Gerilla granit kayalarda Erdoğan kumarhanede 

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Türk devleti şu anda PKK ve PYD engelini ortadan kaldırmak ve Belçika devleti büyüklüğünde bir parçayı yutmak için NATO’yla pazarlık yapıyor.

Erdoğan NATO’nun “genişlemesine” takoz koyuyor. 
Neden? 
NATO gerçekten de genişlemesin diye mi?  
Hayır. 

Daha birkaç ay önce Erdoğan Finlandiya başbakanına “NATO üyeliğinizi destekliyorum” demişti. 
Demek ki, Türk devleti NATO’nun genişlemesinden yana. Buna rağmen şimdi İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini “veto” etme şantajına başvuruyor. 
Neden? 

Türk devletini “genişletmek” için.  Erdoğan “Türkiye’nin genişlemesine izin verin, ben de NATO’nun genişlemesine izin vereyim” demekte.  PKK ve PYD Türk devletinin genişlemesine karşı en büyük engel. Baksanıza: Türkiye’nin Suriye topraklarını işgal ve ilhak etmesine karşı kim savaşıyor: PYD-QSD. Suriye devleti seyirci. Peki, Türkiye’nin Irak topraklarını işgal ve ilhak etmesine karşı kim savaşıyor? Irak devleti mi, Barzani yönetimi mi? Hayır. PKK, HPG ve YJA-Star hem Başûr Kurdistan’ını, hem de Irak devletini Türk işgaline karşı savaşarak savunuyor. 
Erdoğan’ın PKK-PYD bahanesinin arkasında işte bu gerçek yatıyor: Türk devleti önündeki gerilla engelini aşarak, topraklarını genişletmek istiyor.  

Şimdi Erdoğan’ın son konuşmasından bir bölümü birlikte okuyalım: 
“Bu arada güney sınırlarımız boyunca 30 km derinliğinde güvenlik alanı oluşturmak için yaptığımız çalışmaların eksik kalan kısımları için çalışmalarımızı yapıyoruz. Perşembe günü yapılacak Milli Güvenlik Kurulu'nda bu hususlar enine boyuna değerlendirilecek ve kararımızı alacağız.” 

“Güney sınırlarımız” dediği Suriye ile Irak sınırları.  
“30 km derinliğinde güvenlik alanı oluşturmak için yaptığımız çalışmaların eksik kalan kısımları” dediği işgal edemediği Rojava ve kimi Suriye toprakları. Minbiç’ten, Kobanê’ye kadar tüm Rojava… O kadar da değil. Şu anda Zap-Avaşîn’e kadar işgal ettiği bölgeyi 30 km derinliğinde genişletecek. Bunu yaptığı zaman Musul’a, Kerkük’e dayanacak. 

Perşembe günü yapılacak olan MGK toplantısında Erdoğan rejimi Türk topraklarını “genişletmek” üzere Rojava ve Başûr’a karşı saldırı kararını konuşacak. 

“30 km derinlik” denince insan Türk devletinin “genişleme” hedefini gözünde canlandıramıyor. Gelin canlandırmaya çalışalım: 
Türkiye ile Suriye arasındaki sınır 911 kilometredir. Türkiye Irak sınırı ise 378 km. İkisinin toplam uzunluğu 1 289 km ediyor. Bir dörtgenin eniyle boyunu çarptığınızda o dörtgenin kaç metre kare olduğunu bulursunuz. Bu işlemi yaptığımızda, yani 1 289 kilometre uzunlukla 30 kilometre derinliği çarptığımızda Türk devletinin kaç kilometre kare genişleyeceğini buluruz. Sonuç, 38 bin 670 kilometre karedir. 

Yine de bu bir rakam. Gözümüzde canlandırmak zor. Canlandırmak için şu örnekleri verelim: Türk devletinin genişlemek istediği alan şu anda fiilen ilhak ettiği Kuzey Kıbrıs topraklarının on katından fazladır. Belki bu da yeterince açıklayıcı olmayabilir. Açıklayıcı olmak için şöyle diyelim: Türk devleti Suriye ve Irak topraklarında, 30 bin 528 kilometre kare toprağa sahip Belçika devletinden daha büyük bir parçayı yutmak istiyor. 
İşte Türk devleti şu anda PKK ve PYD engelini ortadan kaldırmak ve Belçika devleti büyüklüğünde bir parçayı yutmak için NATO’yla pazarlık yapıyor.NATO’ya ve özellikle Avrupa devletlerine Rus doğal gazına karşı, el koyacağı bu topraklardan doğal gaz sevkiyatı sözünü gizli toplantılarda veriyor.  

Şunu bilelim: Eğer Avrupa devletleri Erdoğan’ın bu işgal planını başarıyla yerine getireceğini görürse, gözlerini bile kırpmadan Türk devletine yeşil ışık yakarlar. 

Ne var ki, “başarı” çantada keklik değil. Böyle bir işgal Yunanistan’ı ürkütür. İran’ı kızdırır. Rusyayı delirtir. Petrol kaynaklarına sahip Suudlular bile böyle yeni bir rakip istemez. Ve bir de NATO’nun ikinci büyük ordusuna, kimyasal alçaklığa bakmadan kök söktüren gerilla ile Rojava’da ordulaşan Kürt halkı var. Erdoğan yeni bir işgal dalgası başlattığı anda tüm bölge alt üst olur.  

O nedenle Erdoğan son sermayesini kumar masasına yatırmaya hazırlanıyor. “Ya herru ya merru” diyerek MGK toplantısından yeni bir savaş kararı çıkartmak üzeredir. Hatırlayın: Erdoğan’ın piri Necip Fazıl vaktiyle Örtülü Ödenekten şantajla sızdırdığı paraları kaybettiği kumarhanede yakayı ele vermişti. Necip Fazıl’ın rahlesinden çıka çıka bir kumarbaz çıkmıştır. 

Kumarbazın hesabı açık: Diyelim ki Kobanê’ye saldırdı. Onun hesabına göre iki ihtimal var: Ya ABD Türkiye’yi silahla durdurur, bu durumda Erdoğan “emperyalist ABD’nin saldırdığı bir mağdur” olarak seçimleri kazanır; ya da ABD ve NATO, Türk devleti Rusya’ya yakınlaşmasın diye Erdoğan’ın önünü açar, bu durumda Erdoğan Belçika büyüklüğünde bir toprağın fatihi olur ki, artık seçim meçim vız gelir tırıs gider. 
Sonuçta Erdoğan’ın bu hesabı kumarbaz hesabıdır. Savaşı yeşil çuhalı kumar masasında kazanmayı hayal edebilirsin. Ama iş Zap’a, Avaşîn’e, Kürdün anayurduna dayandığında, şimdi olduğu gibi o dağların granit kayalarına beyinsiz kafanı vurursun.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.