Ahlakı olmayan dindarlık

Ahmet TURHALLI yazdı —

  • Ahlaksız dindarların işi insan öldürme olmuştur.
  • İnsanı öldürmenin ismi cihat olmuştur.
  • Başkalarının ülkesini işgal etmenin, yıkmanın, yakmanın ve talan etmenin adı İslam adına fetih olmuştur.
  • Hırsızlığın adı ganimet olmuş, tecavüzün ismi ise cariye almak olmuştur.

Dindarlık ve ahlak ilişkisi çağımız dindarlarının en büyük handikapıdır. Günümüz Müslümanlığı, ya da dindarlığı bu temel ilke üzerinden değerlendirilip, çözümlendiğinde, dindarlık, ya da müslümanlık kendi hakikati ile tekrardan buluşma imkanına kavuşacaktır.

Günümüz dindarlığı ve dinciliği de bu kavramdan sıklıkla söz etmekte, hatta kendine göre bunu uyguladığına da inanmaktadır.

Ahlak kavramı dinciler yani din tüccarları arasında, sakız gibi ağza alınıp sürekli çiğnenen, ama uygulamada, tamamen, söylenenlerin tersi olan bir durumdadır.

Şüphe yok ki, ahlak konusu anlaşılıp hayata geçirildiğinde, dindarlık ve dincilik şahıs ve toplum içerisinde belli bir düzeyde netleşecektir.

Bir diğer hakikat ise, din istismarcılarını ve dindarları ancak ahlaki ilkeler birbirinden ayırabilir. Ahlak ölçüleri kişinin Tevhid dindarı mı, yoksa şirk dindarı mı olduğunu da açığa çıkaracaktır.

Ahlak nedir: Ahlâk Arapça’da “seciye, tabiat, huy” gibi mânalara gelen hulk veya huluk kelimesinin çoğuludur.

Sözlüklerde çoğunlukla insanın fizik yapısı için halk, mânevî yapısı için hulk kelimelerinin kullanıldığı kaydedilir (Lisânü’l-ʿArab, “ḫlḳ” md.).

Kur’an hz Muhammedin ve Müminlerin ahlak ilkelerini şöyle sıralar.

Zulme karşı çıkmak ve adaleti tesis: Bu konuda yüzlerce ayet var ve Hz Muhammed sav in bütün risalet hayatı, zulme karşı mücadele temek ve adaleti tesis etmekle geçmiştir.

“Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun.” (Nisa, 135)

Zalime boyun eğilmez, onun yanında durulmaz, ona sessiz kalınmaz, ondan korkulmaz, onun bertaraf edilmesi için aralıksız mücadele edilir.

Oysa bugünkü dindarlar, kim madden güçlü ise, kim devlet ise, kim mülkü elinde bulundurur ve korkuyu hakim kılıyorsa, din adına onun yanında saflar tutulur, onun verdiği maaş ve aylıklarla hayat sürdürülür. Bu konuda Kur’an da ki Ahlak ilkeler kimseyi ilgilendirmez ve kimse için bir değer anlam ifade etmez.

İyilik yapmayı ve yardımlaşmayı emreder: İhtiyaç sahiplerinin ihtiyacını gidermeyi, onlara iş ve yaşam imkanları oluşturmayı, onları eğitmeyi, kaliteli bir toplum inşa etmeyi, topluma fesadı değil, ıslahı yaşatmayı öğretir.

Bugünkü dindarlar, millete israf haramdır, kemerleri sıkın ve az yiyin, şükür edin diye telkinde bulunurlar. Komşusu aç yatan, bizden değildir, diyen bir Peygambere inandıklarını söylerler.

Moda dindarların komşuları çöplerden yiyecek toplarken, çocukları açlıktan yaşamlarını yitirirken, onlar yüzlerce çeşit yemekleri olan sofralar da oturmakta, ejder meyvesi ve havyar çeşitleri ile sofralarını donatmaktadırlar.

Dürüstlük ve hakkaniyet: Moda dindarlar, Allaha inandığını ve Allah’ın her şeyi gördüğünü söylerler. Oysa dürüstlük ve hakkaniyet onlar için sadece bir söylevdir.

Allah’a inanan bir şahsiyet ve toplum, başta kendine, iman ettiği yaratıcısına, ailesine, cemaatine, milletine, ümmetine ve insanlığa karşı dürüst ve sorumlu davranır.

Moda dindarlar, ailesini, çevresini ve insanlığı aldatmayı bir ahlak haline getirmiş durumdalar. Onlar için din bu konular da sadece bir istismar aracıdır. Dini satarak hayatlarını sürdürürler.

Kişi inandığı ve değer verdiği şeyi, siyaset, rızık ve kariyer için satar mı? Moda dindarlığın namazı gösteriş içindir, Orucu aldatma aracıdır, sadakası başa kalkmak için, hac ve umresi ise daha fazla aldatmak içindir.

Uyuşturucu, Kumar: İslam ahlakı insana zarar veren ve toplumu çürüten davranışlardan uzak durulmasını söyler. Ahlakı olmayan dindarlar, uyuşturucu ticareti yaparlar. Uyuşturucu kullanırken, kendi hallerini videolarla gösterirler. İşler sarmala sarınca, pudra şekeri diye ifadeler verirler. Kolombiya’dan tonlarca uyuşturucu ticareti yapar, bunlarla övünürler. Onlarca Alkol fabrikası kurup, alkol ticaretini yaparlar. Kıbrıs ta ki bütün Kumarhanelere çöküp işletirler.

İyilik üzerine yardımlaşma, kötülük üzerine yardımlaşmama: Kur’an bunu İslam dindarları için, ahlaki temel ilke olarak belirlemiştir. Müslüman zulüm, hırsızlık, rüşvet, uyuşturucu, fuhuş, rüşvet, yalan, iftira ve aldatma üzere yardımlaşamaz, birbirlerini destekleyemez.

Moda dindarlar, zulüm, ve kötülük üzere yardımlaşırlar. Hatta Şeyhul-İslamları ve sarıklı hocaları bu kötülükler ayyuka çıkmış ise de konuşmamak gerektiğini, eğer konuşulursa İslam’ın zarar göreceğini söylemekteler.

İnsanı yaşatmak ve ölümlerin önüne geçmek: “…Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür.  Kimde birini yaşatırsa bütün insanlığı yaşatmıştır” (Maide, 32)

“Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedi kalacağı cehennemdir.” (Nisa, 93.)

Ahlaksız dindarların işi insan öldürme olmuştur. İnsanı öldürmenin ismi cihat olmuştur. Başkalarının ülkesini işgal etmenin, yıkmanın, yakmanın ve talan etmenin adı İslam adına fetih olmuştur. Hırsızlığın adı ganimet olmuş, tecavüzün ismi ise cariye almak olmuştur.

Bugünkü dindar görünümlü insanların ahlaki yapısı: İnsan öldürmenin adı cihad, uyuşturucu alışverişi yapmanın adı ticaret, zina ve fuhuşun ismi dini nikah, kumarın adı şans oyunu olmuştur. Erdoğan Faiz nasla haramdır diyor ama, Paraları İsviçre, Man adaları ve dünyanın banklarına sığmaz olmuştur.

Ahlaksız dindar, gece kumarını oynadı, metresi ile lüks yatağına girdi, kokainini çekti, sabah boy abdestini aldı, lüks arabasına bindi, korumaları ile birlikte caminin yolunu tuttu.

Kur‘an vay namaz kılanların haline der. İşte bunlar o ahlaksız dindarlar.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.