Almanya için PKK değil, TC tehdittir
Veysi SARISÖZEN yazdı —
- 17 Şubat’ta, bu halkın gücünü Alman devleti gördü. Almanya için düşünmenin zamanıdır. Almanya PKK’yi “terör örgütleri listesinden” çıkarttığı gün, Türk devleti Almanya topraklarında yürüttüğü her türlü illegal faaliyetinin bütün gerekçesini kaybedecektir.
- Dünya savaşının tırmandığı şu aşamada, Almanya toplumu için Kürt diasporası “dost”, Türk devletinin uzantısı Türk örgütleri ise “beşinci kol”dur.
Köln eylemi değişik açılardan yorumlanmayı hak edecek büyüklükteydi. Bu yazıda Köln mitingi Alman devleti için ne ifade ediyor sorusuna yanıt verilecek.
Önce Almanya’da “ne oluyor?” sorusunu soralım. Aktüel gelişme şu: Almanya’da neo-Nazi hareket güçleniyor. Almanya İçin Alternatif Parti AfD neredeyse ikinci büyük parti haline geldi. Bu parti yaptığı gizli toplantıda milyonlarca “göçmeni” sınır dışı etme kararları aldı. Bu, Alman halkı ile Alman olmayan halkları karşı karşıya getirecek büyük bir provokasyondur. Bu provokasyonun sonucu, özellikle Müslüman göçmenler arasında “simetrik” faşist akımların hızla büyümesidir. Bunun da sonucu Alman topraklarında, İsrail’in soykırımından da beslenen yeni bir DAİŞ ya da benzeri terörizm dalgasının kabarması olacak.
Daha şimdiden Erdoğan, Almanya’nın ve Avrupa’nın karşı karşıya olduğu bu tehlikeli gelişmeye, bizzat kuruluşunu desteklediği DAVA adlı bir partiyle el attı. Şu anda Almanya’da AKP yanlısı Türkler Haziran ayında yapılacak olan AP seçimlerine DAVA partisiyle girecekler. Böylece Türk MİT’i bu partiyle Almanya’daki istihbarat çalışmalarını legalize etme yolunda. Diyanet’in, dolayısı ile MİT’in de içinde olduğu bu partinin destekçileri Alman devletinin saptadığı gibi HAMAS’la doğrudan irtibatlıdır ve Alman polisi bunların HAMAS’a milyonlarca Euro transfer ettiğini açığa çıkarmıştır.
Demek ki, AfD ve DAVA gibi partiler birbirlerine düşman gibi görünse de pratikte birbirlerini, birbirlerine düşmanlık temelinde büyütmektedirler. Neo-Nazizmle İslami faşizm bir bakıma “zıtların birliği” gibi bir diyalektik gelişmeye işaret ediyor.
Bu anlattıklarımdan bağımsız olarak Alman devlet makamlarına sorulacak soru şudur:
Almanya topraklarında yaşayan Müslüman toplumlar içinde, hangi halk Alman halkı için güvenilir bir müttefiktir? Hangi Müslüman halk kendi saflarında Müslüman olmayan halklara karşı ırkçılığı ve şoven-milliyetçiliği neredeyse sıfıra indirmiştir? Kürt toplumu saflarında Avrupa kentlerini kana bulayan DAİŞ ve türevi örgütlerin en küçük bir izi var mıdır? Şu anda Almanya’da yaşayan hangi Müslüman toplumunun fertleri arasında DAİŞ’e karşı mücadelede can verenler ve ağır yaralanıp Alman halkının dayanışmasıyla bu topraklarda yaşayanlar vardır?
Ve Almanya için İslami aşırılıkçı ve terörist tehdit hangi Müslüman toplumu içinde örgütlenmektedir?
Bu sorular meşrudur; çünkü Alman devleti de ABD ve diğerleri gibi Ortadoğu’da DAİŞ terörüne karşı “koalisyon” ortağıdır. Ortadoğu’da Alman devleti de diğerleriyle birlikte Kürt halkının gerilla güçleriyle dayanışma içinde DAİŞ’e karşı mücadeleye katılmıştır.
Bu kadarı yeter.
Nasıl oluyor da aynı Alman devleti, büyük bir bölümü kendi yurttaşı olan, diğerleri Almanya’da legal statüyle yaşayan Kürt halkını değil de Anayasayı Koruma Örgütü’nün raporlarında da yansıtıldığı gibi, Alman devletinin yasalarını çiğneyerek Almanya topraklarında “casusluk şebekesi” kurmuş Türk devletini Kürt halkına karşı desteklemektedir?
İsrail-Hamas savaşı durdurulamaz ve giderek bölgeye yayılırsa, Müslüman halklar haklı olarak dizginlenmez bir öfke duyacak ve anti-semit ve İsevi düşmanı akımlar bu öfkenin içinde örgütlerini büyüteceklerdir. Almanya’da yaşayan Müslüman Türk halkını sözüm ona “anti-emperyalizm” kisvesi altında Batılı halklara karşı düşmanlaştıran Erdoğan rejiminin desteklediği Diyanet içinde yuvalanmış fundamentalist İslamcılar da böyle bir gelişmeden yararlanacaklardır.
Ortadoğu’yu hızla etkisi altına alan “din ve mezhep kavgaları” böyle bir durumda Avrupa’da “Haçlı-Hilal” kavgalarına dönüşür ve bu da beklenmedik patlamalara yol açar.
Yukarıda sözünü ettiğim AKP yanlısı DAVA adlı parti neyin nesidir? DAVA partisini kuranlar Türkiye’de siyasi mücadele imkanı ellerinden alınmış kişiler midir? Çaresiz kaldıkları için Almanya’ya göç etmek zorunda mı kalmışlardır? Hayır. Bunlar Türk devletinin uzantısıdırlar. Türk devleti Almanya’nın siyasi hayatına sızma, Almanya topraklarında siyasi güç haline gelme yoluna girmiştir. Bu siyasi güç kime karşı siyasi mücadele verecektir? Çok açık: DAVA denilen parti Türk devletinin çıkarları temelinde Almanya’ya karşı kurulmuş bir partidir.
Hiçbir devlet, bir başka devletin toprakları içinde ne istihbari ve ne de siyasi faaliyet yürütemez.
AKP yanlısı Türk toplumunun içinde sıkı bir şekilde örgütlenmiş olan MİT, AKP ve MHP, Almanya’da yaşayan Türk toplumunun değil, Türk devletinin çıkarları temelinde hareket etmektedir.
O halde soralım: Köyleri yakılan, şehirleri yıkılan Kürt diasporası mı yoksa Almanya’nın içine sızan Türk devleti mi Alman toplumu için tehdittir? Politik iltica hakkını reddederek uluslar arası komploya en büyük ortaklığı yapan Almanya için Öcalan mı tehdittir yoksa Erdoğan ve Bahçeli mi? “Almanya ortak vatanımız, Kurdistan ana vatanımız” diyen ve kendilerini Alman halkından ayırmak yerine, onlarla ve Almanya’da yaşayan bütün etnik, dini, kültürel toplumlarla “demokratik ulusta” birlik şiarıyla hareket eden Kürt diasporası mı Almanya’yı tehdit etmekte, yoksa arkasında Türk devleti bulunan, Alman halkı içinde örgütlü “casusluk şebekesini oluşturan İslamo-faşist Türk unsurlar mı?
Yarın yeni bir DAİŞ kabarması karşısında, bütün Almanya yurttaşları bilmeli ki, bu terörist unsurlara karşı güvenebilecekleri tek Müslüman topluluk örgütlü ve bilinçli Kürt halkı olacaktır.
Geçtiğimiz 17 Şubat’ta, bu halkın gücünü Alman devleti gördü. Almanya için düşünmenin zamanıdır. Almanya PKK’yi “terör örgütleri listesinden” çıkarttığı gün, Türk devleti Almanya topraklarında yürüttüğü her türlü illegal faaliyetinin bütün gerekçesini kaybedecek, Diyanet içindeki casusluk şebekesi kendisini “PKK’yle mücadele” kisvesi altında gizleyemez olacaktır.
Dünya savaşının tırmandığı şu aşamada, Almanya toplumu için Kürt diasporası “dost”, Türk devletinin uzantısı Türk örgütleri ise “beşinci kol”dur.
Bunu anlamak o kadar zor mu?