Savaş sebep Erdoğan sonuç 

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Savaş demokrasiyi yok eder; etmiştir. Diktatörlük ahlakı bitirir, bitirmiştir. Kontralar Kürt’e karşı “kiralık katillikten” mafyalığa terfi eder. Etmiştir. Mafya silah ve para gücüyle devlete dönüşür. Dönüşmüştür.
  • O resim tamamlandığında “eroin torbasına” dehşetle bakan Türkle, “kemik torbasına” nefretle bakan Kürt de bu resimdeki haydutu devirip yerini alacak, temiz elleri birbirleriyle buluşacak ve bu büyük ittifaktan, Apo’nun “ahlaki politik toplumu” doğacak.

Sedat Peker’in ifşaları Kürt halkının yürüttüğü mücadele için ne ifade ediyor? 

Akla, Kürt halkının Türk devleti hakkında bu gibi gerçekleri duyması fazla bir şey ifade etmiyor gibi bir düşünce gelebilir. Halkın Kürdistan’da Peker tarafından açıklanan gerçeklerden bin katını her gün yaşadığı da söylenebilir. Doğrudur da.  

Örneğin bundan yedi yıl önce katledilen oğlunun kemiklerini bir torba içinde babasının eline tutuşturan devlet eroin ticareti yapmış ya da yapmamış olsa ne fark eder?  

Ama yine de şöyle bir manzara var: Bugünün devleti bir elinde eroin torbası, diğer elinde “kemik torbası” taşıyor ise, bu manzara yalnız “katili” değil, ahlaken çökmüş bir devleti resmeder.    

Bu müthiş resmin yarısını bize kazandıran ressam Sedat Peker’dir. Erdoğan’ın sansürlenmiş suratının altındaki boyunu çizmiş, eline “eroin ve dolar torbasını” tutuşturmuş bize sunmuştur. Diğer eli ise resim çerçevesinin dışında kalmıştır. Resme bakan her Kürt o elde de “insan kemikleriyle dolu torbayı” bir bakışta görebiliyor. Ya Türk milleti? 

O henüz resimdeki eroin torbasını seyrediyor, her geçen gün karşısında “Müslüman, Türkçü, gavura ya da emperyalizme kafa tutan” bir “kahramanın” değil, “din, millet tanımayan, paraya tapan” bir haydutun pis pis sırıttığını anlıyor. 30 Ağustos günü namuslu Müslüman Türk ile namuslu Kemalist Türk  Muhammed’in ya da Atatürk’ün ordusuna bu haydutun “Başkomutanlık” ettiğini görünce yerin dibine giriyor. 

Haydut “ordu en büyük gücümüzdür” diye bağırıyor. Bağırtıyı duyanlar hayduta damat olan adamın milyarlarca dolarlık SİHA’ları bu orduya sattığını haliyle düşünmeye başlıyor. Ama Peker’in resmindeki “eksiklik” gibi bir eksiklikle. O SİHA’ların hayduta dolar kazandırdığı gibi, Kürt’ün tepesine bomba yağdırdığını bilincine çıkaramıyor. 

Biz ne yapıyoruz? 

Biz yalnızca haydutu elindeki “kemik torbasıyla” resmediyoruz. Bizim medyamız da yetenekli bir ressam. Bu resmi bütün boyutlarıyla gözler önüne seriyor.  

Ama Türk kamuoyuyla Kürt kamuoyu arasında aşılması zor bir uçurum var. Peker’in çizdiği resimle, bizim çizdiğimiz resim ne Türk kamuoyunda, ne de Kürt kamuoyu önünde birbirini tamamlayamıyor. Türk “eroin torbasını”, Kürt “kemik torbasını” görüyor. 

Gerçi Kürt kamuoyu için “eroin torbasını” görüp görmemiş olmak pek önemli değil. Resimdeki haydutun bir elinde “Kur’an” ya da “adalet terazisi” olsa da diğer elindeki “kemik torbası” onu haydut yapmaya yetiyor. Hitler “para çaldığı” için değil, 50 milyon insanın kemiklerini elindeki “torbaya” doldurduğu için insanlığın tanıdığı en kanlı haydut olarak tarihe geçti. 

Ama Türk milleti için “kemik torbasıyla eroin torbasının” aynı resimde görünmesi büyük önem taşıyor. Çünkü savaşın şerefli bir barışla son bulması, Kürt sorunun çözülmesi, savaşta şehit düşenlerin kabirlerinde rahat uyuması için Türklerin Peker ve bizim tarafımızdan çizilen resmin tamamını görmesi gerekiyor. “Haydut sebeb, devletin çürümesi sonuç” gibi bir aymazlıktan o zaman kurtulacaktır. Şunu anlayacaktır: Savaş sebep haydut sonuçtur. Resimden haydutu kaldırıp, fotoshopla yerine “kurt işareti yapan Akşener’i” koymak çare değildir. Haydutlara son vermek için savaşı ortadan kaldırmak şarttır. Savaş haydutları doğurur. İnsan anasından haydut olarak doğmaz. En amansız, gaddar, insanlık düşmanı haydut savaşın yarattığı hayduttur. 

Bu basit formül her türlü devlet oyununa karşı biricik düşünsel “öz savunma” formülüdür. Devletin bir haydutu devirip, öteki haydut adayını başa geçirme manevralarına karşı “üçüncü yol”u gösterir. Eğer yarın Kılıçdaroğlu haydutun yerine geçer ve bir ara ilan ettiği gibi “Kandil’i yerle bir etmeye” kalkarsa, biz bu halim selim adamın önce amansız bir “katil” ve sonra da bir elinde “eroin torbası”, “diğerinde kemik torbası” ile resimdeki Erdoğan’ın yerini alan bir hayduta dönüştüğüne şahit olacağız. Mutlak bir kanundur bu.  

Savaş sebep, haydut sonuçtur çünkü.  

Bir avucun kanla dolduğunda, öteki avucun eroinle dolar. Çünkü hiçbir devletin vergilerle oluşan bütçesi, hazinesi, merkez bankası silahlanma ve savaş masraflarını karşılamaya yetmez. Dünyanın patronu ABD bile Sandinistlere karşı savaşta kontraları uyuşturucu paralarıyla finanse etmek zorunda kalmıştı. Savaşın bu ağır sonucunu şu anda Türkiye yaşıyor. Savaş demokrasiyi yok eder; etmiştir. Diktatörlük ahlakı bitirir, bitirmiştir. Kontralar Kürt’e karşı “kiralık katillikten” mafyalığa terfi eder. Etmiştir. Mafya silah ve para gücüyle devlete dönüşür. Dönüşmüştür.  

Peker büyük ama yarım bir iş yapıyor. Sonuçları hiç kimsenin anlatamayacağı bir ustalıkla anlatıyor. Ama sebebi anlatmıyor. Sebeb savaştır, Peker’in anlattıkları savaşın sonuçlarıdır. 

Resmi tamamlamak bizim işimiz olmalıdır.  

Resim nasıl tamamlanır? Düşman kampının içinden fışkıran rezil gerçekleri önemsemezsek yanlış yaparız. Bu gerçekler Erdoğan-Bahçeli iktidarını sarsıyor. Biz de bu gerçeklerle iktidara vurmalıyız. Ama vurmakla yetinmemeliyiz, “işte savaşın, Kürt sorununda çözümsüzlüğün, savaşı devam ettirmek ve Kürt sorununda çözümü önlemek için sürdürülen Başkan Apo’ya karşı tecritin sonucu Peker’in anlattıklarıdır” demeliyiz.  

Sonra dönüp Peker’e şunları söylemeliyiz: “anlattıklarının katkısıyla  Erdoğan devrilir ve sen de ülkene dönersen, ya ‘savaş sebepti, anlattıklarım sonuçtu’  diyeceksin ya da kaldığın yerden devam edeceksin.” Savaş seni de tekrar ve tekrar “kanınızda banyo yapacağım” diyen eski Peker’e dönüştürecektir.” 

“Elinde eroin torbası” taşıyan haydutun “yarım resmi” elbette bir şeydir. Ama her şey değildir. Resmi tamamlamak gerekir. O resim tamamlandığında “eroin torbasına” dehşetle bakan Türkle, “kemik torbasına” nefretle bakan Kürt de bu resimdeki haydutu devirip yerini alacak, temiz elleri birbirleriyle buluşacak ve bu büyük ittifaktan, Apo’nun “ahlaki politik toplumu” doğacak.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.