Savaşı ya siz durdurun ya da gerilla durdursun 

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Siz Erdoğan’ın savaş siyasetine etkili ve sonuç alıcı bir kuvvetle karşı çıkmadığınız zaman, geriye bu savaş siyasetini durduracak tek alternatif olarak gerillanın “taktik askeri eylemlerini” ülke çapına yayması kalır.

Haber şöyle: 
“Avrupa Siyasi Topluluğu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ mesajını yineledi. Gazetecinin ‘Bir gece ansızın gelebiliriz' diyerek 'saldırabiliriz' mi demek istiyorsunuz?" sorusuna Erdoğan, "Yani konuyu anlamışsın aslında" diyerek yanıt vermişti."

Türkiye Cumhuriyeti adına Erdoğan gazeteciye verdiği bu cevapla “Bir gece ansızın Yunanistan’a saldırabiliriz” dediğini tüm dünyanın önünde ilan etmiş bulunuyor. 

CHP’nin “türban”, AKP’nin “Alevi” “açılımlarlıyla” oyalanan Türk kamuoyu, devletlerinin başında bulunan şahsın Türkiye’yi NATO ve AB üyesi Yunanistan’la savaşa sokmak üzere olduğundan habersiz.  

Neden habersiz? “Sansür yasası” henüz yürürlüğe girmedi. Bedel ödemeyi göze alan herkes her istediğini, mahkemeler müdahale edene kadar sanal medyada dile getirebiliyor. O halde Erdoğan’ın “saldırabiliriz” laflarından kamuoyunun haberdar olmamasının sebebi Altılı Muhalefet’tir. Altılıdan bir teki dahi “sen Enver paşa mısın, Türkiye’yi NATO’yla, AB’yle karşı savaşa sürükleme yetkisini nereden alıyorsun? Putin’i mi taklit ediyorsun. Putin kim sen kim” Putin’in elinde atom bombası var, senin cebindeki SİHA’lar Rus füzelerinin yanında kağıttan tayyaredir, aklını başına al!”  demedi. 

İşte asıl “sansür” budur. 

Altılı Masa görünüşe bakılırsa Erdoğan-Bahçeli iktidarına “dehşetli” muhalefet ediyor. Erdoğan’a “hırsız, yolsuz, arsız, iz’ansız, dinsiz, imansız” diye hey heyleniyor. Ama iş “bir gece ansızın Yunanistan’a, Rojava’ya saldırırız” tehditlerine geldiği zaman sus pus oluyor.  Hırsızlar, yolsuzlar, diktatörler bir devleti berbat eder ama yıkamaz. Devletlerin hayatına maceraperest militaristlerin savaş kararları son verir.  

Enver, Cemal, Talat paşalar Erdoğan’a atfedilen “rezillikleri ve suçları” işledikleri için Osmanlı Devlet’i yok olmadı. Bunlar “bir gece ansızın Alman zırhlılarıyla Sivastopol’a saldırırız” deyip, saldırdıkları için Osmanlı devleti tarihe karıştı.  

Altılı Masa’nın “muhalefeti”, savaş söz konusu olduğunda bir saat içinde “faso fiso”ya dönüşür. Bugün Yunanistan’a “saldırabiliriz” diyen adama seslerini çıkaramayanlar, Türk ve Yunan savaş gemileri keçilerin otladığı bir ada açıklarında çatıştığı gün, Saray’ın “yol göründü bize gaziler” çağrısıyla kendilerini Erdoğan ya da bir benzerinin başkanlığındaki “milli mutabakat” isimli “savaş hükümetinin” içinde bulurlar.  

Erdoğan da bunu biliyor. Bu muhalefeti dağıtmak için ne yeni bir 15 Temmuz çakma darbesine ihtiyaç var, ne de muhalif partilere HDP’ye yapılanları yapmak gerekir. Öyle “meydan savaşı” değil “çakma bir savaş” bile muhalefetin işini anında bitirir.  

PKK’nin “askeri taktik eylemlerinden” “seçimler tehlikeye girer” gerekçesiyle korkuya kapılmış gibi numara yapan muhalefet, Yunanistan’a, dolayısı ile NATO ve AB’ye “saldırabiliriz” diyen Erdoğan’ın savaş siyasetini püskürtemezse seçim zaferini rüyasında bile göremez. Gerillanın “askeri taktik eylemleri” Erdoğan’ın seçim kazanması sonucunu doğurmaz, tam tersine bu eylemlerin “azlığı” Erdoğan’ın yenilgisini ve devrilmesini geciktirir. Ona seçim eşiğinde Yunanistan’a ve Rojava’ya karşı “sahte zafer” kazanma fırsatı verir.  

Ve şunu tüm muhalifler kafalarının bir tarafına yazmalıdırlar: Siz Erdoğan’ın savaş siyasetine etkili ve sonuç alıcı bir kuvvetle karşı çıkmadığınız zaman, geriye bu savaş siyasetini durduracak tek alternatif olarak gerillanın “taktik askeri eylemlerini” ülke çapına yayması kalır. Bugün Altılı Masa partileri hep birlikte iktidarın yürüttüğü tüm askeri saldırılara, Bakur ve Başur Kürdistan’ını ayırmadan, Kıbrıs’ta ve Ege’de yaratılan tüm gerilimlere karşı açık ve kesin tutum aldığı zaman, gerillanın kendini savunmanın dışında “taktik askeri eylemlerini” yayma zorunluğu da ortadan kalkar.  

Kafatasının içinde karnabahar değil de beyin taşıyan her insan bu gerçeği kolayca anlar. “PKK kan dökecek, Erdoğan seçim kazanacak” martavalından vaz geçin. Erdoğan’ın istemeyeceği tek şey gerillanın ülkenin her yerinde askeri hedeflere karşı saldırıya geçmesidir. “Ayakkabı numaralarını bile biliyoruz” diyen bir iktidar, böyle bir topyekun gerilla saldırısı karşısında “pabucun pahalı” olduğunu sizden çok daha iyi biliyor. 

Zap daha şimdiden TC’nin yenilgisini ilan etmiştir. Kış mevsiminin eşiğindeyiz. Erdoğan için Başûr’da “zafer” ihtimali artık sıfırdır. Az sonra paralı askerlerine gerilla “yeni bir Sarıkamış faciasını” hatırlatacaktır.  

Ve Erdoğan Zap’tan ve Ege’den tıpkı Enver Paşa gibi, şimdi çıkarttığı “sansür yasasına” dayanarak, “Muzaffer Başkomutan” gibi dönmeyi planlamaktan başka hiçbir çıkış yoluna sahip değildir. 

Altılı Masa Zap’taki muazzam asker kayıplarını ve başarısızlığı dile getirmediği zaman, Enver paşanın Sarıkamışta altmış bin askeri buzların içinde bırakıp İstanbul’a “muzaffer başkomutan” olarak dönmesine benzer bir “zafer töreniyle” Zap yenilgisini ve “çakma deniz çatışmasını” “zafer” diye yutturmasına fırsat vermiş olacaktır. “Muzaffer başkomutana” karşı muhalefete ise hiç birinin gücü yetmeyecektir. 

Velhasıl, Altılı Masa Erdoğan’a “sen Zap’ta üç kişilik hareketli gerilla timleriyle başa çıkamadın, binlerce askeri kendi elinle toprağa gömdün, şimdi Dedeağaç’ta ve Girit’te devasa üslerle ABD desteğini kazanan, denizde ve havada üstünlüğü ele geçirmekte olan Yunanistan’a, dolayısı ile ABD ve AB’ye ‘saldıracağım’ diyerek Enver nasıl Osmanlı’yı tarihe gömdüyse, Türkiye Cumhuriyeti’ni mi tarihe gömeceksin, Zap savaşına yol yakınken son ver, ‘bir gece ansızın saldırırım’ palavrasından vaz geç” diyemeyecekse, önümüzdeki seçimleri kesinlikle kaybedecektir. 

Benden söylemesi…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.