Zaferin tılsımı gelişmektir
Ahmet TURHALLI yazdı —
- Mücadelemizin doğru kararlar aldığına inandığımızda, aklımızı, duygularımızı, yeteneklerimizi ve dilimizi iyi kullandığımızda olağanüstü bir sinerji ortaya çıkararak zaferi elde edebiliriz.
- Kalitesi yükselmiş, hürriyete aşık olmuş bir toplum hakikatini ortaya çıkardığımızda, zaferin kapıları sonuna kadar açmış olacağız.
Biz Kürtler yıllardır verdiğimiz şeref ve onurlu yaşam mücadelesinde farklı bir formata geçiş yapmak durumundayız. Bu süreçten önceki mücadelemiz kan, gözyaşı ve alın teri ile yürütülmüş bir mücadele idi. Var olmak için savaşmak dışında hiçbir yol bırakılmadığı için, savaşmak zorunda bırakıldık. Yürütülmüş olan bu savaşla birlikte dünya milletleri içerisinde varlığımızı önce kendi nefsimize, milletimize daha sonra da bütün dünya milletlerine duyurmuş olduk. Yüz yılı aşkın bir süre, bizleri sömürenlerle ülkemizin dört parçasında savaşır durumda bırakıldık. Hiçbir milletin Kürt milleti kadar kendi varlığını ispatlamak için bu denli uzun bir süre savaştığını söyleyemeyiz. Onlar katl etti biz direndik, onlar yok etmek istedi biz çoğaldık. Bütün dünyaya şunu ispat ettik, bizleri savaşla bitiremeyeceksiniz. Son ulusal mücadelemizi yaklaşık kırk iki yıldır mucizevi bir biçimde sürdürdük. Biz onları tamamen kendi topraklarımızdan söküp atamadık ama onlar da bütün güçlerini ve enerjilerini kullandıkları halde bizi yenemediler. Uzun süredir bir tekrarı yaşadığımız hakikati ortadadır. Bu tekrardan kurtulmanın yol ve yöntemleri dünya sistemleri tarafından geliştirilmedi. Bu yolu aşabilmenin öngörüsünü Sayın Abdullah Öcalan geliştirmiş oldu.
Mücadelenin yeni formatı ve tarz değişikliği beraberinde yeni sorunları da getirecektir. Kuşkusuz her dönemin kendine göre sancıları ve sorunları vardır. Özellikle bizim gibi sürekli ezilmiş ve bastırılmış bir milletin format değiştirmelerinde daha çok sıkıntılar yaşanacaktır. Bunlar belli ölçüde ve kontrol dahilinde gelişirse, geleceğe güçlü giriş yapmak daha da kolaylaşacaktır. Kırk iki yıl savaşla özdeşleşmiş bir mücadele biçiminden, farklı bir formata geçmenin kolaylığından kimse söz edemez. Mayıs ayında toplanan Kongre’nin aldığı kararlar elbette kolay içselleştirilecek kararlar değildir. Bunu anlamak ve bu yeni formata göre mücadele başlatarak yürümek sancılı ve zorlu olacaktır. Bu mücadele biçimini anlamak ve bunu hayata işlemek, mücadeleye öncülük edenlerin sorumluluklarındadır. Bunu Kürt milletine anlatmak ve onu ikna etmek büyük bir ustalık istemektedir.
Silahlı mücadele dönemi sonlanmış bunun yerine muazzam farklı yetenekler ile mücadeleyi büyütme ve geliştirme dönemi başlamıştır. Kürt milleti kendisini hayatın bütün alanlarında örgütlemek zorundadır. Söylenenlere tahammül gösterme ve ikna yöntemi ile toplumumuzu ve dostlarımızı karşı tarafın psikolojik söylemlerinden korumalıyız. Psikolojik üstünlük bizde iken onlara bunu kaptırmamalıyız. Mücadelemizin doğru kararlar aldığına inandığımızda, aklımızı, duygularımızı, yeteneklerimizi ve dilimizi iyi kullandığımızda olağanüstü bir sinerji ortaya çıkararak zaferi elde edebiliriz. Milleti ve dostları bastırma ve kızma asla bir yöntem olarak kullanılmamalıdır. İkna etmek ve güçlü anlatım geliştirmek bu yeni mücadele formatına hızlı bir ivme kazandıracaktır. Şimdi yeteneklerimizi her alanda geliştirmek zorundayız ve savaşa aktardığımız enerjimizi katlayarak gelişmelere yön vermeliyiz.
Bizler artık örgütlü ve maddi güç haline dönüşmüş bir milletiz. Bizi bütün savaş kapasitelerini ortaya koyarak yenemeyen bu devletleri, siyasal, toplumsal ve ekonomik çalışmalarımızla çözüme getirme imkanlarına çok kısa bir dönemde sahip olabiliriz. Millet olarak bu imkanlara fazlası ile sahibiz. Birliğimizi daha fazla genişletmek ve her Kürt’e dokunabilmek için gayret etmeliyiz. Ortak değerimiz olan şehitlerimiz, gazilerimiz, yıllarca çok zor şartlarda mücadele yürüten kahraman savaşçılarımız, hapishanelerde direnenlerimiz, şehit ailelerimiz, vatan toprağımız, dilimiz, kültürümüz etrafında bütünleşmeliyiz.
Siyasetimize, diplomasimize, sanatımıza, sporumuza, ekonomimize level atlatmalıyız. Dünya milletleri içerisinde kalitemizle sürekli gündem olabilmeliyiz.
Aramızdaki sorunları konuşarak ve diyalogla çözebilmeliyiz. Sevmeyi ve sevilmeyi bir sorumluluk bilincine dönüştürmeliyiz. Öğrenmeli ve öğretmeliyiz, bir birimizle olan yardımlaşmayı çok daha üst bir seviyeye ulaştırmalı ve milletimizin hiçbir ferdini yalnız ve sahipsiz bırakmamalıyız. Birbirimize karşı sıkı olan yumruklarımızı açmalı ve birbirimizi içten kucaklamalıyız. Zorlu bir döneme girdiğimizi bir an olsun aklımızdan çıkarmamalıyız.
Hz. Musa Tur dağında tekellüme (vahiy için Tanrısı ile konuşmaya) çıktığında milletini kardeşi Harun’a bırakır: (Musa dönünce) dedi ki: “Ey Harun! Onların saptıklarını gördüğünde beni izlemekten seni alıkoyan neydi? Yoksa emrime isyan mı ettin? O şöyle cevap verdi: “Ey anamın oğlu! Sakalımı saçımı çekme. Emin ol ki ben senin, sözüme riayet etmedin de İsrailoğulları’nın arasına ayrılık soktun!” diyeceğinden endişelenmiştim. (Taha 92-93.94)
Bu hadise birlik içerisinde yanlış dahi yapıldığında başarı ve zafer mutlak olur. Birlik parçalandığında ise yenilgi ve mağlubiyet yakanızı bırakmaz. Bu yeni sürecin tılsımı birlik içerisinde hareket etmektir. Bu süreçte hepimiz birlik halinde hareket etmeliyiz. Millet olarak birlik içerisinde ve sürekli gelişim göstererek emin adımlarla özgürlüğümüze koşmalıyız.
Sayın Abdullah Öcalan‘ın başlatmış olduğu bu yeni mücadele formatına bütün gücümüzle katılmalıyız. Kalemi mürekkep döken her Kürt aydını, bu süreci Kürtlerin ortaya çıkan değerlerini korumak, kollamak ve geliştirmek için kullanmalı ve karşıtların psikolojik yazılarını bertaraf etmelidir. Her hatip dilini bu birliğin oluşması için döndürmeli ve milletimizin özgürlük taleplerini haykırmalıdır.
Siyasetçilerimiz kaliteli ve ahlaklı bir siyaset ile kendilerini bütün topluma kabullendirmelidir. Sistemin hırsızlık, torpil, adam kayırmacılık, rüşvet ve popülist karakterlerine karşı, dürüst, çalışkan ve ehil siyasetçiler olarak toplumun bütün kesimlerini etkilemeliler.
Kalitesi yükselmiş, hürriyete aşık olmuş bir toplum hakikatini ortaya çıkardığımızda, zaferin kapıları sonuna kadar açmış olacağız.