Altılı Masa’ya tek bir soru 

• Altılı Masa, Akşener’in milliyetçi bayrağı altında toplanabilir. Hatta Kürt sorununda tıpkı Erdoğan gibi konuşabilir.  Bizim için farketmez. Sorumuz şu: Bizimle, Kürt halkıyla, HDP’yle Altılı Masa iktidarı hangi yöntemlerle mücadele edecek? 

HDP Cumhurbaşkanı adayını açıklayacağını, ancak seçime kadar geçecek sürede müzakere ve mutabakata kapıyı açık tutacağını söyledi. 

Gelin Altılı Masa’nın HDP’yle müzakereyi kabul ettiğini düşünelim. Biz vatandaşlar ve özellikle Kürt seçmenler olarak bu müzakereden neler bekleyeceğimizi düşünmeye başlayalım. 

Aklınıza “Kürt sorununda çözüm” beklentisi geldiğini tahmin edebiliriz. Ama bu beklenti “ölü gözünden yaş beklemek” gibi bir şeydir. Çünkü Masa’daki parti liderlerinin hepsi senin, benim çözümden anladığımızın binde birine bile razı olmaz. 

Diyebilirsiniz ki, belki bu liderler çözüm olmasa da Kürt halkına ufak tefek güzellikler vaat edebilirler. Fehmi Koru’nun dünkü yazısında aktardığı hikayede olduğu gibi. Hırsız emekli adamın cüzdanını otobüste çalmış. Adam bilet parasını ödeyememiş. Şoför “seni gidi beleşçi” deyince emekli adam çok utanmış. Hırsız ona acımış. Tutmuş bilet parasını ödemiş. Emekli adam hırsızın hırsız olduğunu bilmediği için ona teşekkür etmiş. Oysa biz ve Kürt halkı kimliğini ve haklarını çalan hırsızları biliyor. Hırsızların başı devlet. AKP-MHP baş hırsız. Altılı Masa partileri de ya hırsızın ortakları ya da “erketeleri.” Onlar “bilet paramızı” ödeyecek, biz de yedi milyon oy vereceğiz; öyle mi?  

Demek ki, sen, ben, biz, müzakereden ne “çözüm” bekliyoruz, ne de “güzellik.” 

Bu durumda “müzakereyi” sırf müzakere olsun diye mi istiyoruz? “Bir kere masaya oturup kalksak yeter” mi diyoruz. Hayır. Bir beklentimiz var elbette. Ben, sen, biz Altılı Masaya bir tek soru soracak ve cevap bekleyeceğiz. 

Şöyle diyeceğiz. Altılı Masa, Akşener’in milliyetçi bayrağı altında toplanabilir. Hatta Kürt sorununda tıpkı Erdoğan gibi konuşabilir. Seçim kazanmak için HDP’yle hiçbir çözüm talebinde anlaşmadıklarını da açıklayabilir. Utanmazlarsa “tek vatan, tek millet, tek dil, tek din ve tek mezhep” sloganını bile haykırabilir. Bizim için farketmez. Sorumuz şu: Bizimle, Kürt halkıyla, HDP’yle Altılı Masa iktidarı hangi yöntemlerle mücadele edecek? Biz “demokratik özerklik, demokratik cumhuriyet, sınırları değiştirmeden dört parça Kürdistan’ın birliği, demokratik Konfederal Ortadoğu Ortak Evi” dediğimiz zaman, bize karşı ne yapacak? Bu programın sahibi Önder Apo’ya “İmralı işkencesi” uygulayacak mı, eşbaşkanların, vekillerin dokunulmazlığını kaldıracak mı, belediyelerimize kayyum atayacak mı, bunlara karşı çıkan insanlarımızı tutuklayacak mı? Polislerine, askerlerine Kurdistan’ın parçalarında ve Paris’te öldürme emri verecek mi, Kürtlerin kazanımlarına karşı savaşı sürdürecek mi, hulasa Kürt halkının ve dostlarının Kürt sorununda çözüm uğrundaki mücadelelerinin önündeki faşist engelleri kaldırarak, bizimle uluslararası hukuk, anayasa ve adalet temelinde mücadele etmeyi göze alacak mı? Yoksa Erdoğan rejiminin yolundan mı yürüyecek? 

Altılı Masa liderleri bu soruya açık, inandırıcı bir yanıt verdikleri ve varılan bu mutabakata uyacağına HDP seçmeninin inanacağı bir aday gösterdikleri durumda biz vatandaşlar olarak onlara desteğimizi esirgemeyeceğiz. 

Ama, Altıı Masa liderleri biz vatandaşlara “PKK’yle irtibat ve iltisakı kesin, PKK terörünü lanetleyin, biz de sizin meşruiyetinizi ve taleplerinizi kabul edelim” derlerse, biz anlayacağız ki, bunlar iktidara geldiğinde Erdoğan’ın yolundan yürüyecekler. 

O zaman biz de 3. Yolumuza koyulacağız. 

Altılı Masa yandaşı korkuyla soruyor: “Bizi desteklemezseniz Erdoğan kazanır” diye mırıldanıyor. 

Ey değerli kardeşim, biz senin liderlerinden “destek” istemiyoruz. Onlara “İktidara geldiğinizde bize karşı mücadele etmeyin de” demiyoruz. Onlara “İktidara geldiğinizde bize karşı faşist rejimin yöntemleriyle mi, yoksa demokratik yöntemlerle mi mücadele edeceksiniz” diye soruyoruz.  

Neden böyle soruyoruz? 

Çünkü demokrasi zemininde bizimle mücadeleyi kabul ettiğinizde, biz tüm krizlerin ana nedeni olan Kürt sorununda çözümsüzlüğe kendi öz gücümüzle ve dostlarımızın katkılarıyla son vereceğimize, böylece seni bu amansız krizin yükünden kurtaracağımıza inanıyoruz. 

Mesele bu kadar basittir kardeşim…