Ahlaksızlığın resmi nasıl yapılır? 

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Ahlakın çöküşü mafyatik oligarşi için en elverişli bataklığı yaratır. Ahlaken esir alınan, uyuşturucuya, fuhşa, hırsızlığa mahkum edilen insanlar, bu düzenin yalnız mağdurları değildir. Bu düzenin sosyal tabanı olmuşlardır. Oligarşik faşizm “dindarlara” değil, bu dinden imandan çıkarılmış, düşürülmüş, ahlaksızlık anaforuna kapılmış, dimağı körelmiş, kölelerden güç alıyor.

Bir fotoğraf, Kürt ve Türk halkına savaş açanları çok güzel sergiledi.

Fotoğraf, Erzurum’da, 13 Ocak günü çekilmiş. Geleneksel “1001 Hatim” günüymüş. AKP-MHP iktidarını temsilen Erzurum AKP İl Başkanı Mehmet Emin Öz,Soylu’yu ya da polis teşkilatını temsilen Erzurum Valisi Okay Memiş, Orduyu temsilen Albay İlker Şimşek; aynı fotoğraf karesinde.

Ve Erkam Binali. Kumarhanelerin şişmanı. Eroin baronu. Yani Mafya. Kaykılarak koltuğa yayılmış. Elinde tespih. İl Başkanı’nın şahsında iktidar, Vali’nin şahsında Emniyet, Albay’ın şahsında ordu Mafyoz Erkam’n önünde  çok usturuplu. Güya “hatim indirmişler.”  Sonra kalkıp bir giyim dükkanında tespih çekmişler. Erkam’ın karşısında hepsi birer “saygı” heykeli gibi. Kim kimi yönetiyor?

Bu fotoğraf karesi Türk devletini Mafyanın yönettiğini ve Mafya tarafından yönetilen Türkiye’de Kürt ve Türk halkına bu güçlerin savaş açtığını gösteriyor.

AKP-MHP iktidarı Mafya adına karar veriyor. Polis, Mafyanın yönetiminde Türk ve Kürt emekçisine zulüm ediyor. Ordu Mafya adına Kürdistan’ı bombalıyor.

Erkam ve eroin baronları olmasa, ne MİT’in Paris katliamlarında harcadığı kurşunların, ne Akar’ın patlattığı kimyasal bombaların parasını bulabilir. Eroin, direnen Türk ve Kürt halkına karşı kurşun, savaşan gerillaya karşı kimyasal bombaya dönüşüyor. Kurşuna ve bombaya dönüşen bu eroinin arta kalanı, artık yalnız yetişkinleri değil, okul çağındaki, hatta ilkokul çağındaki kızları ve oğlanları zehirliyor.

Fotoğraf, Türkiye’yi ele geçiren oligarşinin bir şehirdeki halk düşmanı uzantılarını ele veriyor. Bunların ağa babalarına ait “uzun metrajlı filmi”ni Sedat Peker çekmeye başlamış, ama film yarıda kalmıştı. Birkaç ay sonra yapılacak olan seçimlerde bu “film” ya “Happy End”le bitecek, halk düşmanları yargı önüne çıkacak ya da halk karanlık bir sinema salonuna hapsedilip, bu “filmi” seyretmeye mecbur edilecek.

Türkiye 1929’lu buhran yıllarının Amerikasına döndü. Al Capone’lerin devletle bütünleştiği yıllardı. Menderes’in “Küçük Amerika” olma rüyası günümüzde kabus oldu. Türkiye kokain kartellerinin birbiriyle savaştığı Latin Amerika ülkelerine benzedi. Türk ekonomisinin ölümcül krizi bu ekonomiye zerk edilen eroinle yatıştırılıyor. Ve ülke uyuşturucu bağımlısı bir ekonomiye mahkum ediliyor.

Fotoğraftaki Binali Yıldırım’ın oğlunu L.Amerika’daki marifetlerinden hatırlıyorsunuz. Sahibi olduğu gemi filosuna “mal” yükleme faaliyetlerini biliyorsunuz. Falyalı’nın kumarhanelerindeki “estetik” resimleri gözünüzün önünde canlanıyor. İşte bu yaşayan kurtlanmış cesetler, halkın üstüne çökmüş, yalnız maddi zenginlikleri yağmalamakla kalmıyor, toplumu ahlaken çürütüyor.

Ahlakın çöküşü mafyatik oligarşi için en elverişli bataklığı yaratır. Ahlaken esir alınan, uyuşturucuya, fuhşa, hırsızlığa mahkum edilen insanlar, bu düzenin yalnız mağdurları değildir. Bu düzenin sosyal tabanı olmuşlardır. Oligarşik faşizm “dindarlara” değil, bu dinden imandan çıkarılmış, düşürülmüş, ahlaksızlık anaforuna kapılmış, dimağı körelmiş, kölelerden güç alıyor.

Ülkü Ocakları Genel Başkanı’nı öldürenlere bir bakın. Tutuklananların hepsi uyuşturucu satan torbacılar, uyuşturucu bağımlıları ve iki de polis… İşin içinde MHP’liler, MHP’li vekiller ve yöneticiler var. Kirli bir ahlaksızlık dünyasından  birkaç kuruşa tetikçi, katil, suikastçı üretmek kadar kolay bir şey yoktur. Dün Türk ırkçılığına sapkınca inanan “Ülkücüler” ,yani bir “ideale” sahip insanlar, devrimci öldürme işi bittikten sonra, önce “çek senet tahsilcisi”, sonra “uyuşturucu kaçakçısı’, şimdi “pudra” çeken düşkün bağımlılar haline getirildi. Faşist oligarşi halka karşı kullanmak üzere kendi insanlarını ahlaken çürütüyor, onları her türlü kanlı eyleme hazır hale bu yöntemle getiriyor.

İşte bizle, sizle, onlarla, tüm halkla bu ahlaksız halk düşmanları savaşıyor. Polis araçlarının bagajlarından, ordu zırhlılarından ve düne kadar Türk devlet başkanlarını taşıyan Ata uçaklarından eroin fışkırıyor. Bu polis otolarının, ordu zırhlılarının ve devlet uçaklarının dümeninde Erdoğan, Bahçeli, Soylu, Akar; kısacası faşist oligarklar oturuyor.

Ve işte bu halk düşmanları, “ahlaki- politik toplum” diye haykıran Başkan Apo’nun tecrit altında tutulduğu İmralı kapısında  uluslararası komplocular tarafından kiralanmış gardiyanlardır. “NATO kardeşliği” adına bu komplocular, suikastçı, eroinci, fuhuşçu bu güruhu desteklemek için PKKyi “terör örgütleri” listesine alıp yasaklıyorlar.

Bu yasak, faşist rejime Avrupa devletlerinin topraklarında suikastlerle katliam imkanı veriyor. Bir AKP’li vekil geçtiğimiz günlerde Almanya’da bu kanlı suikastlere devam edeceklerini alenen ilan etti. Suikastçiler Erzurum’daki fotoğraf karesinde yer alanlardır. Türk devleti bir çetenin eline geçmiştir ve bu çete yalnız Türk ve Kürt halklarına değil, Avrupa’da yaşayan ve çoğunluğu bu devletlerin vatandaşı olan insanlara karşı savaş açmıştır. Avrupalı devletler, kendi vatandaşlarını öldürmeye yemin etmiş bu ahlaksızlar çetesinin, gerçekte Avrupa halklarına karşı savaş açtığını anlamamakta ısrar ediyorlar.

Bir Erzurum’daki resme bakın, bir de kimyasal silahlarla yaşamını yitiren gencecik gerillaların resimlerine bakın. Birinde pöstekiye dönmüş, arsız, uğursuz, ahlaksız suratları; ikinci de tertemiz, ahlaklı, masum gülüşleri göreceksiniz.

Hangi resimden yanasınız?

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.