Seyda bana şöyle dedi: Torbadaki adres Cennet

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Cenazeye, namussuzca bombalanan şehit kabirlerine karşı bu ahlaksız saldırı, Kürt halkına karşı bir meydan okumadır. Ölü Kürt’e bu düşmanlığı yapanın diri Kürt’e neler yaptığını yüz yıldır yaşıyoruz.

İslam Ansiklopedisi büyük bir eserdir. Buradaki bilgiler Türkiye’deki bütün din alimlerince onaylanır. O bakımdan bir çok konuda olduğu gibi “cenazeyle” ilgili İslami görüşlere ve hükümlere İslam Ansiklopedisi’ne başvurarak ulaşabilirsiniz. 

Şu anda hapishanede yatan Aysel Tuğluk, annesinin cenazesini zorla kabirden çıkaranların barbarlığı yüzünden demans hastalığı sürecindeki hızlanmanın kurbanıdır.  Tuğluk’un annesini kabrinden zorla çıkartıp, başka bir kabre defnini İslam Ansiklopedisi’ne göre bütün mezhepler şöyle mahkum etmiştir:  

“Cenazenin bulunduğu yerden başka bir yere nakledilmesi haram, bir görüşe göre de mekruhtur.”  
Belli ki Ansiklopedi yazarlarının aklına, “zorla bulunduğu yerden başka bir yere nakletme” gibi alçakça bir saldırı gelmemiştir. “Bir yerden bir yere nakletmeye haram ya da mekruh” diyen İslam, Aysel Tuğluk’un annesinin cenazesine yapılan saldırıyı kim bilir nasıl nitelerdi. 

İslam’da cenazeye “saygı” ya da eski tabirle “hürmet” büyük bir önem taşır. İslam Ansiklopedisi’nde şöyle deniyor:  
“İslâm’a göre (…)  cenazeye saygı duygularını rencide edecek hareketlerden kaçınılmalıdır. İslâm dininin cenazeye karşı gösterdiği bu ihtimamın onun geride kalan yakınları, komşu ve dostlarına yönelik teselli edici tarafları da vardır. Ölülere saygı göstermek, yaşayanlara karşı saygılı olmanın bir başka ifadesidir.” 

Bu satırları okuyan her Müslüman elinde oğlunun kemikleri bulunan torbayla bir devlet kurumunun önünde duran babanın hazin resmini hatırlayacaktır. Bütün anneler ve babalar kendilerini ellerinde evlatlarının kemikleri doldurulmuş torbalarla bu insanın yerine koydukları zaman sözde İslamcı iktidarın alçaklığını anlayacaklardır.  

Devlet ne yapıyor? Bodrumlarda yakarak öldürdüğü insanların cenazelerine bu iğrenç “saygısızlık” ya da “hakaretle” can vermiş o insanlara ne yaptığını sanıyor? Öleni bir daha öldüremezsin. Erdoğan ve devleti bunu biliyor ve ölenin kemiklerini bir “eşya” gibi torbaya doldurarak onun anne ve babasını, kardeşlerini, hısım ve akrabalarını manen öldürmeye yelteniyor. Cenazeye, namussuzca bombalanan şehit kabirlerine karşı bu ahlaksız saldırı, Kürt halkına karşı bir meydan okumadır. Ölü Kürt’e bu düşmanlığı yapanın diri Kürt’e neler yaptığını yüz yıldır yaşıyoruz. 

Bir ellerinde “eroin torbası”, bir ellerinde “kemik torbası”yla karşımıza dikilen Erdoğanların, Soyluların, Bahçelilerin İslamla, dinle, imanla hiçbir ilgileri yoktur.  Devletler dirileri yargılayabilir, hatta öldürebilir. Ama ölüyü “yargılamak ve cezalandırmak” İslam inanışına göre Allah’ın işidir. Onun hükmünün ne olacağını bu “imam” taslakları bilemez. Ölüye saygı Allah’ın hükmüne saygıdır. Bir Müslüman böyle düşünür. Demek ki Erdoğan ve kafadarları Müslüman değildir. Dinden çıkmışlar, Allah’a değil, paraya ve iktidar nimetlerine tapma yoluna koyulmuşlardır.  

Bu yola bir kere koyulup, “ölüyü öldürme sapıklığına” yuvarlanınca, artık kendi asker cenazelerini de, izi tini kalmasın, ölümleri duyulmasın, duyanlar askerlikten kaçmasın diye bombalarla yok etmeye varıyorsun. Senin ölmüş askerini çürüyüp kokmasın diye buzullarda bekleten, ailelerinin gelip alması için bütün imkanlarını seferber eden gerillaya bakın ve ibret alın. Yolunuz yol değildir. 
Yolları nereye gidiyor diye soracak olursanız, derim ki “cehennemin yedi kat dibine gidiyor”.  

İslam’ın cenazeye saygısı böyledir, Erdoğan devletinin “sahte dinciliği” de böyle.  

Ama bilim de insan ölülerine saygılıdır. Homo sapiens fosillerinin sergilendiği müzeleri gezin. Bundan on binlerce yıl önce yaşamış “ceddimizin” kemikleri, Erdoğan’ın torbası gibi torbalarda değil, milyonlarca dolar harcanan korunaklı yerlerde saklanır. Orada sergilenen “ilk insanların” kemikleri karşısında, insanlık kendi tarihini, evrimini ve yaşadığı macerayı  büyük bir merak ve huşu ile seyreder.  

Erdoğan’ın yolu böyle bir antropoloji müzesine düşse, bilim insanlarının ömürlerini vakfederek bir araya getirdiği bu “kutsal insan kemiklerine” ruhsuz gözlerle bakıp, “burası ne güzel bir AVM olur, ama şu kemikler manzarayı bozuyor, doldurun torbaya gitsin” diyeceğinden şüphe bile edilemez. 

Erdoğan ve suç ortakları, bunların toplamından oluşan devlet aygıtı ruhsuzdur. Hiçbir inancı yoktur. Bunlar ne İslamcıdır, ne Türkçüdür, ne liberaldir… İlimden de dinden de nasipleri sıfırdır. O babayı elinde oğlunun kemikleriyle doldurulmuş torbayla naçar bırakanın insanlığı yoktur.  

Oğul size karşı isyan mı etmiş, etmişse elleri dert görmesin. Siz de onu isyan yüzünden mi öldürmüşsünüz, Öldürürsünüz. Savaştır öleceksin ve öldüreceksin.  

İyi de o oğulun babası annesi size ne yaptı bre Allahsızlar…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.