Ahlaki-politik toplum ve ahlaki çöküş krizi 

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Bir devlet mafyalaştığı zaman yalnız ekonomik, dış politik krizlerle sarsılmaz. Ahlaki kriz bu krizlerin sonuçlarından biriyken, giderek kendisi bütün krizleri azdırır. Çoklu krizlerde başat rol oynamaya başlar.

Türkiye ahlaki krizle sarsılıyor. Seçim kampanyası hızla çamura bulanıyor. Kaset savaşları başladı bile.

Bir devlet mafyalaştığı zaman yalnız ekonomik, dış politik krizlerle sarsılmaz. Ahlaki kriz bu krizlerin sonuçlarından biriyken, giderek kendisi bütün krizleri azdırır. Çoklu krizlerde başat rol oynamaya başlar.

Muhammet Yakut adlı bir “Qırıx ayak” ortalığı toza dumana kattı. Belli ki yalnız suç aleminin adamı değil. “İçeriden” birisi. Mafya, devletin kriminal uzantısıdır. Ülkede eroin, silah kaçakçılığı yapmak, “sosyetik fuhuşu” örgütlemek devletle iç içe geçmeden yapılamaz. Belli ki bu Yakut da  devlet aygıtının herhangi birinde yer edinmiş. Ve şimdi AKP’li bakanların ve vekillerin kirli çamaşırlarını orta yere döküyor. Eğer iddia ettiği gibi belgelere, kasetlere sahipse, Türk siyaseti “lağım kanalizasyonuna” dönecek demektir.

Vatandaşlar apolitikleştirme tuzağına düşürüldü. Bir çoğu “skandal” tiryakisi haline geldi. Aklın hayalin alamayacağı rezillikler, cinayetten ensest ilişkilere kadar en yüksek reyting alan programlar milyonlara izlettirilmekte. Zavallı insancıkları elin yatak odalarını gözetleyen “röntgenciler” haline getirdiler.

İşin en fena yanı bu ahlaksızlık ortamına İslam dininin alet edilmesidir. Nerede bir lağım varsa üstünü “seccade” ile örtüyorlar ve üzerinde, emin olun milletin gözünün içine baka baka abdestsiz namaz kılıyorlar. 6 yaşındaki kızını müridinin koynuna eliyle veren sözde şeyh baba ve bu suça ortak olan anne bilelim ki bir istisna değil. LGBTİ+ bireyleri hakkında nefret histerisi estirenlerin başında Kur’an kursunda erkek çocukları istismar edenler geliyor.

Toplum apolitikleştikçe ahlaksızlık çukurlarına yuvarlanıyor. Açlık sınırında kıvranan halk, emeğiyle geçinemedikçe, başkasının emeğine göz diker oldu. Bundan daha tabii ne olabilir ki? Bu ülkede baldırı çıplak Türk; Ermeni soykırımında Ermenilerin, Rum soykırımında Rumların evlerine, topraklarına, işletmelerine çöke çöke palazlandı. 15 Temmuz darbesinden bu yana Cemaat mensuplarının milyarlık işletmeleri bunların eline geçti. Sermaye sermayeye çökünce, fukaralar da birbirlerinin emeğine saldırmaya başladı.

Toplum tümüyle çürüme sürecinde. İnsanlar dürüstlükten, faziletten, vicdan ve ahlaktan söz edenleri bıyık altından gülerek dinliyor. Kılıçdaroğlu “dürüstlük” üzerine konuştukça onun adına kaygılanıyorum. “Çalıyor ama çalışıyor” diyenlerin “dürüstlüğü” bir fazilet olarak değil, “saflık” saydıklarını düşündükçe onun adına üzülüyorum.

İnsanları ahlaksızlığa mahkum eden temel sebep nedir?

Baştakilerin ahlaksızlığı mı? “Balık baştan kokar” deyişi gerçeği mi yansıtıyor?

Ahlaki çöküş süreci, 12 Eylül darbe sürecinde başladı. Toplumda her zaman ahlaki yozlaşmışlığın kurmanları vardı. Ama ahaki çürüme Özal’ın “memurum işini bilir” dediği günlerin çürümesidir. Devrimcilere ve özellikle Kürt halkına karşı yapılan darbe yalnız demokrasiyi yıkmadı, toplumun ar damarını da patlattı.

Ama asıl sebep, Türk bölgesel emperyalizminin Üçüncü Dünya Savaşı’nda PKK, PJA-Star, YPG ve YPJ güçleri karşısında uğradığı  bozgundur. Ortadoğu’ya, Kuzey Afrika’ya, Kafkasya’ya egemen olmak, onların pazarlarını ele geçirmek ve bölgesel güç merkezi haline gelmek için girdiği savaşta bütün pazarlarını kaybetti. Savaş açtığı Sisi’lerin, Esad’ların ayaklarına kapandı. Eğer başarsaydı bölgenin en güçlü ve zengin devleti olacaktı, bu zenginliğin kırıntılarıyla emekçileri ayartabilecekti. Ahlaksızlık yine var olsa bile, ülke bugün yaşadığı akıl almaz ahlaki çöküşe yuvarlanmayacaktı.

Bölgede “pazarları paylaşma” kavgasını kaybeden Türk tekelleri ve yeni türemiş zenginler, doğaları gereği “büyümek” zorunda oldukları için, dışarıda büyüyemeyince, içeride birbirlerinin pazarlarını paylaşmak ve birbirlerinin sermayesine çökmek zorunda kaldılar. Balık işte o zaman, şimdiye kadar görülmemiş bir kerih koku salarak baştan koktu. Bu koku silsile-i meratip halinde toplumun hücrelerini zehirlemeye başladı.

Açlık, sömürü, çaresizlik ekonomik krizin sonuçlarıdır. Bu sonuçlar ise ahaki krizi doğurur. Ahlaki kriz bir kere yayılınca, artık ekonomik krizi de, toplumsal krizi de, dış politikadaki krizi de misliyle büyütür.

Türkiye’nin içinde bulunduğu açmaz budur. Çünkü ekonomik krizin kapitalizm içinde çaresi vardır. Kapitalizm krizlerle yaşar. Krizleri aşa aşa yaşamaya devam eder. Ama ahlaki çöküş toplumu pençesine aldığında, bu krizin aşılması çok zor olur. Aşılmadığı sürece de diğer bütün krizler de aşılamaz.

Toplumun ahlaki çürümesi eğitimle, dinle, duayla, nasihatle önlenemez. Çünkü insanlara ahlaki va’az verenler de çoktan ahlaksız hale gelmiştir. Toplumu ahlaksızlık bataklığından devrimci ayaklanmalar çıkarır. Durgun bataklıkta metan gazıyla uyuşan insanlar, bu bataklığa dağlardan kopup gelen sel sularıya pisliklerinden, suçlarından, günahlarından ve ahlaki çöküntüden bir anda kurtulur. Devrim yozlaştırılan insanlığı arındırır, temizler.

Yaşadığımız toplumda ahlaki kriz süreçlerinin yanında devrimci süreçler de büyüyor.

Devrimci süreçlerin sonunda sömürgecilik, kapitalist modernite, ekonomik ve politik krizler nispeten kolay aşılacaktır. Asıl zorluk toplumun apolitikleşmesinde ve ahlaki çöküşündedir. Bunu aşmak ve Başkan Apo’nun halklara gösterdiği “ahlaki-politik topluma” ulaşmak çok karmaşık ve zorlu bir süreç olacaktır.

Devleti bir vuruşta parçalamak mümkündür. Tarihte böyle bir çok devrim vardır. Ama eğer o devleti bir vuruşta yıkan toplum, “ahlaki-politik toplum” değil de, sadece “devirici” bir güç ise, o yıkılan devletin enkazlarından yeni bir hayat kurulamaz. İşleri “devrimden sonra” iyi gidecek sanmak en büyük yanlış olur. Devrimci değişim ve dönüşümlere en büyük hazırlık toplumu yalnız politik bakımdan bilinçlendirmekle olmaz. Onu “ahlaki-politik toplum” olarak bugünden, adım adım inşa etmekle olur.

Yeşil Sol Parti toplumun içine düşürüldüğü ahlaki krize karşı sözleri ve davranışlarıyla “ahlaki politik toplumun” habercisidir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.