’Teröristler’ çoğalırken!
Nurettin DEMİRTAŞ yazdı —
- Topluma en fazla hangi iktidar korku salıyorsa en çok korkan iktidar odur. Korkularının büyüklüğü nedeniyle kendileri dışındaki herkesi “terörist” ilan ediyorlar.
İktidar güçlerinin sıkça kullandıkları kelimeler ve tanımlar, en çok hangi konuda yalan söylediklerinin göstergesidir.
Hitler otobiyografisinde bu gerçeği şöyle dile getirmiş: “Ne söylediğinin -doğru ya da yanlış, gerçek ya da değil fark etmez- önemi yok sadece ikna edici bir şekilde tekrar etmeye devam et!”
Bu sözler iktidar tutkunları için her şeyi mubah gören bir zihniyetin ürünüdür. Türkiye’nin başına musallat olan iktidar anlayışı bu hastalıklı ve korkulu zihniyetin kopyasıdır.
Topluma en fazla hangi iktidar korku salıyorsa en çok korkan iktidar odur. Korkularının büyüklüğü nedeniyle kendileri dışındaki herkesi “terörist” ilan ediyorlar.
Ağaçlarını, derelerini korumak için halk protesto mu yapmış? Teröristtirler!
Madenciler yürümüş mü? Teröristtirler!
Akademisyenler barış mı istemiş? Teröristtirler!
Tecavüzlere karşı sokaklara çıkan herkes terörist!
Kadınlar yaratılıştan terörist!
Kayıp yakınları, barış anneleri, sanatçılar, gazeteciler terörist!
Yoksulluktan bahsedenler terörist! Aş, iş, demokrasi, özgürlük isteyen herkes terörist!
AKP-MHP’li olmayan tüm partiler, belediyeler, barolar, STÖ’ler, sendikalar, dernekler terörist!
AKP-MHP’li olmayan doktorlar, avukatlar, öğretmenler, sağlıkçılar terörist!
Kobanê’yi DAİŞ vahşetine karşı koruyanlar terörist!
Protestocu öğrenciler terörist! Öğrencileri destekleyenler de terörist!
Yok etmek istedikleri tüm fikirleri, inançları, kültürleri, insanları terörist ilan eden bir iktidarın “soykırımcı” olduğu bir kez daha kanıtlanmış oluyor.
“Terörist” dedikleri bu kadar çoğalmışken bastırabilecekleri bir toplum ve kazanabilecekleri bir zafer kalmamıştır!
İlk çocuğu katlettiklerinde artık kazanacakları bir zaferleri yoktu. Uğur’un, Ceylan’ın, Enes’in, Abdullah’ın, Yahya’nın, Cemile’nin, Berkin’in ve Roboskî’li çocukların kanını akıttıkları her seferinde yenildiler.
Kanlı zafer senaryolarını en çok çocuklar üzerine kuruyorlar. Oysa küçücük elleriyle onlara ilk taşı atan çocuklar karşısında yenildiler!
Cizre’de, Sur’da yıktıkları her taşın altında kaldılar. Diz çökmeyen yiğitlerin karşısında yenildiler.
İşgal ettikleri Rojava köylerinde, kasabalarında köhnemiş çete rejimleri kurdukları gün yenildiler.
Şengal’e göz diktiler. 73 Fermana rağmen yenilmeyen Êzîdî inancının kudreti karşısında yenildiler.
Hz. Musa’nın kabilesi gibi 40 yıldır yollarda, çöllerde olan Mêxmur halkına mülteci kampında bile saldırdıkları gün yenildiler.
En son yenilgilerini tüm dünya gördü: Direniş ve onur abidesi olan Leyla Güven’i hapsettikleri gün yenildiler!
Bir de ironik 3 yenilgi göstergesinden bahsedebiliriz:
1- Kürt’ün dilini, adını, ülkesini yok sayıp, mezarlarına bile saldırarak soykırım yapmak isterlerken bir Kürt’ü başka bir Kürt’e karşı kullanmak istediler ve neticede Güney Kürdistan’da bir Kürt devletinin temellerini attılar. Mübarek olsun!
2- Demokrasi ve özgürlük mücadelesinin kabusuyla geçirmedikleri tek bir gün yok! Saray kurdular ama bir gün rahat yüzü görmediler. “Oh olsun!” demekten başka ne denilebilir ki?
3- Kendileri dışındaki tüm fikirlere saldırırken “sıfır fikir” seviyesine düştüler. Kanlı zaferlerin, şiddetin ve maddenin esiri oldular! Bu çok çok önemlidir. Bundan daha büyük yenilgi mi olur? Kazansalar da kaybetmişlerdir! Geçmiş olsun!
Fikirde yenilenlerin kavgası çirkindir, kirlidir, komplolarla, yalanlarla, iftiralarla doludur. Bu nedenle halen parmak hesabıyla kanlı zaferlerden bahsedip övünüyorlar.
Buna karşın Özgürlük Hareketi dünya çapında tarihinin en büyük genişlemesini yaşadı. 2021 yılında küresel direnişlere öncülük edeceğinden kuşku yoktur!
Demokratik fikirler ve bu temelde gelişen halk eylemi, iktidarın tüm şiddetinden daha güçlüdür. Tarih bunu kanıtlamıştır. Kanlı zafer senaryolarını yalanlarla, iftiralarla süslemekte ustalaşmış olabilirler ama artık bunlara inanacak bir halk yok.
Bir insanda yeşeren fikirler bütün insanlığı etkiliyor. Tüm insanlığın demokratik ve özgürce yaşamasını savunmak çok sade ama çok değerlidir. Değersiz olan ise bunların çürümüş zihniyetini en iyi ifade eden, en çok kullandıkları “terörist” kelimesidir. Bu da artık hükümsüzdür!
