Amed’de tiyatro festivali

Nurettin DEMİRTAŞ yazdı —

  • Yiğitler diyarı Amed aynı zamanda bir sanat diyarıdır. Zaten sanat ve yiğitlik birbirinden ayrı değildir. Sanat Amed halkına hep iyi gelmiştir. Halkımız tiyatro festivaline adeta akın etmeli, hiçbir etkinliği kaçırmamalıdır.

Amed:

Evi yıkılır başına

Başı yıkılmaz önüne!

25 Nisan-4 Mayıs arasında “Çiraya me ge dibe” şiarıyla gerçekleştirilmekte olan Amed Tiyatro Festivali Tışrin Direnişinde SİHA’larla vurulan Bavê Teyar’a adanmış. Bir kez daha anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.

Festivalin onun adına yapılması son derece isabetli bir karar olmuştur. Böylece koşullar gereği Rojava’dan festivale katılamayan tiyatro grupları adına da bir selamlama gerçekleştirilmiştir. Festivalin şiarı da hem yaşanan sürece hem de tiyatro sanatına çok güzel denk gelmiştir.

Gönül kentimiz Süleymaniye’den, kadim tiyatro kentimiz Seqız ve sanatın doğum yeri Sınê’den katılımların olması 10’uncusu gerçekleştirilen festivalin şanına şan katmıştır. Gönül isterdi ki Merivan’dan da katılım sağlanabilsin. Çünkü Merivan’ın Kürt Tiyatrosu’ndaki önemi son yıllarda daha fazla artmıştır. Ancak Rojhilat’tan iki grubun katılıyor olması da hepsini temsilen çok değerlidir.

Türkiye’nin çeşitli gruplarının katılması da tanışma, paylaşma, dayanışma, sanat ve özelde de tiyatro adına yeni bir nefes anlamına gelmektedir. Çünkü son yıllarda tiyatro ve sanatçılar çok fazla baskıyla karşılaştı. Büyük güçlüklerle uğraşarak yol almaya çalıştılar. Bu festival hepsini onore etmekte ve direnişlerine güç vermektedir.

En güzel sürpriz ise “Yüreğim Dağlarda” adlı Ermenice bir oyunun sergilenecek olmasıdır. İsmi bile insanı çekiyor. Bu oyun Kürt ve Ermeni halklarının ortak iyi hafızasını canlandırmaya hizmet edecektir. Ortak vatan, ortak hasretlikler gibi tüm ortak duygu pınarlarının coşmasına vesile olacaktır.

Yüreğimiz sizlerle!

Amed, tiyatroya ve sanatçılara iyi gelecektir. Çünkü bu kentte her şey çok sahicidir; oyuncuların taklit yapması gerekmiyor. Her bir söz ve davranış Amed halkında çok fazla karşılık buluyor. Her şey gerçekmiş gibi algılanabiliyor. Çünkü bu halkın yaşamadığı bir şey kalmadı ki!

Amed’de sahne almak bir yönüyle zordur çünkü hassas bir seyircisi vardır; bir yönüyle de güzeldir çünkü çabucak konuya ısınan, havasına giren, kendini özdeşleştiren, inanan, sahiplenen bir gerçekliği vardır. İyi rollerdeki oyuncular ana, baba, bacı, kardeş, arkadaş olarak karşılanırken kötü rollerdekilerin vay haline! Kürtçe, Türkçe, Ermenice oyunlar var; dil farklı da olsa ruhun gramerini Amed halkı iyi biliyor.

Her yerde dans ve oyunculuk sanatının gerçekçilik duygusunu vermekle mükellef olduğu savunulabilir ama Amed’in farkı, ruhsal olarak buna her zaman hazır olması ve sanatçıyla çok hızlı özdeşleşmesidir. Bu bir avantajdır sanatçı için, çünkü yaratıcı esinlenme için muazzam bir ortam sunmaktadır.

Kanatlanmaya yetecek sıcak bir atmosfer için içten bir merhaba yetebiliyor!

İlk gençliğimizde gittiğimiz bir tiyatroda oyuncu başlangıçta bölgenin tüm halklarını selamlamıştı, Amedliler veya Kürt halkı hariç! “Herkese merhaba, Kürt’e yok!”, olacak şey mi? Sanatçı bu anda “metin öyle yazılmış, ne yapalım” deyip işin içinden çıkamaz. Tüm seyirciler o salonda buz gibi oturmuştuk. Aradan 35 yıl geçtiği halde buna halen içerleyen bir gerçekliğimiz vardır.

Tiyatro ve dans sanatçılarının bu hassas ruhun farkında olduğuna inanıyoruz, ki bugünlerde yeni heyecanlar yaşayan bu halkın karşısında en iyi performanslarını sergileyecek ve başarılı olacaklardır. Bir selamlamayla, bir gülüşle, bir tek hareketle “yüreğimiz bir” mesajını almayı bilen seyircinin de sahnede başka siyasi mesaja ihtiyacı olmadan oyuna dahil olacağını bilmek gerekiyor.

“Biz sadece oyunumuzu sergilemeye gidiyoruz” diye düşünmemek gerekiyor, çünkü Amed’de hiçbir oyun sadece oyun olarak kalmamaktadır. Konu ne olursa olsun hayatın kendisi canlandırılmaktadır. Bu yüzden Amed seyircisi kendisini her zaman oyunun içinde görmeye meyillidir.

Tiyatroya can katanlar sadece sanatçılar değil aynı zamanda izleyicilerdir. Türk, Kürt, Ermeni ve diğer halkların tiyatrosuna ruh veren bir seyircisi vardır. Yiğidin hakkı yiğide…

Yiğitler diyarı Amed aynı zamanda bir sanat diyarıdır. Zaten sanat ve yiğitlik birbirinden ayrı değildir.

Sanat Amed halkına hep iyi gelmiştir. Halkımız tiyatro festivaline adeta akın etmeli, hiçbir etkinliği kaçırmamalıdır.

Tiyatro perdeleri açılmıyorsa birileri diktatör olmaya doğru gidiyor demektir. Ve hiçbir diktatör kendi sözü üstüne söz söylenmesini sevmez.

Öyleyse haydi şimdi söz başına!

Tiyatro için çıkılacak sokaklar var daha: Oyun başına!

Ve kalmamışsa sahnede ihanetten başka gerçek, haydi durma,

Ey

Tam sırasıdır

Yürek başına!

Yüreğinizden iyilik, üstünüzden Güneş eksik olmasın! Festivaliniz kutlu olsun!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.