48. yıla şehitlerimizle giriyoruz

Nurettin DEMİRTAŞ yazdı —

  • Bu süreci kendi gözleriyle göremeyen şehitlerimize borcumuzdur ki; her türlü zorluğa rağmen başarıya ulaştıracağız. Şehitlerle yaşamak çok zor ama onurludur.

NURETTİN DEMİRTAŞ

Mevlâna “Dilin aşkı yorumlaması güzeldir ama dile gelmeyen aşk daha güzeldir” demiş. Tek aşkımız PKK için ne yazsak hakikati ifade etmede yetersiz kalıyor. Çünkü yaşayan canlı bir gerçekliği ne bilim ne de sanat tam olarak ifade edebilir. Öncelikle bu bitimsiz destanın yaratıcısı Önder Apo’yu PKK’nin 47. kuruluş yıl dönümünde büyük bir hasret, sevgi ve saygıyla selamlıyoruz.

Bugüne kadar yaratılan tarihi değerlerle, büyük bir mirasla 48. yıla giriyoruz. Önderlik ve şehitler gerçeği başta olmak üzere Jineoloji ilmiyle özgür kadın kimliğine, öz savunma bilinciyle öz kültür ve enternasyonalist komünal değerlere nice ölümsüz, yaşayan değerimiz 47 yıllık mirasın geçmişte kalmadığını, bir yaşam tarzı yaratarak günümüze ve geleceğe damgasını vurduğunu göstermektedir. PKK’nin resmen feshedilmiş olması, yarattığı insani, ulusal ve enternasyonal değerlerin feshi anlamına gelmiyor. Bu değerlerin korunması başta olmak üzere Kürt sorununun demokratik çözümü için tarihi bir adımdı.

 

Kürt sorunu ve demokrasi iç içedir

 

Demokratik siyasal mücadele için sergilenen onca çabaya rağmen yasal bazda henüz somut bir adıma dönüşmemesi, savaşı adeta geçim kapısı olarak kullananların ne kadar etkili olduğunu gösterdiği gibi bu süreç tüm siyasi partiler açısından da turnusol görevini görmüştür.

Komisyon'un İmralı’ya gitme kararı alması önemlidir fakat 'umut hakkı' başta olmak üzere demokratik siyaset için gereken yasal düzenlemelerin de hızla yapılması gerekiyor.

Aklı ve vicdanı olanlar, bugüne kadar yaptıkları yanlışlardan ve tereddütlü yaklaşımlardan vazgeçer. Demokrasi herkes için lazım. Kürt sorunu ve demokrasi etle-tırnak gibi iç içe geçmiştir.

'Geçiş Yasaları' demokrasi için ilk adım olacaktır. Mevcut gidişata bakılınca toplumsal baskı olmadan bu yasaların vaktinde çıkarılması mümkün görünmüyor. Sancılı bir süreç yaşanmıştır ama daha fazla zamana yayılamaz.

Bu sürecin değişim-dönüşüm sancıları kendi açımızdan da kolay olmamıştır, ancak Önder Apo sayesinde içimizdeki tereddütler aşılmıştır. 12. Kongrede en çok üzerinde durulan husus Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü bir diğeri ise şehit ve gazilerimize yaklaşım olmuştur. Önder Apo, bizzat yürütmedikçe bu süreç tamama ermeyecektir. Bu kesin ve net bir tutumdur. Şehit ve gazilerimiz ise bu sürecin onur nişaneleridir.

 

Kürt'ün acısından bahseden yok

 

Batı cephesinde sürecin toplumsallaşması için hiçbir çaba sergilenmediği için halen tek yönlü olarak Türk halkının kayıplarından bahsediliyor. Kürtlerin yaşadığı acılardan ve bunları kimin yaşattığından bahseden yok. Erdoğan’ın Diyarbakır zindan gerçeği, beyaz toroslar vb. vurgularına rağmen konuyu açmak isteyen neredeyse yok. Kayıp yakınlarının her hafta yaptıkları eylemlere bile baksalar ne demek istediğimizi rahatlıkla anlayabilirler. Güncel çıkarlar, oy hesapları bazılarının yüreğini kurutmuş olmalı ki Kürt'ün acısından bahsetmek istemiyorlar. Süreci en fazla zora ve riske sokan şey onun toplumsallaşmamasıdır.

 

Şehitlerle yaşamak zor ama onurlu

 

Bu süreci kendi gözleriyle göremeyen şehitlerimize borcumuzdur ki her türlü zorluğa rağmen başarıya ulaştıracağız. Zorlukların en büyüğünü yaşamış yoldaşlardan biri olan Vejin yoldaşı gördüğümüzde bize anlattığı tek şey, Serhed şehitleri oldu. Zorluklardan bir kez bile bahsetmedi. Sadece şehitleri anlattı. Vejin yoldaşı hepiniz tanıyorsunuz. 26 Ekim geri çekilme açıklamasını Sabri Ok ve Devrim Palu yoldaşlarla birlikte yapan Serhed Eyalet Komutanlarından Vejin yoldaş, Avazê Çiya müzik grubunu dinlerken bile “sizi seven ve görme fırsatı olmayan şehitler adına dinliyorum” dedi. Birlikte geldikleri yoldaşlarla kampımızı aydınlattılar. Şehitlerle yaşamak böyle bir şey. Çok zor ama onurlu bir yaşam. Bizim için başka yaşam olamaz.

 

Demokratik Komünler Birliği'nın gelişmesi

 

Kürdistan ve Parti şehitlerimizden tarihin büyük komünalist öncülerine kadar hepsi her daim yaşayacak mücadele mirasımızdır. Marks ve Engels komünal yaşamın önemine herkesten çok değindiler. Bunun için manifesto yayınladılar. İnsanlığa devrim fikrini ve mücadele ruhunu kazandırdılar. Önder Apo onların mirasını hiçbir zaman reddetmedi. Yanlış ve eksik bulduğu yanlarını eleştirdi ve demokratik komünaliteyi tarihi temellerine oturttu. Tarihin tüm deneyimleri göstermiştir ki; demokratik komünler en yerelden gelişecek toplumsal sistemdir. Demokratik Komünler Birliği başka türlü gelişemez. Bu nedenle başka yerden beklemeden herkesin demokratik komünlerin inşasına yönelmesi gerekiyor.

 

Toplumsallaştırmak riskin panzehiridir

 

Komünlerin yerellerde yaygınca geliştirilmesi, öz savunmalı ve öz kültürlü yaşam kadar barış ve demokratik toplum sürecinin toplumsallaşması için de büyük bir güvencedir. Hassas bir süreçten geçiyoruz. Her türlü yanlışa ve riske karşı bu süreci toplumsallaştırmak en büyük panzehir olacaktır. Bunun için siyasi alanda değil sanat alanında da öncülük yapılabilir. Kürt sanatçıların Türk ve diğer halklardan sanatçılarla ortak çalışmalar yapmasına her zamankinde daha fazla ihtiyaç vardır.

Sanatın diliyle halklarımızın ortak değerlerini yansıtmak kadar her şehidimize layık bir eser oluşturmak da boynumuzun borcudur. Bu temelde Haki Karer’den son şehidimiz Dilzar Amed’e kadar tüm şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.

Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüne ve Demokratik Komünler Birliği'nin inşasına vesile olması dileğiyle PKK’nin 47. yıl dönümü Önder Apo’ya, halkımıza ve tüm insanlığa kutlu olsun!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.