3. yılına girerken, 'Ev der Heftanîn e' sloganının öyküsü

Nurettin DEMİRTAŞ yazdı —

  • Direnişin komutanlarından Ferman Botan’ın dilinden dinleyince, o sloganın basitçe bir coğrafya tanımı yapmadığını, içinde nice değeri barındırdığı daha iyi anlaşılıyor.

Her yer kar altında. Yine yollarda, yine kar içinde, dağ yürüyüşünde bir mola… 

İlk soluklanmada anılar ışıldıyor defterin içinden. 2 yıl önceki bir cümleyle başlıyor defter: "Ev der Heftanîn e!"

O gün bugündür geçilen her yerde "Ev der…" diye başlıyor sloganlar ve alanın adıyla tamamlanıyor.

Soykırımcı-işgalci askerlerin kendi kulaklarıyla duydukları Heftanîn sloganı son iki yılın direnişine yön verdi. Şarkılara konu oldu. Dağlarda yankılanan bu ses tüm kıtalarda yüreği özgürlük aşkıyla tutuşanlara ulaştı…

Her dağın, her tepenin, her kayanın, ağacın, derenin ve her insanın bir öyküsü var dağlarda; her slogan bu öykülerden beslenerek üretilmiştir.

Halklarımızın son umudu olan yiğit evlatlarının ne denli fedai olduğunu, bu sayede en zorlu dağ doruklarında bile işgalcilerin bir nefes yakınlarına dek yaklaştıklarını ve o çok güvendikleri tekniği başlarına nasıl yıktıklarını, bu slogan hemen kulaklarının dibinde atıldığında anlamışlardı.

Gerillalar dağlardaki direnişin ruhunu yansıtan Heftanîn sloganını ilk kez bir eylem anında haykırmışlardı. Bu eylem ve slogan, o ana dek yaşanan tüm tereddütleri yerle bir etmiş, geri dönüşü olmayan bir zafer yürüyüşünü başlatmıştı. O sloganın kahramanı Şehit Tolhildan’dı.

Büyük hamlenin işaret fişeği gibiydi. Onun zafer çığlığı iki yıl boyunca her yerde durmadan yankılandı. Ve geldiğimiz aşamada tüm Kürdistan’ın sloganı oldu yani. "Ev der Kurdistan e!"

Gün geçtikçe direnişin ayrıntıları, gerillaların günlükleri ve anlatımlarıyla açığa çıkıyor. Direnişin komutanlarından Ferman Botan’ın dilinden dinleyince, o sloganın basitçe bir coğrafya tanımı yapmadığını, içinde nice değeri barındırdığı daha iyi anlaşılıyor. Şehit Tolhildan’ı ve zafer ruhunu yansıtan sloganın öyküsü işgal saldırısıyla ve buna karşı direnişle başlıyor:

"Kış boyu başta Gelî ve Partîzan olmak üzere küçük çaplı eylemler hiç durmadı. Özellikle etkili havan eylemleri yoğunca yapıldı…

Artık bahara giriyorduk ve karlar erimeye başlamıştı. Şehit Şehmus tepesine eylem yapılacaktı. Her şey hazırlanmış, eylem için güç harekete geçmişti. Saldırı kol komutanları Tolhildan ve Çekdar arkadaşlardı. Sabaha doğru yerlerine ulaştılar.

Tolhildan arkadaşın kolu mevzilere kadar sızmayı başardı. Tolhildan arkadaş hızlı davrandığı için savunma daha yerine ulaşmadan bombalarla eylemi başlatmıştı. Eylemin ilk bir dakikasında üç mevziyi düşürdü.

Her türlü teknikle donatılmış işgal ordusunun mevzileri gerillanın inancı karşısında bir bir düşüyordu.

Kolay değildi tabi, her başarının büyük fedakarlıklar gerektiren bedelleri vardı. Onun saldırı kolundan bir arkadaş yaralanıyor.  O esnada Çekdar arkadaşın kolu da mevzilere yetişip vurmaya başlıyor. O koldan Merwan Amed arkadaş şehit düşüyor, Çekdar arkadaş ise yaralanıyor. Savunma geç devreye girince saldırı kolu da zorlanmıştı.

Diğer mevzileri B-7 ile vuruyorlar. O meşhur 'Ev der Heftanîn e' sloganı bu eylemde Tolhildan arkadaş tarafından atılıyor. Yaralıların yanına gelirken iki silah da kaldırıyor. Ve orada şehit düşüyor. Geri çekildikten sonra Çekdar ark da şehit düşüyor. Eylemde 6 mevzi düşürülmüş, 2 silah 2 termal ve bir küçük cihaz kaldırılmıştı.

Onlar Derîyê Dawetîya’da onuru haykırdılar…" diyerek tamamlıyor gerilla komutanı Ferman Botan.

Eylemin kahramanlarından olan Merwan ve Çekdar’ın aileleri maalesef bilinçsizlikleri nedeniyle soykırım güçlerinin çirkin oyununa gelmiş, HDP binası önündeki AKP çadırında oturmuşlardı. Her ikisi de bu yüzden o ailelere tavır almıştı. Onlar sergiledikleri büyük direnişle ve eylem ruhuyla tüm özgürlük sevdalısı Kürt ailelerinin gurur kaynağı oldular…

'Ev der Heftanîn e' sloganıyla başlamıştı her şey! Artık her eylemde Tolhildan vardı, her sloganda onun ruhu…

Gerilla direnişinin hangi koşullarda yürütüldüğünü halkımız biliyor.

"Onlar Haftalarca aç kaldılar, sıcak yemek yemediler, bir çay içmediler, ıslak elbiselerle yatmak zorunda kaldılar ama tek bir gün bundan şikayet eden olmadı. Her an işgalcileri darbeleme ruhuyla hareket ettiler. O tekniği böyle boşa çıkardılar…"

Şehit Tolhildan’dan sonra bir eylemde yaralanan YJA-Star gerillası Arvîn arkadaş ikinci kez o sloganı attı ve böylece direniş sloganı her yere yayıldı, büyüdü; saldırı ruhu, başarı ruhu, özgürlük ruhu oldu…

"Gerillanın namlusu her an enselerinde" sözü bu dönemde Xakurkê’de gerilla Hawar’ın şok edici eylemleriyle pratikleşmeye başlamış, Heftanîn cengiyle bir ilkeye dönüşmüştü. Şimdi bu ilkenin dağ-ova-kent demeden her yerde hayat bulacağı bir zamanda yaşıyoruz.

Bizim zamanımızı ve dünyamızı özgürlük ilkeleri belirliyor. Özgürlüğün ilk ilkesi soykırımcı faşizmi yıkmaktır!

Her yer kar altında ama özgürlük ruhu ve direniş, dünyamızı ısıtıyor.

Kar yağıyor ve tüm zamanların yılmaz gerillası inançla yürüyor; Tolhîldanlar, Jîndalar, Esmerler, Nucanlar, Rüstemler, Zelal ve Bargiranlar anısına…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.