Demokratik ulusun parlamentarizmi

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Demokratik ulusun vekilleri “halk adına, halk için, halkla beraber” yürüyorlar. İşte buna “devrimci demokratik parlamentarizm” diyoruz. "Özgürlük Yürüyüşü", Erdoğan ve suç ortaklarına karşı devrimci-demokratik meydan okumadır.

İsim sıralarını artık karıştırdığım legal “demokratik ulus partisinin” tarihini sık sık anıyorum. HEP, DEP, DEHAP, HDP derken ekranda DEM Parti…DBP… Ve Ağrı’dan bir kol, Van’dan diğer kol…Demokratik Ulus’un vekilleri…

Ekrandaki bu resim heyecan vericidir. “Vekil” dediğime bakmayın. Onlar halkın “avukatları” değil. Legal parlamenter mücadeledeki öncüleridir. Yürüyen halkı devlete karşı “savunmuyorlar.” “Suç işleyen” halkın parlamentoda avukatlığını yapmıyorlar. Devlet yürüyen halkın yürüyüşünü “suç” saydığında, onlar en önde bu şerefli “suçu” bizzat işliyorlar. Demokratik ulusun vekilleri “halk adına, halk için, halkla beraber” yürüyorlar.

İşte buna “devrimci demokratik parlamentarizm” diyoruz.

Halk adına, halk için ve halkla beraber yaptıkları bu “özgürlük” yürüyüşü uluslar arası komplonun tertipçisi “düvel-i muazzamaya” ve bu komplonun “zindan gardiyanı” Erdoğan ve suç ortaklarına karşı devrimci-demokratik meydan okumadır. Rotaları Ağrı ve Van’dan Amara’yadır. Öcalan’a gidiyorlar. Onun özgürlüğü için yürüyorlar.

Ulusalcının, İslamcının ve liberalin “madem kendi önderleri için yürüyorlar, varsın yürüsünler, biz işimize bakalım” dediklerini duyar gibiyim. Herkes bu gidişin anlamını bir an önce kavramalıdır. Yürüyenlerin hepimiz için yürüdüğünü tezelden anlamalıdır. Hele dünyanın Kuzey ve Güney Kutbu dışında, bütün ülkelerden yükselen “Öcalan’a özgürlük ve Kürt sorununa çözüm” seslerinin karşısında bu vurdum duymazlıktan utanmalıdır.

Kısaca Türk siyasi akımlarının duysalar bile anlayamadıkları bu sesin anlamına değinelim.

Kimisinin adını bile duymadığımız yüzü aşkın ülkeden, “Kürt olmayan” o ülkelerin, kimisi Nobel ödüllü bilim insanları, sanatçıları, sendikacıları “Öcalan’a özgürlük” talep etti. Bu ülkelerde (Kürt olmayan) politik aktivistler, sivil toplum örgütleri ve hatta kimi bakanlar ve parlamenterler yalnız bildiri yayınlamakla kalmadılar. Kürt diasporasının toplantılarına, mitinglerine ve yürüyüşlerine kitlesel olarak katılmaya başladılar. Genç enternasyonalist Almanlar, Fransızlar, AB ülkelerinin devrimcileri, Perulu, Japon, Amerikalı kimi gençler Rojava’da ve Kandil’de gerillaya katıldı.

Bu eşine tarihte rastlanmayan uluslar arası hareket nasıl tanımlanmalı? Bu hareket, “devlet tarafından haksızlığa uğrayan” bir tutsakla “dayanışma” hareketi mi? Elbette hareketin bir yanı vicdanlı insanların “dayanışmasını” ifade eder. Ancak “Öcalan’a özgürlük” talebi bir dayanışmanın sınırlarını çoktan aştı. Dünya çapında milyonları temsil eden şahsiyetler, demokratlar, her inanıştan dindarlar, devrimciler Öcalan’ın kitaplarını okuyor, onun “Konfederalizm ve Demokratik ulus” programını savunuyor, “Kapitalist Modernite’ye” karşı “Demokratik Modernite” teorisini benimsiyor. Ve giderek “cinsiyet özgürlükçü, ekolojik ve komünal demokratik sosyalizm” amacı etrafında Kürt halkıyla birleşiyor.

Öcalan artık yalnızca PKK’nin önderi değil, yalnızca Kürt halkının ve giderek halkların da önderi değil. Öcalan insanlığın varlığını tehdit eden Üçüncü Dünya Savaşı’nı düşünceleriyle, yarattığı örgütle ve etrafında birleştirdiği milyonlarca insanla, dünya çapında uyandırdığı etkiyle önleyebilecek biricik insan.

İçinizden birisi bana “şu da var” diye bir isim önermeye çalışsın, başaramayacaktır.

Dünyanın sağduyulu insanları işte bu imkanı farketti. Şunu da: Bu büyük barış potansiyelinin tek bir eksiği var: Öcalan. Şimdi 25. yılı dolan uluslar arası komplo Ortadoğu’da başlatılacak dünya savaşının önündeki en büyük engeli etkisiz kılmak için gerçekleşti. Öcalan 1999 yılında tutsak edildi, PKK 1999-2003 yılları arasında komplonun ağır sorunlarıyla boğuştu ve Üçüncü Dünya Savaşı Öcalan susturulduktan ve PKK zayıflatıldıktan sonra, 2003 yılında Irak’ın işgaliyle başladı.

Komplo artık boşa çıkarılmıştır. Kürt Özgürlük Hareketi hem parlamenter alanda, hem askeri alanda yenilmez bir güç olmuştur. Ama zafer için tek eksiği özgürlüğe kavuşan Öcalan’dır.

Akıllı insanlar “Öcalan’ın esareti dünya savaşının başlangıcı olduysa, Öcalan’ın özgürlüğü dünya savaşının sonu olur” diyorlar. O özgür olduğu gün, elli milyonluk Kürt halkının ulusal demokratik birliği, halkı bölenlerin yenilgisiyle gerçekleşir, bu muazzam birlik savaşın merkezindeki dört devleti “savaş dışı” bırakır, dünya savaşını başladığı yerde durdurur…

Ve sen, yani CHP’ye, AKP’ye, MHP’ye, diğerlerine oy veren kardeşim, sen ölümlerden ve sefaletten kurtulur, barışa ve refaha kavuşursun.

DEM Parti’nin ve Demokratik Bölgeler Partisi’nin vekilleri “Öcalan’a özgürlük” diye yürürken senin için yürüyor.

Dünya bunun farkında, bir tek sen farkında değilsin.

“Allah müstehakını versin” diyeceğim de, demiyorum, çünkü sen de emekçisin.  

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.