İktidarlar ve alimler

Ahmet TURHALLI yazdı —

  • Dürüst alimlerden iktidarların ödü kopuyor, gece uykuları kaçıyor, kabus görmeye başlıyorlar. Ondan dolayı alimlerimiz ya katl ediliyor ya da işkencelerden ve zindanlardan geçiriliyorlar. 

28 Kürt İslam Alimi bir haftadan fazla gözaltında tutulduktan sonra, bunlardan dokuz tanesi zindana atıldı.

Yaşları 70 ve 80 arası olan alimlerimiz, çok ciddi ve hayati hastalıklarına rağmen kötü muamele ve zulme maruz kaldılar.

Yeni olmayan turanizmin zulmü, rengini yeşilleştirmiş olduğu halde Kürt alimleri katl etmeye ve zindana atmaya devam etmektedir. Tarih hep tekerrür mi edecek? Yoksa hak ve batıl çarpışmasının sünnetulahı (Diyalektik) böyle mi işliyor?

Kur’ân-ı Kerîm’de ilim kökünden türeyen kelimelerin yaklaşık 750 yerde geçtiği görülmektedir. Bu sayı, bilginin ve bilme faaliyetinin Kur’ân mesajı bakımından önemini ortaya koymaktadır.

Bu kelime ve ayetler ALİM’in bir ışık gibi toplumu aydınlatması gerektiğini bizlere vaz etmektedir. Arapçada alim ‘Münevver‘ olarak da isimlendirilmektedir. Münevver: ışık saçan, aydınlatan manasındadır.

Kur’an hakikati, ilmi ve bilgiyi bildiği halde yaşamayanları ve anlatmayanları, inkarcılar ve münafıklar olarak tarif etmektedir. İslam alimi topluma hakikatleri ve doğruları aktaran onları yaşayan ve topluma rehberlik yapandır.

Peygamber sav: Erdemli bilginlerin yeryüzündeki mevcudiyeti ise yıldızların gökteki mevcudiyeti gibidir (Müsned, III, 157).

Peygamber sav: Alimler Peygamberlerin varisleridirler. 

Dikkat edilirse Kur’an ve Peygamber, bilgi yüklenenlerden değil, ilimleri ile topluma yol gösterenleri alim olarak, bizlere öğretmektedir.Allah Kur‘an’da ancak alimlerin Allah‘ı içtenlikle his edebileceklerini ve ciddi sorumluluklar üstleneceklerini söyler.

Bu mana da ALİM, hakikati düşüncesi ile tesbit eden ve tesbitini yaptıktan sonra inanan, inandıktan sonra onu yaşatan ve çevresinde yaşatmaya çalışan kişidir. İslam alimi ise Kur’anî ve Muhammedi çizgiyi temsil eden kişidir. Muhammedi çizgi ise ilmi ile yaşayan, asla maddi güçler karşısın da eğilmeyen, korkarak diz çökmeyen ve teslim olmayan bir çizgidir.

Alim ilmi ve bilgiyi yüklenen değil, ilmini yaşayan ve yaşatandır.

İslam tarihi bu tür örneklerle dolludur. 

İmam Azam (Ebu Hanife) Alim olarak asla kendisine halife diyenlere teslim olmadığı gibi, onların hiç bir teklifine evet dememiştir. Abbasiler seni en büyük Kadı yapalım dediler, O bu makamları ve bütün maddiyatları elinin tersi ile iterek, zindanı ve ölümü tercih etti.

İmam Malik, İmam Ahmet Ebu Hanbel, İmam Şafii, İbni Teymiye örneklerinde olduğu gibi, Kur’an’ı ve Peygamberi tanıyarak alim olanların hepsi iktidarlar tarafından ya zindanlara atılmışlar ya da vahşice katl edilmişlerdir. Şiilerin on İki İmamı katl edilmiştir. Bediuzzeman Saidi Nursi, bütün hayatını Sultan Abdulhamidin, tımarhanelerinde ve Mustafa Kemal’in zindanlarında geçirmiştir. Yüzlerce İslam alimi kendine Müslümanım diyen iktidarlar tarafından katl edilmiş, zindanlara atılarak işkencelere maruz kalmışlardır. 

İslami hakikatini anlayan alimler, zulme, zorbalığa ve inkara karşı mücadele etmekten asla geri durmamışlardır. Topluma aydınlık olan münevverler, zindanlara da atılsalar, öldürülseler de topluma ışık olmaya devam etmişlerdir.

Bunun karşısında iktidarlarla birlikte hareket eden ve iktidarların sofrasında oturan bilgi yüklü şahsiyetlerden de Kur’an bahs eder: 

Firavunun yanında ve sofrasında oturanın adı Belam’dır. Topluma, hakikatleri değil, Firavunun çıkarlarını koruyan ve ordan nemalanan bir duruşla meşhurdur. Evet çok bilgi yüklenmiştir, tek işi İktidar lehine bilgisi ile manipülasyon yapmaktır. 

İktidarların sofralarında oturan Yahudi bilginlerden de Kur‘an bahs eder:

“Kendilerine bilgi (Tevrat) yükletilip de sonra onu taşımayanların durumu, kitaplar taşıyan eşeğin durumu gibidir.” Cuma Suresi, 5. Ayet. 

Bilgilerini yaşama geçirmeyen onu hakikat olarak topluma götürmeyen, onu çarpıtarak satanların durumu kitap yüklü eşeklerin durumuna benzetilmiştir. Bu benzetmeyi Kur’an yapmaktadır. Hakikati saklayıp gizleyenlerin, onu madde yada mevki karşısında satanların durumu böyle tanımlanmaktadır.

Bu bilgi yüklü eşekler, resmi dinin dışında din kabül etmezler/ettirmezler. Yaratıcının dini onlar için din değildir, onların iktidarlar ile oturup toplumu sömürmek ve aldatmak için oluşturdukları Sultana ve saraya hizmet etmesi gereken bir din ve dindarlar vardır. 

Bir milletin dili, kültürü ve biyolojik yapısı ortadan kaldırılıyor, inkar ediliyor, ama İslama ve Kur’an’a inandığını söyleyenler, sözde alim, imam, müftü, vaiz, profesör, ilahiyatçı olarak ortalıkta dolaşanlar, bu inkara ve ahlaksızlığa ses çıkarmıyor, tam tersine bu duruma alim hırkası ile belamca destek sunuyor.

Yüzbinlece kitap yüklü saray eşekleri karşısında, bir kaç Kürt aliminin ilminden ve hakikati anlatmalarından korkuluyor.

İşte insani, İslami ve vicdani alimlik böyle bir şeydir. Dürüst alimlerden iktidarların ödü kopuyor, gece uykuları kaçıyor, kabus görmeye başlıyorlar. Ondan dolayı alimlerimiz ya katl ediliyor ya da işkencelerden ve zindanlardan geçiriliyorlar.

Bu korku, kitap yüklü eşeklere ve onların sahiplerine yetiyor artıyor bile. Korkmaya devam edin, güneş gibi berrak olan hakikat sizlerin karanlığını bertaraf edecek, Allah’ın dini olan İslam bütün manipülasyon ve çarpıtmalarınıza rağmen ortaya çıkacaktır. Kürt milleti kurtuluşa erdiği zaman, münafıklığınız da son bulacaktır.

İnsanların kurban edilmediği bayramların yaşanması temennisi ile, hepinize hayırlı bayramlar diliyorum.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.