Yeni sağ ve Rusya ilişkileri

Cafer TAR yazdı —

  • Sovyetler Birliği'nin çözülmesinden sonra sürekli NATO ve AB’ye karşı toprak ve nüfuz kaybına uğrayan Rusya, bir süre sonra karşı stratejiler geliştirmeye başladı. Bu stratejilerden en önemlisi “rakibinin iç işlerine müdahale et, sistemini çalışamaz hale getir!” olmuştur.

 

Hatırlarsınız, Donald Trump'ın hem seçimlere hazırlanırken, hem de seçildikten sonra en önemli gündemlerinden bir tanesi Rusya ile kendisi arasında bir türlü aydınlanamayan karanlık ilişkiler olmuştu. Dört yıl boyunca Trump'ın gayri ahlaki davranışları ve bunların Rus Gizli Servisi tarafından kayıt altına alınmış olması Amerikan kamuoyunu meşgul eden konuların başında geliyordu.

Hatta ABD'de kimileri bu konuda o kadar ileri gitti ki; Trump'ı Rusya'nın kuklası olmakla suçladılar. Bunlardan biri de eski CIA başkanı Mihael Morell'di. Morell seçimlerden önce New York Times'a yazdığı bir makalede Trump'ı “İstihbarat dünyasında biz buna Putin Trump'ı kendisi fark etmeden Rusya Federasyonu’nun ajanı yapmış diye tarif ederiz!” diyerek bir tür Rus ajanı olmakla itam etmişti.

Daha önce hem CIA hem de NSA başkanlığı yapan Michael Haden ise Morell'den geri kalmamış ve Trump'ı Rusça kullanışlı aptal alamına gelen “polezni durak” olarak tanımlamıştı.

Gerçekten de daha baştan itibaren aklı başında bütün Amerikalılar Rus gizli servisi FSB'nin elinde hem bizzat Trump'ın kendisinin hem de çok yakınındaki insanlara ait gizli bilgilerinin olduğuna inanıyorlardı.

Bu durum bir kaç kez Rusya Devlet Başkanı Putin'e de sorulmuş, Putin “bu bilgi doğru değil, nereden çıkarıyorsunuz bunları” demek yerine biraz alay ederek, biraz da aba altından sopa gösterircesine “FSB'nin elinde benimle ilgili de bilgiler vardır!” diyerek olayı şaka yollu dolaylı olarak kabul etmiştir.

Gerçekten de Trump'lı yıllara baktığınızda Rusya'nın kendi durduğu yerden nasıl başarılı bir iş çıkardığını görüyorsunuz. Bizzat NATO'nun en önemli ülkesi olan ABD'nin başkanı NATO'yu neredeyse çalışamaz hale getirmişti. ABD/AB ilişkileri tarihinin en kötü dönemini yaşıyordu.

Yıllarca burjuva manada da olsa inşaa edilmeye çalışılan; demokrasi, insan hakları ve çevresel sorunlara duyarlılık gibi batılı değerler bizzat Trump eliyle yerle bir ediliyordu. Avrupa/ABD ilişkileri neredeyse kopma noktasına gelmişti ve bundan en fazla çıkar sağlayan ülkelerin başında ise Rusya geliyordu.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un “NATO'nun beyin ölümü"nden bahsetmesini sadece Türkiye'nin kendi başına davranışlarına bağlayamayız; bu söz asıl olarak Erdoğan'a yol veren Trump'a tepki olarak söylenmişti.

Gerçekten de Rusya'nın Trump'ın iktidara gelmesine destek vererek ABD'nin toplumsal harmonisini nasıl zora soktuğunu, bu yolla ABD demokrasininin bütün zaaflarının nasıl açığa çıktığını şimdi daha iyi görüyoruz.

Amerikan toplumu neredeyse bir kez daha ortadan ikiye ayrıldı. Son yaşanan olaylar ABD'de duyguda ve yaşam biçiminde iki ayrı toplumun birbirlerine paralel hayatlar sürdürdüğü çok net bir biçimde gözler önüne serdi.

Bütün bunları tek başına Rusya ve Putin yapmadı tabi, bu çok aşırı bir iddia olur; fakat bu durumun açığa çıkmasında Rusya'nın ABD seçimlerine müdahale ederek Trump'ın seçilmesini sağlamasının payı olduğunun altını kalın bir biçimde çizmekte de fayda var.

Rusya'nın troller aracılığıyla Amerikan toplumunu nasıl manipüle ettiği, gizli hesaplar üzerinden seçimlerde Trump'ın kampanyasını desteklediğini artık kimse inkar etmiyor. Dikkatli baktığımızda Amerika'da Trump'ı destekleyen Rusya'nın; Fransa'da Le Pen, Yunanistan'da Altın Şafak, Almaya'da AfD ve Türkiye'de AKP/MHP despotizmini desteklediğini görüyoruz.

Bütün bu partilere yakından baktığımızda ise hepsinde; karizmatik lidere tapınma, aydın düşmanlığı, sürekli kriz çıkartma, kendi iradesini halkın iradesi olarak görme ve en önemlisi Rusya'ya yakınlığın ortak özellik olarak öne çıktığını görüyoruz.

Jeo Biden'le yeni bir dönemin başladığı kesin fakat sadece buraya takılıp kalmamak lazım; bu bilgiler ışığında AKP/MHP despotizmini Rusya ile ilişkiler üzerinden de takip etmekte sayısız faydalar var. Erdoğan/Putin ortaklığını küçümsememek lazım!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.