Kahrolsun bireycilik!

Nurettin DEMİRTAŞ yazdı —

  • Unutmayalım ki Avrupa’da vaktiyle halkımızın ilk kez söylediği “Biji Serok Apo” sözü de o dönemin tasfiyeciliği tarafından dayatılan “bireycilik” karşısında atılan bir slogandır. 

Vaktiyle İngiliz Başbakanı Churchill -egemenliği temsil ettiği halde- toplumun her zaman savaşa hazır olması gerektiğini vurgularken çok temel bir realiteyi dile getirmiştir. İngiliz ve Amerika gibi toplumların barışçı olduklarını ileri sürüp onları uyarmak için şöyle demiştir:

“Barışsever, barış zamanında savunmalarını önemseyen kimseler, tasasız milletler, yenilginin ne olduğunu bilmeyenler, askeri sanatı küçümseyen ve çok kötü bir şey olduğu için savaşın tekrar etmeyeceğini düşünen pervasızların; iyi teşkilatlanmış ve silahlanmış, uzun yıllar boyunca gizli gizli planlar yapmış, savaşı insan gayretlerinin en yücesi olarak göklere çıkarmış, öldürmeyi ve saldırganlığı şan saymış, bilim ve disiplinin imkan verdiği en son hadde kadar hazırlık yapmış ve eğitim görmüş düşman karşısında çok acı çekmesi ve saldırganların ilkel zevklerine ulaşması doğaldır.”

Bütün bunlar Türk devlet faşizmi için az bile kalmaktadır. Savaşta uyguladıkları ahlaksız ve vahşi yöntemler dünyadaki tüm faşist sistemlere örnek olmaktadır. Üstelik bunları yalan makinasıyla da ört bas etmede maharetli davranıyorlar; sadece çok yüzsüz, arsız, ahlaksız oldukları için değil, ırkçı-faşizan zihniyetle Kürt soykırımını tamamlamak istedikleri için bunları yapıyorlar.

TC Kürt halkına yüzlerce Gazze yaşattığı halde “biz hiç ibadet yerlerini, hastaneleri, sivilleri hedef yapmadık” diye her gün açıklama yapıyor. Oysa Sur ve Cizre başta olmak üzere, Rojava’nın her yerinde, Şengal’de, Maxmur mülteci kampında, Kerkük’te, Süleymaniye’de, uluslararası yasalarda tanımlanmış ne kadar savaş ve insanlık suçu varsa hepsini ziyadesiyle işlediler ve buna devam ediyorlar. Kadın ve çocuk öldürmede dünya rekoru kırmış durumdadırlar. Dağlarımızı istisnasız her gün kimyasal ve nükleer silahlarla bombalıyorlar. Zehirli gaz uzmanı olmuşlar.

Tünel savaşlarında Hamas’ın sözcüsü gibi konuşuyorlar ama perde arkasında ise dağlarımızdaki zehirli, köpekli, insanlı-insansız tecrübelerini İsrail ordusuyla paylaştıklarına dair ciddi bir kanaat oluşmuş durumdadır. Fakat her gün yedikleri darbelerden de anlamış olmalılar ki gerillanın kazandığı tecrübe TC’nin tecrübesinden kat be kat fazladır, çünkü gerilla robotlarla değil inançla, iradeyle bu savaşı yürüttüğü için tecrübesi başka tecrübelerle kıyaslanamaz.

Şimdi sorun bu değil. Gerillanın nasıl ve niçin savaştığını Kürt halkı iyi biliyor ama Türk halkının büyük çoğunluğu özel savaş uygulamaları nedeniyle bundan habersizdir. Bu nedenle bir sürü akademik sıfat taşıyan bazı kişilikler dahil cehaletin en koyusunu yaşıyor, ırkçı zihniyetle dolduruluyor ve Kürt soykırımına ortak oluyorlar.

TC’nin başında Kürt soykırımıyla görevli bir çete hükümeti var. Bu kirli paylaşımda şimdi bazı grupları tasfiye ediyor, mal varlıklarına el koyuyor ve yerini yeni çetelerle dolduruyorlar. Devlet içi iktidar kavgası çeteler savaşı şeklinde sürerken bazen kanlı bir hal alabilir. İktidarın doğasında vardır, birbirlerini yemeden duramazlar.

Türkiye’nin her kentine, her kasabasına, yargı başta olmak üzere her kurumuna, fabrikasına, basınına, üniversitesine, hatta her sokağına çete hükümetinin tetikçileri yerleştirilmişken eğer büyük bir direniş geliştirilmezse her zamanki gibi bu işten en çok zarar görenler emekçi halklar olacaktır.

Gerilla böylesine faşist, ırkçı bir güç odağıyla savaşıyor. Türk halkının da tek kurtuluş umudu Kurdistan gerillasıdır. Ne yazık ki Türk halkına bunu anlatacak pek kimseler yok.

Halk Savunma Merkezi Karargâh Komutanı Heval Cemal’in dediği gibi “bu savaşın yani gerillanın avukatı yok!” Gerçekten yeni ve çarpıcı bir tespittir. Geçmişte Kürt halkı için “avukatsız halk” denilirdi, şimdi gerilla direnişi için aynı şey söyleniyor.

Bunca kimyasal, nükleer vb. vahşi saldırı karşısında gerilla avukatsız kaldığı gibi sergilediği muazzam direnişin propagandasını da kendisi yapıyor. Savaşın propagandasını savaşanlar yapıyor. Bu, diğer herkese bir eleştiridir aynı zamanda.

Örneğin tünelden çıkılıp birkaç İsrail tankının vurulması tüm televizyonların sürekli gündemi olmuş durumdadır. Oysa Kurdistan gerillası sayısız eylem yaptı, sadece son dönemde 11 tane helikopteri düşürdü, 80 tane helikopteri darbeledi. Bir gün içinde 61 Türk askerini cezalandırabildi. Bu bile tek başına nasıl büyük bir savaşta olunduğunu ve gerillanın başarısını göstermeye yetiyorken bunlar hak ettiği şekilde işlenmiyor. Ankara eylemi ise bir zirve olmuştu. Bunun anlamını sadece gerilla anlatmak durumunda kalıyor.

Yasaklı silahlarla her gün sürdürülen saldırılar karşısında dünyanın sessizliği normal görülmeye başlanmıştır. “Maalesef böyle bir dünyadayız ve bizim de böyle bir şanssızlığımız var” deyip geçemeyiz. Bu görev sadece basın alanına düşmüyor. Yazıp çizenler, ders verenler, tartışma yürütenler, diplomasi yapanlar, hemen herkesin görevidir. Sadece anlatmakla da yetinilemez, buna nasıl sahip çıkılacağı daha önemli bir meseledir.

Churchill’in dikkat çektiği düşmanın ilkel zevklerine ulaşmasını önleme meselesi bizim için varlık-yokluk meselesidir. Her gerillanın nabzı her an özgürlük için atmaktadır. Her gerilla halkının ve Önder Apo’nun fedaisidir. Bu fedailiğin hakkıyla sahiplenilmesi her demokrat ve yurtseverin görevidir. O halde her işin başında hesaplanması gereken temel husus ortaya çıkıyor: Yaptığımız iş gerillaya hizmet ediyor mu etmiyor mu? Devrimci halk savaşına göre midir değil midir? Önder Apo’nun özgürlüğünü ve Kürt sorununun çözümünü sağlıyor mu sağlamıyor mu?

Bu ölçülerle girdiğimiz savaşı kazanmak için “Kahrolsun bireycilik!” diyoruz; Unutmayalım ki Avrupa’da vaktiyle halkımızın ilk kez söylediği “Biji Serok Apo” sözü de o dönemin tasfiyeciliği tarafından dayatılan “bireycilik” karşısında atılan bir slogandır. 46. Parti mücadele yılında, süreçle bütünleşmenin bir de böyle bireycilikle-bencillikle mücadele edilmesi gereken bir yanının olduğunu hatırlatalım dedik…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.