Paraşüttekini Biden kurtarmadan...

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Şu andan itibaren rejimden tek bir talepte bile bulunmamak gerekir. O, bu talepleri, rüşvet kabilinden vermeye hazırdır. Bu rüşveti almaya kimse heves etmemelidir.

 

AKP-MHP iktidarı, yıkılma aşamasının çok vahim sancılarını yaşıyor.

Kayınpeder Erdoğan’ın Damat Albayrak’a yaptığı, eğer söz konusu olan siyaset olmasaydı, bilin ki tipik bir aile faciası olurdu.  

Erdoğan’ın durumu şöyle: Derin devletin emrine verdiği F16’nın kokpitinde… Uçak hızla irtifa kaybetmekte. Pilot Erdoğan (bir ara böyle bir uçağa binip, elini yummuş, baş parmağını havalandırmış, pilot selamı vermişti. İşte şimdi o uçak yere çakılmak üzere.)  Çakma rütbeli pilot Erdoğan ne yapacak? İlk iş uçaktan damadını paraşütsüz fırlatıp atıyor. Sonra kendisi “reform paraşütünü” donanıp, uçağı terk ediyor, canını kurtarmaya çalışıyor. Ya da gerçek anlamıyla diyelim; iktidarını kurtarmaya çalışıyor.

Durum bu.

Durum bu ama, muhalif yazarlarımız durumu anlamış olmaktan çok uzak. Erdoğan can derdine düşmüş, bunlar “ne adam yahu, pragmatik, siyaset canbazı… Acaba nasıl reformlar yapacak?” diye konuşmakta. Hatta kimisi “reformlardan” kendi hesabına nelerin düşeceğini bile hesaplama havasında.

Payınıza bir şeyler düşebilir. Ama bu düşenler, diktatörün iktidarda kalması için size verilen rüşvetten başka bir şey olmaz.

Soru da burada ortaya çıkıyor: Diktatörü devirmek yerine bu rüşveti kabullenip, onun ömrünü uzatacak mısınız?

Siz bu sorunun yanıtını düşüne durun, ben size Erdoğan’ın “yol haritasını” anlatmaya çalışayım.

Erdoğan’ın acelesi var. Trump henüz işbaşındayken, Biden Beyaz Saray’a adımını atmadan önce, yeni duruma ayak uydurmanın telaşı içinde.

Birinci olarak, “reform” laflarıyla yeni bir hava yaratmaya çalışıyor. Bu yolla muhalefet cephesini zayıflatmayı, partileri içlerinden vurmayı hedefliyor. (HDP’de Bilgen’in yaklaşımından yararlanarak iç sorun yaratmaya, İyi Parti’yi Özdağ ile vurmaya, CHP’yi İnce’yle inceltmeye çalışıyor. Davutoğu’na ve Babacan’a yakın kişileri yeni görevlere getirerek, onları nötralize etmeyi planlıyor. Amaç, Biden gelmeden ‘alternatifsiz’ olmak.

İkinci olarak, Biden işbaşına geçmeden Güney Kürdistan’da PKK ile KDP arasında ölümcül bir savaş başlatmaya çalışıyor. Bunu başarırsa şu anda Irak merkezi hükümetiyle mali meselelerde başı derde giren KDP’ye de PKK’ye de, bunun sonucu olarak da PYD’ye de ağır ve çökertici bir darbe indirmiş olacak. Biden hükümeti, bu durumda istese bile Suriye politikasında ciddi bir değişiklik yapamaz hale gelecek.

Üçüncü olarak, yine Biden işbaşına geçmeden Kuzey’de HDP’yi enkaz haline getirmek için acele ediyor. (Tutuklamalar ve Fezlekeler birbirini izliyor….) Böylece, aslında “reform” denir denmez, diktatörden medet ummaya, ondan “taleplerde” bulunup, kırıntılar koparmaya, uzlaşmaya hazır olan muhalefetin tabanını radikal demokratik yönde harekete geçirebilecek olan “öncü” gücü felce uğratmayı hedefliyor.

Demek ki acelesi var.

Onun acelesi varsa bizim de acelemiz var. Erdoğan’ın “reform” oyununu tereddüt etmeden bozguna uğratmak için harekete geçmeliyiz.

Birinci olarak, “hazır Erdoğan reform vaat etmişken, ondan ne koparabilirsek koparalım” demenin, rejime en büyük yardımı yapmak olduğunu bilmek gerekir. Gazete manşet atmış:  “Erdoğan talepleri dinleyecek…”  Şu andan itibaren rejimden tek bir talepte bile bulunmamak gerekir. O, bu talepleri, rüşvet kabilinden vermeye hazırdır. Bu rüşveti almaya kimse heves etmemelidir. Çünkü bu aşamada Erdoğan rejimini devirip, şu ya da bu kısmi talebi elde etmek değil, demokrasiyi kazanmak mümkündür.

İkincisi; o nedenle politik olarak HDP’nin tam zamanında ilan ettiği “Erdoğan istifa-erken seçim” sloganını, en yüksek sesle ve kitlesel olarak dile getirme zamanıdır. “Erdoğan’ın sahte reformuna hayır, demokratik reformlar Erdoğansız Türkiye’de yapılabilir; Erdoğanlı erken seçim olmaz, demokratik erken seçim Erdoğansız Türkiye’de gerçekleşir.”

Ve üçüncü olarak, şimdi Erdoğan’ın “reform, adalet, hukuk, insan hakları söylemini” testten geçirme zamanıdır.

Muhalefet cesaretle sokağa çıkmalıdır. Erdoğan’ın “hak, hukuk, adalet, madalet” nutuklarını testten geçirmelidir. Yüzbin insan “hürriyet meydanlarında” “Erdoğan istifa-Erken seçim” diye haykırmalıdır. Sonra dönüp Erdoğan’a bakmalıdır: Ne yapacak?

Saldıracak mı yoksa kitlelerin alanları doldurmasına boyun mu eğecek?

Saldırdığı gün “reform” politikası halkı, AB’yi, Biden’ı ikna etme gücünü kaybedecek, sahtekarca edilmiş sözler ve taktikler olarak çöpe atılacak.

Yok eğer, bütün bu numaraları halk için değil de Biden’ın şerrinden yakayı kurtarmak için yapıyorsa, dişlerini sıkacak ve kitlelerin üstüne polisini, ordusunu salmayacak.

O zaman da Biden onu “benim reformist faşist dostum” diyerek kucaklamadan önce, milyonlar, Erdoğan-Bahçeli faşist rejimini silip süpürmek üzere daha büyük bir kuvvetle alanları dolduracak.

Erdoğan’ın Biden dönemine hazırlık planına karşı muhalefete benim yapabileceğim öneri bundan ibarettir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.