AKP çadırlarındaki aileler ve kadın düşmanlığı

Nurettin DEMİRTAŞ yazdı —

  • AKP çadırına davet edilen her aile kendi çocuğunun akıbetini gerçekten araştırmalıdır. PKK’ye katıldıkları net ve açık olanlar için bir öneride bulunabiliriz. Fakat bu konuda kesin bilgiye sahip olmayan aileler çocuklarının akıbetini ciddi olarak araştırmalıdırlar.

Türkiye tarihinin karanlık sayfaları çok fazladır. Kayıp yakınları bu karanlık sayfaların aydınlatılması için büyük kararlılıkla her hafta düzenli olarak eylemlerini sürdürürken AKP bu karanlık sayfalara yenilerini eklemektedir. Bunlardan bazıları HDP il binalarının yanlarında kurulan AKP çadırlarında oturan ailelerin çocuklarıdır. Bu meseleyi açacağız.

Kayıp yakınlarına her fırsatta düşmanca yaklaşmalarının nedeni, AKP’nin kayıplara yeni kayıplar eklemesidir!

AKP hiçbir hükümetin yapmadığını da yaptı, şehit mezarlarını bombalarla, dozerlerle parçaladı. Şimdi de ailelerine ve bu ailelerin dayanışma derneklerine saldırıyor.

Toplum düşmanlığında sınır tanımayan AKP son dönemlerde kadınları kategorilere ayırıp kadın-kırımını normalleştirirken öte yandan kadın hakları söylemini kullanmaya başladı.

Çıplak arama işkencesini bile normalleştiren bir AKP’li grup başkanvekili varken hiçbir kadın yasa önünde hakkını arayamaz ve güvende olamaz. Kadın düşmanlığında sınır tanımayan yasa üstü AKP’den topyekûn kurtulmaya bakmak gerekiyor.

Türkiye tarihinin en azılı kadın düşmanı bir parti olduğu halde, Özlem Zengin ‘AKP öncesinde kadının adı bile yoktu’ diyebilecek kadar ileri gidebiliyor. Yüzleri kızarmadan yalan söylemeyi ve demagojiyi ustalarından öğrenmişler.

Özlem Zengin her konuşmasında kadın karşıtı konuma düşüyor. Çünkü kadın bakışına, demokratik ve özgürlükçü bir bakışa sahip değil. Bu nedenle toplumun her kesiminden tepki çekiyor. Elbette her tepki doğru değildir. Örneğin Özlem Zengin’e cinsiyetçi laf saldırısında bulunanlar kesinlikle onaylanamaz. Bu ayrı bir durumdur ancak Özlem Zengin de tüm kadınlara ve onların şahsında tüm topluma hakaret etmektedir.

Evet Özlem Zengin, sonuna dek cinsiyetçi olan, kadın kimliğini aşağılamada en faşist erkek ağzını geride bırakan biridir. Ancak mesele kişisel olmaktan çıkmıştır, önemli olan onun misyonunu anlamaktır. Faşizmin planlı-programlı, sistematik kadın kırımı uygulamalarını hayata geçirmek için görevlendirilmiştir. AKP’nin kadın düşmanlığını ve zulmünü normalleştirmekten sorumludur.

Tutsakları kastederek “AKP’yi zorda bırakmak için talimatla çocuk yapıyorlar” sözleriyle tarihe geçti.

Açık ki dünya tarihinde çocuk yapma talimatı vermiş olan iki faşist şef vardır. Biri Mussolini’dir, diğerini de herkes tanıyor. Daha fazla söze gerek yok.

Gelelim çadırlardaki ailelere:

AKP çadırına davet edilen her aile kendi çocuğunun akıbetini gerçekten araştırmalıdır. PKK’ye katıldıkları net ve açık olanlar için bir öneride bulunabiliriz. Fakat bu konuda kesin bilgiye sahip olmayan aileler çocuklarının akıbetini ciddi olarak araştırmalıdırlar. Çünkü son dönemde edindiğimiz bilgilere göre bu çadırlara davet edilen bazı ailelerin çocuklarını AKP’nin MİT’i-polisi katletmiş. Kaçır, katlet ve PKK’ye katılmış diyerek ailelerini alıp çadıra götür! Yaptıkları budur. Şu ana dek bu çadırlarda oturan ailelerden en az dördünün çocuklarını katletmiş olduklarına dair ciddi bilgiler bulunmaktadır. Bu vahşet bir gün tüm yönleriyle açığa çıkacaktır. Kesinlikle PKK’ye katılmamışlardır. Çocuğunun PKK saflarında olduğundan kesin emin olmayan aileler bu durumu araştırmalıdırlar. Nerde olduklarını, başlarına ne getirildiğini AKP’ye sormalıdırlar.

Öte yandan çocuğunu PKK’ye soranlardan rahatsızlık duyulamaz. Fakat gerçekten PKK’ye soranlardan bahsediyoruz, AKP çadırında oturup HDP’ye saldıranlardan değil.

HDP’ye sormaları tamamen AKP oyunudur. HDP cevap veremez, çünkü asla bilemez. Fakat PKK bilir ve zaten PKK’ye soran aileler yanıtsız bırakılmamaktadır.

50 yıla yaklaşan mücadele sürecinde akıbeti net olarak bilinmeyen ve halen araştırılan birçok PKK militanı bulunmaktadır. Netleştirilen herkes için ailelere bilgi verilmektedir. AKP çadırına oturan aileler ise bilgi değil “çocuğumuzu istiyoruz” diyorlar. Maalesef bu ortamda onlara bilgi bile verilmez…

Öneriye gelince: Bu aileler AKP’yi ikna edebiliyorsa AKP bombardıman yapmasın, PKK alanlarına gelsinler, çocuklarıyla görüşsünler!

Kendilerine hep söylendi, çocuklarınızı kimse zorla götürmemiş ki zorla geri göndersinler! Bakın eğer savaş olmasa aileler çocuklarını görme şansına sahip olabilir. Ateşkes dönemlerinde binlerce ailenin görüşme durumu olmuştur. Bugün de böyle bir fırsat olsa yüz yüze görüşür, tartışır, birbirinizi ikna ederdiniz. Bu çok acayip bir durum değildir. Acayip olan o çadırlara gidilmesidir.

Yani meseleyi çarpıtmaya gerek yok. O çadırlarda geçirdiğiniz her gün sizi çocuklarınızdan daha fazla uzaklaştırmaktan başka işe yaramıyor. AKP propagandası yapacağınıza çocuklarınızın neden dağa gittiğini AKP’ye sorsaydınız daha hayırlı sonuçlara yol açardınız.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.