Düşünme sırası Türk milletinde

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Til Rifat’da Erdoğan’a sunulacak ister Rusya’nın, ister ABD’nin “zafer hediyesi” Erdoğan’ın çöküşüne çare olamaz. Erdoğan’a sadece birkaç aylık nefes aldırır.

Türkiye siyasetinde etkisi en fazla birkaç ay sürebilecek olan yeni bir savaşın işeretleri koyulaşıyor. “Türkiye Efrîn’in Kuzeyi’nde yer alan ‘küçücük’ Til Rifat’ı işgal edecekmiş.” 

YPG kaynaklı haberlere bakılırsa, Rusya ile Türkiye arasında “İdlib’i ver, Til Rİfat’ı al” diyebileceğimiz bir pazarlık olduğuna dair, kesin olmayan duyumlardan söz ediliyor.

“Efrin’in işgaline benzer bir tehlikeden” söz edenler de var. KCK Eşbaşkanı Bese Hozat çöküş aşamasına gelen rejimin böyle bir savaşı son çare olarak gündeme aldığını söyledi.

Pazarlığa bakalım

Putin’le yaptığı ve hiçbir devlet temsilcisini katmadığı “başbaşa” toplantıda Erdoğan’ın Rusya’ya ne gibi tavizler, ya da imtiyazlar karşılığında “Til Rifat’ı” işgal “izni” aldığını, ya da alıp almadığını bilmiyoruz. Bildiğimiz şudur: Rusya, Erdoğan’ın verdiği, ya da vermiş olabileceği en akla hayale aykırı müthiş bir taviz karşısında bile kılını kıpırdatmaz.

Neden?

Birincisi yalnız “hasta” olduğu iddia edildiği için değil, artık iktidardaki ömrünün tamama erdiğini bildiği için, Dışişleri Bakanını, Savunma Bakanını ve hatta MİT Başkanını bile almadan Erdoğan’ın “tek başına” verdiği hiçbir taviz, ya da imtiyazın geçerli olmadığını Putin bilir.

İkincisi, bu taviz ve imtiyazlar, diyelim ki konjonktür gereği Erdoğan dışında da devlet tarafından onaylanmış olsa bile, Putin, Türk devletinin bir NATO üyesi olduğunu, er ya da geç Rusya’ya ve Çin’e karşı “yuvaya” döneceğini bilir. O nedenle Erdoğan’ı değil de Türk devletini stratejik olarak kuvvetlendirecek tek bir adım bile atmaz.
 
Ama…

Afganistan’a girmek, burada stratejik olarak Ukrayna'dan Moldova’ya, Türkmenistan’dan, Kırgızistan’a kadar Rusya’nın yumuşak karnında nüfuz peşinde koşan, “üçüncü dünya savaşının yeni aşaması” olarak “yeni soğuk savaşta” kendisini de ABD ile ortak hedef alacak olan Türk devletini, birkaç yıl daha, çökmüş, yıkılmaya yüz tutmuş, müflis ve halk desteğini yitirmiş bir rejimin yönetmesini ister.

Bu nedenle eğer Putin, gerçekten de Erdoğan’la “İdib’i ver Til Rifat’ı al” şeklinde bir anlaşmaya varmışsa, bunu hem Lazkiye’yi tehdit eden İdlib’i kurtarmak, hem de Erdoğan’ı biraz daha yaşatmak için Türk işgal hareketine bal gibi destek verir.

Çünkü böyle bir “oyun” Erdoğan’a “zafer” sağlasa bile, NATO üyesi Türk devletini “çürümüş bir rejim”e mahkum ederek işe yaramaz hale getirir.
Bu arada ABD’nin de böyle bir “İdlib’i ver Til Rifat’ı al” oyununda Rusya’yla anlaşma halinde olduğu spekülasyonlarını da yabana atmamak gerekir.

ABD vaktiyle nasıl Efrîn’in işgalini seyrettiyse, Türkiye Minbiç’e dokunmadığı ve Doğu Suriye’ye sarkmadığı sürece, Til Rifat’ın işgalini de seyredebilir. Belki teşvik bile edebilir. Tıpkı Saddam’ı Kuveyt’i işgale teşvik ettiği gibi.

Çünkü böyle bir işgal hareketi, Til Rifat çevresinde ve özellikle Til Rifat’ın güneyindeki Halep’te mevzilenmiş İran kuvvetleriyle Türk devletini karşı karşıya getirebilir. Böyle bir karşı karşıya geliş anında Türkiye’yi ABD’ye mahkum hale getirir.

Daha pek çok şey söylenebilir. İhtimaller çokludur. Küresel devletler arasındaki dinamiğin ne dini, ne imanı vardır.

Ancak… 

Til Rifat’da Erdoğan’a sunulacak ister Rusya’nın, ister ABD’nin “zafer hediyesi” Erdoğan’ın çöküşüne çare olamaz. Erdoğan’a sadece birkaç aylık nefes aldırır. “Çakma zafer” doların yükselişini durduramaz. Enflasyonu düşüremez. Şu ara yüzde otuz artan silahlanma masraflarını azaltmak şöyle dursun bu “zaferi” korumak için bir o kadar masrafın kapısını açar.

Diyelim ki Til Rifat “çakma zaferi” elde edildi. Hiçbir Batılı devlet bu “zafer” nedeniyle Türk devletine Merkelvari “gülücükler” atmaz. Çünkü Til Rifat da Efrîn’den her şeyini kaybederek göç etmiş bir Kürt halkı ve onun silahlı güçleri var.

Onların Türk işgaline direnişi ve dökülen Kürt sivil, kadın, erkek, çocuk kanları Batı kamuoyunda bir nefrete dönüşür. O nedenle Til Rifat “çakma zaferi” Türkiye’yi içine yuvarlandığı küresel tecritten de çıkarmaz. Rejimi yıkıma doğru sürükleyen bütün nedenler olduğu gibi kalır ve birkaç ay içinde dayanılmaz ölçüde tırmanır. 

O halde Türk halkı bu savaş oyununa gelmemeli. 2015 yılında “iki polisin” öldürülmesiyle “sabrı taşan” ve Kandil’e karşı savaş açan bu devletin geldiği noktayı Türkler de gördü.

Şimdi de işgal edilen toraklarda “iki askerin” ölümü nedeniyle “sabrı taşan” ve Til Rifat’ı işgale kalkan iktidarın geleceği yer çok daha vahimdir.
İlk “sabrı taştığında” ekonomisi güçlü, oy tabanı kavi, TSK’sı sağlam olan bu iktidar, o günden bu yana ekonomisi çökmüş, oy tabanı erimiş, TSK’sının yüzde elli generali hapsedilmiş, F-16’ları bile az sonra uçamayacak olan  bir iktidardır.

Daha beter olur 

Rejim biraz daha ömrünü uzatmak için macerayı göze alabilir. 

Ama eğer Ruslar ve Amerikalılar bu rejime bir “Til Rifat çakma zaferi” hediye edecekse, bilin ki, her ikisi de kendi açısından Türkiye’nin başına çorap örmektedir.

Rusya NATO ülkesi Türkiye’yi harap etmek için, ABD ise harap olan Türkiye’yi yeniden emri altına alabilmek için…

Kürt halkı ve dostları “üçüncü yolda” hedeflerine yürüyecektir. Asıl soru şudur: Ey Türk halkı vatanın tehlikede sen ne yapacaksın?

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.