Erdoğan ikinci turda devrilmelidir

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Birinci turda Erdoğan’ı “kim, ne için devirecek” diye bakmadık. Devrilmesini amaçladık. İkinci turda da önce devireceğiz, sonra devirenin kim olduğuna, neden devirdiğine, devirdikten sonra ne yapacağına bakacağız. O halde devirme işlerine hemen başlayalım.

Bir çok insanın beklentisinin aksine Kılıçdaroğlu hem birinci turda seçimi kazanamadı, hem de Erdoğan’ın bir hayli gerisinde kaldı. İkinci tur 28 Mayıs’ta.

Önce Yeşil Sol Parti hakkında birkaç not. Şaşırtıcı olan bir çok insanın Yeşil Sol Parti’nin elde ettiği sonuç karşısında hoşnutsuzluk duyması değil. Elbette gönül isterdi ki Yeşil Sol hiç değilse 80 vekille TBMM’ye girip, AKP iktidarını azınlıkta bıraksaydı. Hoşnutsuzluk normal. Ama şu “yenilgi psikolojisi” kökten yanlış. Duruma kısaca bakalım:

Erdoğan Yeşil Sol Parti’yi yenemedi. Seçim öncesi elinden geleni ardına koymadı. Amacı HDP’yi kapatarak özellikle Kürt halkını seçim dışı bırakmaktı. Bu olmadı. HDP tereddüt etmeden Yeşil Sol Parti saflarında seçime katılmayı başardı. Bir iki kayıp dışında bir önceki seçimde elde ettiği konumunu korudu. Hatta bazı yerlerde yeni kazanımlar elde etti. Bir kere daha devlet iktidarı ne yaparsa yapsın, Kürt halkının siyasi alanda bağımsız iradesini yenmenin mümkün olmadığı son defa kanıtlandı.

Ama daha önemlisi Erdoğan’ın seçimi ilk turda kazanmasını Kurdistan seçmeni önledi. Yüzde 80’lere varan oylarıyla Kılıçdaroğlu’nu ikinci tura taşıdı. Böylece Kürt halkı, diktatörlüğe karşı olan Türk ulusunun demokratlarına çok büyük bir yardım yapmış oldu.

Buna karşılık Kurdistan, Türk halkından aynı davranışı göremedi. Daha önce gerçekleşen Türk-Kürt dayanışması, sosyalizm adına seçime girenler tarafından yerle bir edildi. ’78 seçimlerinde HDP’ye yönelen Türkler, Yeşil Sol Parti’den kopartıldı. Bir hesaba göre 12’ye yakın vekil bu nedenle kaybedildi.

Ama daha önemlisi Erdoğan’a karşı olan Türk seçmenler arasında birlik de sağlanamadı. Kürt halkının tek vücut olup Erdoğan’a karşı Kılıçdaroğlu’na yüzde yüzlük destek vermesine karşı Erdoğan karşıtı Türkler aynı iradeyi gösteremedi. Bu zayıflıkta Türk anti-faşistlerinin ya da Erdoğan karşıtlarının saflarında Kürt halkının siyasi hareketine karşı faşizmin zerkettiği önyargılar büyük rol oynadı.

Kendi düşen ağlamaz. Kürt halkı Türklerin de kaderini değiştirecek bütün adımları attı. Gerisi dün olduğu gibi, seçimin ikinci turunda da Erdoğan karşıtı Türklerin ne yapacağına bağlı.

İlk bakışta ikinci turu Erdoğan kazanacak gibi görünse de, bu görünüm yanıltıcıdır. Seçime AKP adına devlet katıldı. Buna rağmen AKP her şeye rağmen bu seçimin biricik gerçek kaybedenidir. Oyları yüzde 4 kadar geriledi ve çok sayıda vekilliği kaybetti.

Amed’den bir dostum, seçime iki gün kala bana telefonda şunları söylemişti: “Eğer önümüzde bir iki haftalık zaman olsaydı, Erdoğan’ın yenilgisi kaçınılmaz olurdu.” İşte şimdi o bir-iki hafta seçmenin önünde duruyor. Birinci turda AKP’ye yüzde 4’lük kayıp verdiren seçmen şimdi bu ikinci turda iki haftalık kampanyayla Erdoğan’a yüzde 5’lik bir kayıp verdirebilir ve faşist diktatörü yenebilir.

Üstelik yenmelidir de. Çünkü Erdoğan bu seçim öncesi kendi halkını aldattı. Yalnız vaatte bulunarak değil, Türk ekonomisini temelinden sarsan akıl almaz harcamalarla vatandaşa seçim rüşvetleri dağıttı. EYT’lilerden emeklilere, asgari ücretlilerden fakir fukaraya, garip gurebaya devlet bütçesinin kaldıramayacağı paralar dağıttı. Seçim kampanyasını trilyonluk rüşvet ve hırsızlıklarla doldurduğu cebinden değil, devletin kasasından harcadığı paralarla yürüttü.Seçim öncesi on binlerce insanı hiçbir iş yapmayacakları kamu idarelerine yerleştirdi.

Seçimden sonra yavaş yavaş değil, aynı gün ne verdiyse hepsini fazlasıyla geri alacak. İstese de istemese de böyle yapmak zorunda kalacak. Çünkü ekonomi bu hovardalığı kaldıramaz. Kaşıkla verdiğini kepçeyle alacağı gibi, ağızlarına bir parmak bal çaldığı ve işe yerleştirdiği herkesi ve daha fazlasını kapı önüne koyacak. Şunu bilin: Deniz bitti. Zorla tuttukları dolar ipini koparacak, 25-30 liraya fırlayacak. Ülke memurlarının maaşlarını bile ödeyemez duruma doğru sürüklenecek. Bu duruma önce şaşıran daha sonra itiraz edecek olan “şimdi rüşvetle kendisine oy veren” seçmenlere asla acımayacak.

Herkes şunu aklının köşesine yazsın: Kürt halkı yüz yıllık tecrübesi sonucu kendi kurtuluşunu seçimlerden beklememeyi öğrendi. Kılıçdaroğlu’ndan ne “Öcalan’ın özgürlüğünü bekliyor, ne de Demirtaş’la Üstündağ’ı serbest bırakmasını”. Hatta size şunu bile söyleyebilirim: Kılıçdaroğlu Oğan’ın yüzde beşlik oyunu almak için ağzını bozsa da, “ver bana yüzde beş oy, ben de Kandil’e Türk bayrağı dikeyim ” diye abuk sabuk sözler verse de, Kürt halkı, Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’dan daha beter işler yapamayacağını derin ferasetiyle gördüğü için, bu zavallı pazarlığa gülecek. Kürt halkı seçimin ilk turunda desteklediği Kılıçdaroğlu’nun PKK’ye düşman olduğunu, “Kandil’i dümdüz etme” lafları ettiğini, bütün Rojava saldırılarını  onayladığını, Demirtaş ve arkadaşlarının dokunulmazlıklarını kaldırmada AKP’yi desteklediğini unutmuş muydu? Şimdi Oğan’la ne gibi pazarlık yaparsa yapsın, Kürt halkı Erdoğan’ı devirme iradesinden vaz geçmeyecek. Hesap basit; “Kürt’ü vuracağım ha..” diye efelenenle “Kürt’ü vurmakta” olan arasındaki farkı Kürt halkı bilir. Şu anda “vuranı” bu hale getiren, “vururum ha” diyeni kimbilir ne hale getirir.

Birinci turda Erdoğan’ı “kim, ne için devirecek” diye bakmadık. Devrilmesini amaçladık.

İkinci turda da önce devireceğiz, sonra devirenin kim olduğuna, neden devirdiğine, devirdikten sonra ne yapacağına bakacağız.

O halde devirme işlerine hemen başlayalım.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.