Şengal katliamı ve hakikatler
Ahmet TURHALLI yazdı —
- Kürt kahramanları yalnızca Şengalli Êzîdîleri katliamdan koruyup kurtarmamıştır, aynı zamanda binlerce yıldır bir arada yaşamakta ısrar eden dinleri, mezhepleri ve milletlerin birbirlerini boğazlamalarına da engel olmuştur.
- Bir daha Şengal ve benzeri katliamları yaşamamak için, siyasi, ekonomik ve bilimsel olarak bir sıçrama elde etmek için çabalamalıyız. Dilimizi, inançlarımızı ve kültürümüzü geliştirmek için çalışmalıyız.
Güney Kürdistan’ın Şengal şehrinde 3 Ağustos 2014’te, dünya insanlığının gözleri önünde bir vahşet yaşandı. Êzîdî halkımızın fermanı Kürt milletinin hafızasına kalın harflerle yazılması gerekmektedir. Düşmanlarımızın bilinçli ve planlı bir şekilde bizleri kendi hafızamızdan uzaklaştırma çabaları, ancak kendi hafızamızı oluşturduğumuzda durdurabiliriz. Ülkesi parçalanmış, hakları zorla ellerinden alınmış ve zorla başkalaştırılmaya çalışılmış bir milletin hafızasını canlı tutması, özgürlüğü ve geleceği açısından su ve ekmek kadar hayatidir. Yakın zamanda yaşadığımız Şengal soykırımını ve bize uygulanan vahşeti, yakın ve uzak tarihimizle birlikte ele alarak gelecek nesillere en ince detayına kadar bütün çıplaklığı ile anlatmalıyız. Sadece anlatmakla kalmayıp yeni nesillerin şuurunu böyle inşa etmeliyiz. Çünkü Kürtlere ve Kürdistan’a düşmanlık yapanlar, bizi yok etme planlarından vaz geçmiş değiller. Oluşturacağımız bu hafıza ile, yeni nesiller kendilerine daha fazla sahip çıkacak ve bu durumu atlatabilmek için çağdaş dünyada başarılı olabilinecek tek yolun kendisini koruma olduğunu hissedeceklerdir.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi 2016’da yayınladığı rapor ile Şengal ve çevresinde yaşananları soykırım olarak ilan etmiştir.
Yaşananların üzerinden on bir yıl geçmesine ve yaklaşık yirmi devletin bu soykırımı tanımasına rağmen yüz elli bin dolayında insanın Şengal ve çevresine döndüğü bilgileri aktarılmaktadır. Yüz binlercesi dünyanın dört bir yanına dağılmış, mülteci kamplarında zor şartlarda yaşam mücadelesi sürdürmektedir.
Êzîdîleri kurtarma ofisinin paylaşmış olduğu verilere göre 3 Ağustos’ta 6417 Êzîdî Kürt’ü kaçırıldı. Bunlardan 3548’i kadın, 2869’u erkeklerden oluşmuştur. IŞİD’in kahraman Kürt Kadın ve gençleri tarafından yenilgiye uğratılmasından sonra, kaçırılanlardan 3562 kişi kurtarılmış, yaklaşık 2600 dolayında kişi hala kayıp olarak görülmektedir. Ayrıca Şengal ve çevresinde yapılan çalışmalarda Êzîdîlere ait toplam 85’ten fazla toplu mezar tespit edilmiştir.
Bu veriler sadece Şengal katliamına ait resmi veriler olmaktadır. Bu veriler baz alındığında Êzîdî Kürtlerin neler yaşadıkları anlaşılmaktadır. Bunlar hepimizin gözleri önünde ve dijital dünyamızın bize aktardıkları video ve görüntülerle sabittir.
Katliamın ve soykırımın her türlüsünü sayılamayacak derecede yaşadık. Olup bitenleri bir hafızaya dönüştürme yeteneğini oluşturabilir isek, bu vahşetlere karşı tedbirlerde geliştirmek durumunda kalırız.
Gelişen dünya teknolojisinin yardımı ile Kürt milleti olarak tarihi ve güncel belgeleri toplama, onları arşivleme ve toplumumuz içerisinde hafızayı canlı tutma sorumluluğunu yerine getirmek zorundayız.
Bu katliamların nedenlerini ve nasıllarını araştırmalı ve ilmi ölçülerle ortaya koyabilmeliyiz. Bu trajedilerin filmleri yapılmalı ve romanları yazılmalıdır.
Çevre devletlerin ve uluslararası güçlerin projesi olan, İŞİD’in katliamları başta olmak üzere, maruz kaldığımız bütün vahşetleri araştırdığımızda, yüzümüze çarpan hakikatleri acı da olsa kabullenmeli ve eksikliklerimize cesurca çareler aramalıyız. Dünya devletleri neden bize uygulanan vahşetlere sessiz kalmaktadır? Bu birinci yönüdür.
İkinci yönü, bizler açısından hayati olan ise, kendi iç parçalanmışlığımızı giderme olmalıdır.
Tarihimizde ve güncel olarak da yaşadıklarımız, Mele Ehmedê Xanî, Saidî Kurdi’nin ve Cigerxwin’in tesbitleridir; iç birliğimizi ve ittifakımızı sağlayamama hastalığımızdır. Millet olarak bu bizim uzayda her varlığı yutan, büyük kara deliğimizdir. Kahramanlıklarımızın, direnişimizin, iyiliklerimizin ve fedakarlıklarımızın ortaya çıkarmış oldukları yüce değerleri bir bir yutmaktadır. Kürtler Êzîdîler şahsında yok edilsin diye Musul’u, Rakka’yı, bir bütün Suriye ve Irak’ı canilere bırakıp kaçtılar. Kürt ulusal hareketinin örgütlü yapısı olmamış olsa idi şimdi Şengal özgülünde gelişen katliamlar, bütün Kürtleri içerisine alacak ve büyük bir katliam yaşanacaktı. Bu katliam yaşandığında hiçbir uluslararası güç müdahale etmeyecek, bölge güçleri olan Arap, Fars ve Türkler ise Kürtlerden ilelebet kurtulmuş olduklarından İŞİD’e müteşekkir ve minnettar olacaklardı.
Kahraman Kürt çocukları HPG, YPG/YPJ bu büyük katliamı kendi feraset ve yetenekleri ile durdurdular. Bu durumu gören uluslararası kamuoyu, toplumların vicdanını harekete geçirmiş ve uluslararası koalisyonun oluşmasını sağlamıştır. Nihayetinde bütün Kürtlerin katliamı böylelikle durdurulmuş, kutsal Kürdistan toprakları Kobanê’den başlayarak, Şengal, Musul, Kerkük hattına kadar ilk kez savunulmuştur. Bu savunma Kürtlerin ruhi birliklerinin sağlanmasına vesile olmuştur.
Kürt kahramanları yalnızca Şengalli Êzîdîleri katliamdan koruyup kurtarmamıştır, aynı zamanda binlerce yıldır bir arada yaşamakta ısrar eden dinleri, mezhepleri ve milletlerin birbirlerini boğazlamalarına da engel olmuştur. İŞİD’i yenilgiye uğratan Kürt kahramanlar, hepimizin namus ve şerefini de kurtarmıştır.
Özellikle İslam’ın ve dürüst Müslümanların, kapitalist modernite ile tarihe gömülmelerini de engellemiştir.
Bu hakikat ortaya çıkmıştır, örgütlü olmayan bir millet yok olmaya mahkumdur. Bizler artık varız, bu varlığımızı bütün dünyaya ispatlamış durumdayız. Şimdi Kürt aklını oluşturma ve onu her Kürt için hafızaya dönüştürme zamanı.
Bütün Kürtler birliklerini oluşturmak için seferber olmalı, bir daha Şengal ve benzeri katliamları yaşamamak için, siyasi, ekonomik ve bilimsel olarak bir sıçrama elde etmek için çabalamalıyız. Dilimizi, inançlarımızı ve kültürümüzü geliştirmek için çalışmalıyız.
Özgür Kürdistan’ın yolu, özgürleşmiş, bilgi düzeyi gelişmiş kaliteli ve başarılı bir toplum inşa etmekle mümkündür. Yeni süreç yeteneklerin ortaya çıkarılacağı ve ehillerin daha fazla sorumluluk almaları ile hedefine ulaşacaktır.
