“Hem dersine çalışmamış hem de şişman herkesten” 

• “HDP’yi kapatamazsın, Rojava’ya saldıramazsın, Başûr’u Barzani’yle birlikte himayen altına almaya kalkışamazsın, K.Kıbrıs’ı ilhak edemezsin” demezseniz, “at hırsızı” Erdoğan Üsküdar’ı geçecektir.

Altılı ganyan masasındaki faşizmin asma yapraklarına bazı sorular soralım:

Uyduruk kaydırık “parlamenter sistem” kırklara karıştıktan ve 15 Temmuzla birlikte, bunun yerine dört başı mamur faşist rejim yerleştikten bu yana yıllar yılları kovaladı ve siz halkı “ölme seçmenim ölme, bekle seçmenim bekle, seçim olacak, faşizm bitecek, ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’ gelecek” diye diye Nasreddin Hoca’nın merkebine çevirdiniz.

Halkı “Hoca’nın merkebine çevirmek” ne demek?
Şu demek: Halkı halk olmaktan çıkarmak, “baharın gelmesini bekleye bekleye hırası çıkmış merkep misali, ‘pasif seçmene’ çevirmek demek.

“Pasif seçmeni” halk haline getirmek için ne yapacaksınız? Ya da onu “Hoca’nın merkebi” olmaktan çıkarıp, nalları kayalarda kıvılcım saçan küheylana nasıl çevireceksiniz? Soru önemli, çünkü Erdoğan “pasif seçmeni” beygir haline getiren bir at hırsızıdır, “atı alıp Üsküdar’ı geçmekte” mahirdir.  “Atı alıp Üsküdar’ı geçen” adam, baharın gelmesini bekleye bekleye merkep haline getirdiğiniz seçmeni kaptığı gibi götürür. Ne yapacaksınız?

Mesela şu “polisi ısıran ve yumruklayan vekili” ele alalım. Ve diyelim ki vekil manda derisi kaplı polisi ısırmış olsun, sinek sıklet kadın vekil, ağır sıklet polisi bir köşe ile nakavt etti diyelim… İnsan sormaz mı? Neden? Bir kadın vekil diyelim ki dişiyle, yumruğuyla zebellah gibi polisi ısırmış ve yumruklamış varsayalım. Bir kadın vekil , eğer yapmışsa bunu neden yapar? Sahi neden sormuyorsunuz? Sormadığınız gibi Aydeniz’in dokunulmazlığını kaldırmaya ve onu hapse atmaya kalkışıyorsunuz. Aklınıza vekilin nefsi müdafaa zorunda kaldığı neden gelmez? Ağzından sinkaflı küfürler patlamış lağım gibi fışkıran, TBMM’nin emrinde olduğu halde emrinde olması gereken TBMM üyesi ve “milletin vekili”ine copla, tekmeyle, yumrukla girişen polis mi masum yoksa kendi şahsında TBMM’nin, Anayasanın namusu adına nefsi müdafaada bulunan Aydeniz mi masum? Sorsanıza…

Sormazsanız, fezleke oylandığı sırada Erdoğan’ın peşine takılır, HDP’ye karşı onunla birleşmiş olursunuz. İyi de Erdoğan’la birleşecek iseniz Kürt seçmen altılının adayına neden oy versin? Bunu da sorunuz.
Ama daha hayati sorularım da var.

Sizin “muhalefet” etmeniz yüzünden değil, PKK gerillasının mucizevi direnişi yüzünden Erdoğan topunuzu ve seçmeninizi kazandığı zaferin gürültüsüyle gargaraya getiremedi. Baktı olmadı “Rojava’da yarım kalmış işgal ve ilhak hamlemizi ha tamamladık ha tamamlamak üzereyiz” deyince gıkınız çıkmadı. Eger uluslar arası konjonktür elvermiş olsaydı, ABD ve Rusya, ardından Suriye ve İran “hop dedik” diyerek Erdoğan’ın tekerine taş koymasaydı, Rojava savaşı şu ara başlayıp, tabur tabur asker cenazeleri sokaklarda dolaştırılsaydı, ne yapardınız? Diyelim ki Yenikapı’ya gitmediniz, ama kesinlikte ya Kumkapı’ya, ya da Mevlanakapı’ya koştururdunuz. Oralarda Erdoğan’la “milli kucaklaşma” yaptıktan sonra “Muzaffer başkomutanı” şu savaş ortamında seçimle devirmekten söz edebilecek miydiniz? Ve soru: Rojava savaşında Erdoğan’la hem milli cephede halvet olup, hem de Kürt seçmeninden oy istemenin alel acayip, minel garayip bir iş olacağını düşünemiyor musunuz?

Şimdi sıkı durun: Turpun büyüğü heybede. Şu sıralar ansızın Yunanistan’a karşı başlatılan kampanyanın altında acep ne yatıyor olabilir? Seçime birkaç hafta kala sizin “pasif seçmen” haline getirdiğiniz Erdoğan’ın devrilmesini bekleye bekleye hırası çıkan halkı bir anda Tayyip’in “atlı süvarileri” haline getirecek olan bir planı açıklayacağım:

Bütün belirtiler şunu gösteriyor: Faşist rejim Kuzey Kıbrıs’ı ilhak etmeye, TC’ye katmaya, onu 82’inci il yapmaya hazırlanıyor. Daha şimdiden K.Kıbrıs Türklerinin böyle bir ilhaka karşı ayağa kalkmasını bastırmak amacıyla K.Kıbrıs’a ilk defa, sayısı 600’ü geçen polis birlikleri göndermeye başladı. Malum orada Türk askeri var. Var ama Yunan askeri de var. İngiliz askeri üssü de var. Türk devleti adadaki askeri K.Kıbrıs halkına karşı kullandığı zaman, diğer askerler de hareketlenir. O nedenle Erdoğan şimdi adaya Türk polisini konuşlandırmakta.

Seçime haftalar kala K.Kıbrıs’ı ilhak operasyonu başladığı ve Türkiye, Yunanistan’la tehlikeli bir şekilde savaş konumuna itildiği zaman, Ey Altılı Ganyan Masası, ne yapacaksınız?

“Erdoğan böyle bir maceraya atılamaz” mı diyorsunuz? Belki haklısınız. Ama seçime haftalar kala , seçimden sonra geri almak üzere  TBMM’den ilhak kararı çıkarırsa ne diyeceksiniz? Karşı oy kullanabilecek misiniz? “Yavru vatanın Anavatana katılmasına” karşı çıkabilecek misiniz?

Soruyu kendim soruyorum, ardından başlıyorum katıla katıla gülmeye…

İlahi altılı masa… Tam Kıbrıs’ı ilhak edecekken ve bu nedenle Yunanistan’la savaşa tutuşmayı göze almışken, siz “mehmetçiğin

Başkomutanını” seçimde devirmeye cesaret edebilecek misiniz?

Mesela Erdoğan size “haydi helalleşelim, gavura karşı birleşelim, Yavru Vatan’ı Ana vatanına kavuşturalım, gelin hep birlikte şahsımın başkanlığında bir milli mutabakat hükümeti kuralım, kurduktan sonra da Kürdün tozunu attıralım, Rojava’ya, Başûr’a dalalım, petrolde yüzelim, enflasyonmuş, kurmuş, topunun canına okuyalım” derse, söyleyin bana, siz ne yapacaksınız?

Her neyse… Ben Erdoğan’ın bu planının sırık gibi boyunu aşacağını, seçimin ertesi günü çöpe atılacağını biliyorum, bilmesine de, sizin böyle bir vaveyla karşısında ne yapacağınızı merak ediyorum.

Kürt sorununda doğru bir tutum almazsanız, yayılmacı, işgalci, ilhakçı “bölgesel emperyalizme” karşı çıkmazsanız, daha şimdiden “HDP’yi kapatamazsın, Rojava’ya saldıramazsın, Başûr’u Barzani’yle birlikte himayen altına almaya kalkışamazsın, K.Kıbrıs’ı ilhak edemezsin, etmeye kalktığında seçimleri boykot eder, “seçim bekleyen merkebe çevirdiğimiz” seçmeni, faşizme karşı şaha kalkan küheylana döndürürüz” demezseniz, “at hırsızı” Erdoğan Üsküdar’ı geçecektir.

Tahtaya kalkın ve sorulara cevap verin.