Amed Newrozu yeni bir zirvedir

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Ekim ayında başlayan “Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” evrensel hamlesi bu Newroz’da İstanbul-Van zirvesinden sonra Amed zirvesine tırmanışla devam etti. Yüzbinler özgürlük bayrağını Amed surlarında dalgalandırdı.

Kürdistan özgürlük mücadelesi sürekli bir tırmanışın tarihidir. Fis Köyünde başlayan ilk tırmanış adımından bu yana Kürdistan tarihinde ilk defa yarım asrı aşkın bir zamandan beri bu tırmanış yenilmeden, aralıksız sürüyor.

Ekim ayında başlayan “Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” evrensel hamlesi bu Newroz’da İstanbul-Van zirvesinden sonra Amed zirvesine tırmanışla devam etti. Yüzbinler özgürlük bayrağını Amed surlarında dalgalandırdı.

Eski bir tanıdığım Amed Newroz alanından beni telefonla aradı. Şöyle dedi: “Eski kanlı suikastlerden arta kalmış bir Kürt olarak, Newroz alanına tedirginlikle adımımı attım. Gayr-ı ihtiyari başımı gökyüzüne kaldırdım. Acaba katil heronlar semada bizi gözetliyor mu, üzerimize ölüm saçacak mı diye şüpheyle baktım. Yoktular. Yüzüme bereket yağdı, müjdeyi hatırladım ve alanları fethettik, artık gökyüzünü fethediyoruz dedim ve Bijî Serok Apo diye haykırdım.”

Kahırlı Kürdistan halkının böyle bir müjdeye ihtiyacı büyüktü. İhtiyaç giderildi. Özgüven büyüdü. Amed alanını tıka basa doldurdu.

Dedik ya, bu tırmanış yarım asırdır sürüyor. Zirveden zirveye tırmanan milyonlarca yoksul insan her tırmanışta yüzer, biner ve on biner bu tırmanışta can veriyor. Can verenler son yolculukta defnedildikleri mezarlarında bile sonsuz uykularından SİHA’ların bombalarıyla uyanıyor. Heronlar ölüleri bile yeniden öldürüyor.

Müjde yalnız dirilere değil, ölülere de verildi. “Rahat uyuyun.”

Gerillanın hava savunma sistemine sahip olması, savaşta dengeleri değiştirecek. O nedenle Türk devleti hava üstünlüğünü kaybetmek üzere olduğunu görünce, tek başına yenemeyeceği ve teşebbüs ettiğinde mutlak şekilde yenileceği  savaşta “müttefik” peşine düştü. KDP’yi, Irak’ı savaşa sürüklemeye çalışıyor. Selahattin Erdem’in yazısından öğrendiğimize göre, İran yanlısı Şii güçlerini de ayartmaya çalışıyor.

Olabilir. ABD’nin kışkırttığı bir Türkiye-İran savaşına giden süreçte taraflar savaşmadan önce PKK’yi aradan çıkartmak ve savaşın sonucunu belirleyecek olan bu büyük barış etkeninden kurtulmak ve bölge hegemonyası için birbirlerinin hesabını görmek isteyebilirler.

Ancak dünya savaşı koşullarında savaşın keskin bir mantığı vardır. Hiçbir devlet artık Kürt halkını, onun öncü partisini savaş dışı bırakma imkanına sahip değildir. Savaş dışı bırakılamayacak bir gücü ise savaşa hazırlanan hiçbir devlet savaş hazırlıklarında hesaba katmadan edemez. Zora düşenin Kürt halkıyla taktik ittifak kurması bu ölüm kalım savaşlarının kanunu gereğidir.

Son Amed Newrozu yeni bir zirvedir. Bu yeni zirveyi bir başka zirve bekliyor: 31 Mart seçimi. Irak ve Suriye topraklarının  45 bin metre karesini yutmak isteyen Erdoğan-Bahçeli-Ergenekon iktidarını, belediye sayısı bakımından değil, seçmen sayısı bakımından azınlığa düşürmeyi başaracak olan Dem Parti seçmeni, bu iktidarı böyle bir saldırı savaşı öncesinde meşruiyet kriziyle yüz yüze getirmeye hazırlanıyor. İktidar seçmen çoğunluğunu kaybettiği zaman, ister İstanbul’u ve Ankara’yı alsın, Türkiye’yi savaşa sürekleyecek meşruiyetten mahrum olacaktır. Hiçbir devlet, isterse tüm belediyelere sahip olsun, devlet gücünün dayandığı seçmen çoğunluğunu kaybettiği zaman, insanlarını ölüme sürükleyemez. Sürüklemeye kalktığı zaman, işte o zaman halkın diktatörlüğe karşı her türlü mücadele yöntemiyle ayaklanma hakkı vardır.

Bu son cümlenin anlamı şudur: Sandıkta faşist iktidarı azınlığa düşürmeye hazırlanan halkın, meşruiyetini kaybedecek olan iktidar ülkeyi savaşa sürüklediği an İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin hak olarak kabul ettiği gibi, bu iktidarı devirmeye de hazır olması şarttır. Bilinmesi gereken de şudur: Hava üstünlüğü sayesinde şehir savaşlarında şehirleri yerle bir eden ve gerillayla halk güçlerinin çok daha güçlü bir şekilde birleşmesini önleyen faşist rejim, artık gerillanın şehirlerde, köylerde sivil halkla omuz omuza birleşmesini hava savunma sistemine sahip olan gerillaya rağmen önleyemez.  Savaşın tırmanması halinde serhidanların önündeki en büyük engel kalkmıştır.

Silsile halindeki dağ zirvelerini birbiri ardına fetheden Kürt halkı ve dostları, son zafer zirvesine doğru tırmanışına devam etmeli. Halk düşmanı iktidar Güney Kürdistan’ı istila etmeden bu son zirvede barışı kurtarmak için İmralı kapılarını kırmalı. Özgürleşecek olan Başkan Apo’nun öncülüğünde elli milyon Kürt halkını, sivili, milisi, gerillası ve peşmergesiyle birleştirmeli, onun sivil güçlerini dört parçada “barış için serhildanlara” ve tüm parçalardaki üç yüz-dört yüz bine varan öz savunma kuvvetlerini “barış için mevzilere” yönlendirmeli…

İşte bu son zirve fethedildiği zaman yalnız Kürdistan değil, tüm Ortadoğu selamete kavuşacak ve küresel güçler “savaş vekaleti” verecek tek bir devlet bile bulamayacağı için üçüncü dünya savaşının ateşi yangının çıktığı yerde, Kürdistan’da söndürülecek.

Newroz Pîroz Be. Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.