Geyik’in öyküsü: Soykırım, direniş ve mağaraları

Nurettin DEMİRTAŞ yazdı —

  • Dünden bugüne değişen ne var bu kanlı soykırım zihniyetinde? Garê’de zehirli gazlar kullandıktan sonra adına “göz yaşartıcı bomba” diyerek üstünü örtmeye çalışmaları tam da suçüstü halini göstermektedir. Neden mi? Burası Taksim meydanı değil Garê dağlarıdır! 

Kültürel soykırım ve asimilasyon denilince ilk akla gelen isimlerden biri Sıdıka Avar’dır. Dersim’in fiziki soykırımını kültürel planda tamamlamak için görevlendirilmiş ve anılarında şunları yazmıştı:

‘‘Eylül başında müfettişlikten telefon ettiler. Kurşuna dizilenlerin yasak bölge dağlarına kaçan çocuklarından sekizi yakalanmış, yaşları küçük olanlar çocuk esirgeme kurumuna verilmiş. İkisinin yaşları büyükmüş, şimdi bize gönderiliyormuş…

İki kız geldi. Biri iri yarı, ismi Geyik, ne hain bakışlı! Saçları karmakarışık. Yedi ay dağda, tarağı nerde bulacaklar ki!

Geyik’i bir türlü içeri alamamışlardı. Müdüre hanım başa çıkamayınca iki erkek hademeye zorla almaları için emir vermişti. Koskoca iki erkek başa çıkamıyordu kızla. Aman yarabbi, ne kuvvet, ne direnme! Bu sırada sırtı kanamaya başladı. Onlar tutarken baktım sağ kürek kemiği üstünde büyük bir yara, sırtındaki elbiselerle karışıp kalınlaşmış bir kabuk, kabuk aralarında da küçük beyaz kurtlar…”

Tüyler ürperten bu sözler medeniyet adına söylenmişti!

Ne Geyik’ler tükendi ne de soykırım…

Geyik’in kızları-oğulları soykırıma karşı direnişi sürdürdü: Adı Besê olan, adı Alişêr olan…

Dünkü soykırımın sorumluluğunu CHP’ye yükleyen AKP bugün onu her yere misliyle taşımış durumdadır. Şimdi dağların mağaralarında, kentlerin bodrumlarında katliam yapmakla övünen bir AKP gerçekliği var karşımızda.

Dersim bombalanırken halk mağaralara sığınmıştı. Türk Devleti mağaralarda da halkın peşini bırakmamıştı. İdamların düzenlenmesinden sorumlu olan İhsan Sabri Çağlayangil yaşananları şu sözlerle aktarmıştı:

"Ordu, zehirli gaz kullandı. Mağaraların kapısının içerisinden bunları fare gibi zehirledi. Ve yediden yetmişe o Dersim Kürtlerini kestiler. Kanlı bir harekât oldu. Hükümet otoritesi de köye ve Dersim’e girdi."

Dünden bugüne değişen ne var bu kanlı soykırım zihniyetinde? Garê’de zehirli gazlar kullandıktan sonra adına “göz yaşartıcı bomba” diyerek üstünü örtmeye çalışmaları tam da suçüstü halini göstermektedir. Neden mi? Burası Taksim meydanı değil Garê dağlarıdır! İlk kez dağlarda göz yaşartıcı bomba kullandıklarını açıklıyorlar. Cizre bodrumlarında gaz bombası kullanmayanlar, insanları diri diri yakanlar dağlarda gaz bombası mı kullanacak? Büyük savaş suçunu bu şekilde gizleme çabası bir çocuğun uydurduğu basit yalanlar kadar bile inandırıcı değildir. Dün Dersim’de bugün Rojava’da ve dağlarda işledikleri suçların hesabı elbet sorulacaktır.

“İsmi Geyik, ne hain bakışlı!” sözüne mazhar olan Geyik’in babası kurşuna dizilmişti.

Şimdi hiçbir ahlak ve savaş kuralını tanımadan Kürt halkına vahşice saldıran Türk ordusuna alkış tutanlar neyi alkışladıklarını gerçekten biliyorlar mı? Geyik’in hikayesini bu nedenle anlattık.

“İsmi Geyik, ne hain bakışlı!” demişti ya o asi Dersim kızına. 7 aydır dağlarda olmasının sebebini bir yana bırakıp tarak vurulmamış saçıyla, giysilerinin parçalanmış olmasıyla utanmazca alay etmişti ya! Sırtındaki yaranın sebebini sorgulayacağına kurtlanmış olmasından acımasızca bahsetmişti ya! Geyik ve ona edilen sözler unutulamaz. Bu sözler sadece biz Kürtlere söylenmedi. O gün bugündür Türk faşizminin kendisinden olmayan herkese bakışını anlatıyor.

Neyse ki mağara insanları soykırıma karşı mücadele etmeyi öğrendi. Garê direnişi ortadadır! Gerilla karşısında yenilince HDP’ye çılgınca saldırıyorlar. Bu da acizliklerinin ne kadar derinleştiğinin ifadesidir.

Öte yandan uzman diye basına çıkıp “yüksek mühendislik gerektiren mağara yapma aklını da başkası vermiştir” diyen AKP’liler o kibirli, ırkçı, üstünlük taslayan “uygar” zihniyeti bir kez daha gözler önüne sermiş oluyorlar.

Mağara insanları dedikleri halk, tarihin en eski kültür halkıdır. İmha saldırılarına karşı kendi eliyle bir sığınak yapma becerisini gösteremeyecek kadar geri görülen bu halk şimdi tüm insanlığı aydınlatan fikirlerle donanmış durumdadır. Üstelik bu fikirler İmralı işkence sisteminde bir hücrede ete-kemiğe büründü.

Mağara insanı şimdi dünyanın her yanına yayılmış durumdadır. Bu mağara insanları tüm kıtalarda demokratik özgürlükçü fikirler üzerine konuşurken Türk faşizmi tek bir yeni fikre sahip olmadığı için sadece ölüm ve katliam üzerine konuşmayı sürdürüyor.

Kandan, katliamdan, soykırımdan başka bir gündemi yok AKP-MHP’nin! Tamamen şiddetin esiri hatta tapıcısı haline gelmişlerdir. Türkiye toplumu bunlara daha ne kadar tahammül edecek? Ne zamana kadar soykırımın ortağı olacak?

Bugünler geçecek ama Geyik’e söylenen sözler unutulmadığı gibi Kürt soykırımına sessiz kalanlar ve karşısında direnenler de unutulmayacak…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.