Yeşil Sol’un zamanıdır!

Demir ÇELİK yazdı —

  • Yüzyılını dolduran ulus devletin katı merkeziyetçi zihniyeti ile çoklu krizi aşmanın, kadim sorunları çözmenin yolu nasıl ki yoksa, çok daha geri ve imparatorluk bakiyesi ile sorunları çözebilmenin koşulları da, imkanı da asla yoktur. Geriye bir tek yol kalmaktadır. O da değişimin ve dönüşümün üçüncü yolu ve çizgisidir.

Bölgesel ve küresel düzeyde yeni gelişmelerin, yeni denge ve ittifakların oluşacağı bir süreçte seçimler gerçekleşmektedir. Kapitalist- emperyalist sistem bir yandan katı merkeziyetçi ulus devlet sistemini aşmaya çalışırken, diğer yandan kendi aralarında da kıyasa mücadele içindedirler. ‘Arap Baharı’ söylemi ile iyice zirveleşen katı merkeziyetçi ulus devletlerle olan çelişki kesintiye uğramadan sürerken, Avrasya ile Atlantik Blokları arası çelişki gerek Rusya-Ukrayna arasında, gerekse ABD-Çin ve ABD-Rusya arasında devam etmektedir.                                      

İslam coğrafyasında on yıl öncesine kadar etkili olan Müslüman Kardeşler ve İhvan çizgisi gelinen noktada kaybetmediyse de törpülenmişe benziyor. Bu çizginin Türkiye’deki uzantısı Milli Görüş çizgisi can çekişmekte, kan kaybetmektedir. Bu anlamda küresel düzeyde yaşanan gelişmeler Türkçü- İslam çizgiyi kırılmaya uğratacağını ön görmek mümkündür. Ancak ulus devletin milliyetçi, dinci ve cinsiyetçi zihniyetinin Türkiye’de neden olduğu çok güçlü bir Türkçü damar da söz konusudur. Toplumun çoğunluğunu etkisi altına alan bu damar küresel ölçekteki gelişmeler doğru okunur ve ona göre pozisyon alınabilinirse kırılmaya uğratılabilinir.                                                                              

14 Mayıs seçimleri bu nedenle iki çizginin, iki farklı zihniyetin çelişkisi ve çatışmasına sahne olacak gibi. Bir yandan Osmanlı’nın, dolayısıyla Abdülhamit’in ümmet çizgisi. Diğer yandan da ulus devletin Kemalist çizgisi. Bölgede İhvan ve Müslüman kardeşler kaybetmemiş olsaydı Abdülhamit’ in ümmet çizgisi uzun bir dönem daha iktidarda kalabilme şansına sahip olacaktı. Kürt inkârı ve Kurdistan karşıtlığında iki çizgi asgari müşterekte ortak hareket etmiyor olsaydı iktidar bloku çoktan kaybetmiş olabilirdi. Muhalefetin aynı sularda gezinmesi, çoklu krizlere alternatif çözümler geliştirememiş olması iktidar blokunun ömrünü uzatan temel faktörlerden olmuştur. Bununla birlikte Kemalist çizgi bireysel, grupsal haklar ile sosyal ve kültürel yaşama yaklaşımda ciddi düzeyde iktidarla çelişkiler yaşamaktadır. Bu çelişkiler toplumun değişim talepleri ile örtüştüğü oranda karşılık bulmaktadır. Kürt ve Kurdistan karşıtlığında mafya-çete-polis devletine dönüştürülen ulus devletin içine düştüğü çoklu krizi aşmada radikal dönüşümü sağlayamayan bu iki çizgi kısır döngü içinde mevcut statükonun devamından yanadırlar.                                

Abdülhamit’in ümmet anlayışıyla hareket edenler; bu çoklu krizi daha çok otoriterleşerek ve daha da katı merkeziyetçi anlayışı topluma dayatarak güvenlikçi politikalarla sürecin üstesinden gelme stratejisini esas almaktadırlar. Bu sebepledir ki Türkçü MHP-BBP-DSP ile ümmetçi, dinci ve cinsiyetçi AKP, Yeniden Refah Partisi ve Hüdapar bir blokta ortak hareket etmektedirler. Bu bloka karşı küresel liberal güçlerin desteğine sahip daha seküler, daha liberal ekonomi politik çizginin vücut bulduğu Kemalist çizgi ise görece hukuk devleti normlarına geri dönülmesi arayışındadır. Ancak bu her iki çizginin de ulus devletin baskıladığı, öteleyip yok saydığı kadim sorunları çözme gücü de, iradesi de yoktur. Yüzyılını dolduran ulus devletin katı merkeziyetçi zihniyeti ile çoklu krizi aşmanın, kadim sorunları çözmenin yolu nasıl ki yoksa, çok daha geri ve imparatorluk bakiyesi ile sorunları çözebilmenin koşulları da, imkanı da asla yoktur. Geriye bir tek yol kalmaktadır. O da değişimin ve dönüşümün üçüncü yolu ve çizgisidir.                                                                                                                                   

Bu nedenle Yeşil Sol Parti’nin başarısı Kürtlerin, Alevilerin, kadınların, emekçilerin ve ezilen toplum kesimlerinin başarısı olacaktır. 14 Mayıs’ta Yeşil Sol Parti’nin elde edeceği başarı Demokratik Cumhuriyet’in inşası yolunda önemli bir eşiğin aşılması demek olacaktır. İnkârcı ve katı merkeziyetçi cumhuriyet yerine, bölgesel yönetimler üzerinden yükselecek olan Demokratik Cumhuriyet; halkların ve inançların birarada ortak yaşamı ete kemiğe büründürmesi anlamınadır. Yerindelik ilkesi gereğince ete kemiğe büründürülecek olan Demokratik Cumhuriyet, bölgesel ve küresel düzeydeki değişim dinamiği ile birlikte ele alındığında özgür yaşam yolunda önemli fırsatların elde edilmesine de yol açacağından gelinen aşamada krizi doğru yönetme başarısını göstermemiz gerekmektedir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.