Roboski samimiyet ve kararlılık

Ziya ULUSOY yazdı —

  • Roboski’li acılı aileler ile Kürt halkı, Kılıçdaroğlu’nu hoşgörüyle misafir etmelerine ve katliamın üzerindeki örtünün kaldıracağına az da olsa ihtimal vermelerine rağmen güvensizlikle yaklaşmakta haklıdırlar. 

Kılıçdaroğlu’nun Roboski ziyareti kamuoyunda yankı uyandırdı. Kılıçdaroğlu Roboski katliamının hesabını mı soracak, sorusunu da akla getirdi. 

Kılıçdaroğlu bir sonraki ziyaretine katliamı tam açıklığa kavuşturarak geleceğini belirtti ki, “iktidara gelirsek” anlamını taşıyor. Adalet için bunun gerekli olduğunu da belirtti ama emri veren zamanın Başbakanı Erdoğan’ı, MİT başkanı H. Fidan’ı ve Genelkurmay Başkanı N. Özel’i yargılayacakları sözünü sakındı. 

Erdoğan faşizmi kitle desteğini kaybettikçe, burjuva muhalefet seçimleri kazanacağı umudunu halkta yaratmaya, bu hedef doğrultusunda seçim desteğini genişletmeye çalışıyor. 

Kılıçdaroğlu ve CHP; Roboski katliamının olduğu günlerde de Roboski katliamına ilişkin görüşler açıkladı. Konuyla şimdi de ilgilenen vekili Levent Gök o zaman demeçler verdi. 

Fakat aradan geçen 11 yıllık süreçte, Erdoğan faşizminden katliamın hesabının sorulması için CHP ciddi bir yaklaşım göstermedi. 
Erdoğan o zaman emri kendisinin verdiğini küstahça belirttikten sonra, katliamın Kürt halkında yarattığı tepki üzerine ‘Bahoz Erdal’ın kafile içinde olduğu istihbaratı üzerine olmuş’ içeriğindeki demeçlerle ve Roboski’yi eşiyle ziyaret ederek geçiştirme tavrı takınmıştı. 11 yıllık süreçte de TBMM’de gensoruyu, askeri mahkemede ve AYM’de dava açılmasını engelledi. 

BDP’nin katliama ilişkin mücadelesine karşı, baskı uyguladı. Katliamın yasını tutan Roboskililerden Kürt halkının seçtiği vekil Ferhat Encü’yü zindana attı. 

Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın Roboski katliamı suçunu ve örtbas etmesinin hesabını sormadığı gibi şimdi de adalet adına yalnızca hakikati açıklığa çıkaracağı vaadini vermekle yetiniyor. 

Gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceğinden bağımsız olarak bu vaad, baş katil Erdoğan ve diğer katillerden hesap sorulmayacağı anlamına gelir. 

11 yıllık süreçte, Erdoğan faşizminin yarattığı Roboski katliamı benzeri çok sayıda katliam yaşandı. HDP Amed mitingi, Suruç ve 10 Ekim Ankara katliamları karşısında CHP hesap sorucu olmadı. 10 Ekim katliamında CHP gençlik üyeleri de hayatlarını yitirmelerine rağmen hesap sorucu davranmadı. Cizre-Sur vahşetine ilişkin hesap sormadı. HDP vekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasında Akar gibi bir katilden  Ergenekoncu vekil D. Çiçek aracılığıyla brifinglenince HDP’li vekillerin dokunulmazlığının kaldırılmasında faşist şef Erdoğan’a yardımcı olma suçu da işledi. 

Medya Savunma Alanları, Rojava ve Kuzey Suriye’ye Erdoğan’ın işgal tezkerelerine -biri haricinde, o da 2 yıllık olduğu için-evet oyu vermekten geri durmadı. Şimdi Medya Savunma Alanları’na Erdoğan-Bahçeli-Akar çetesi kimyasal silah kullandığı savaşı yoğunlaştırıyor. CHP buna ses çıkarmayarak destek veriyor. Kılıçdaroğlu Yozgat’ta şovenizm gazıyla Erdoğan gibi “Kandil denen yuvayı yerle yeksan etmezsem Kılıçdaroğlu demesinler” demecini verebiliyor. 

Dahası Kürt düşmanlığında Erdoğan’dan farksız olan M.Akşener’i yükseltiyor. 

Bu nedenle Roboski’li acılı aileler ile Kürt halkı, Kılıçdaroğlu’nu hoşgörüyle misafir etmelerine ve katliamın üzerindeki örtünün kaldıracağına az da olsa ihtimal vermelerine rağmen güvensizlikle yaklaşmakta haklıdırlar. 

Erdoğan kitle desteğini yitirme sürecindeyken, geniş emekçi kitleler açlık tehlikesiyle yüz yüzeyken, Erdoğan faşizmine karşı kitlesel mücadelelerin yükselmesi koşulları var. Kılıçdaroğlu, bu yükselişi durdurmak, Millet İttifakı’nın seçimle Erdoğan’ı iktidardan alacağı fikrini güçlü tutmak için de Roboski ziyareti, KYK kredilerini ödememe vb gibi gösterilere girişiyor. Benzeri gösterileri önümüzdeki süreçte artırabilir de. 

Ama bu gösteriler işçi sınıfı ve halkların mücadelesini sönümlendirme ve engellemeye hizmet ediyorsa, tutulması gereken yol, Roboski ve diğer katliamların, yoksullaştırmanın hesabını Erdoğan’dan sormak için işçi sınıfı ve ezilenlerin eylemlerini daha çok örgütlemek olmalı. 

Kılıçdaroğlu’nun samimiyet derecesini de, Erdoğan faşizmiyle burjuva istikrarı için uzlaşmasını da geniş kitleler nezdinde bu mücadeleler açığa çıkaracak. 

Daha önemlisi de Erdoğan faşizmini yıkma mücadelesine kitleleri bu mücadeleler çekecektir. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.