı? “AKP terörün bitmesini istemiyor, terör biterse seçim kazanamaz, terörü biz bitiririz, O kırk km. derinlikten söz ediyor, biz Kerkük’e, Musul’a, Süleymaniye’ye ineriz, Misak-ı Milliciyiz” diyerek mi?

Yoksa terör dediğiniz savaşın Kürt sorununda çözümsüzlük yüzünden kırk yıldır devam ettiğini, tek yolun yeniden çözüme dönmek olduğunu kafacağınıza yerleştirerek mi?

Bursalı yazısında Erdoğan “Öcalan’ın mektubunu TRT’den okuttu” diye sızlanıyor, sızlanacağınıza tecritin kaldırılmasını talep edin, Öcalan’ın eğer gönderirse çözüm talep eden mektubunu Halk TV’den ya da Sözcü TV’den siz okutun.

Sizi bu nedenle suçlayacak olanlara da gülerek “biz Öcalan’ın mektubunu Erdoğan gibi seçim meçim için değil, Türkiye’nin, Ortadoğu’nun ve Üçüncü Dünya Savaşı’nın nükleer bölgesel savaşa açılan tırmanışını durdurmak için okutuyoruz” deyin.

Yalnız Kürt milleti değil, Türk milleti de sizi alkışlayacaktır.

Ama ne gezer! Bu oportünist ve milliyetçi tutuma mahkumsunuz ve seçimden sonra tarih CHP’nin sonunu ilan etmek üzeredir. Şu halinizle "teröre karşı mücadele" yarışında kaybettiniz, eğer bu seçimde Kürt seçmen halinize acıyıp da size bir “can simidi” atmazsa bilin ki, bulanık ve fırtınalı sularda boğulacaksınız.

PKK, AKP için değil, siz de dahil herkes için can simididir.

İmdat diye haykırın. Belki yardımınıza bir koşan olur…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.