Yalan bombaları ve tecritle gizlenen yenilgi

Nurettin DEMİRTAŞ yazdı —

  • Kullandıkları nükleer ve kimyasal bombaları saydık fakat en büyük bombaları ise “Yalan Bombasıdır!” Yalanlarıyla baş edildiğinde, en büyük yenilgiyi İmralı’da aldıkları herkes tarafından anlaşılacak ve bu sayede nihai yenilgileri de gün yüzüne çıkacaktır.

Türk devletinin kullandığı silahlar ve ahlaksız yöntemler gerillanın neyle savaştığının en önemli göstergesidir.
Toplumdan gerillaya kadar her alanda yürüttükleri savaşın “Kirli Savaş” olarak adlandırılması tarihin en ahlaksız yöntemlerini uygulamalarından dolayıdır.
Ellerindeki tekniği hiçbir sınır tanımadan kullanıyorlar. Gizli olanları bir yana, artık aşikâr olmuş silahların özellikleri bile Kurdistan gerillasının bu çağın en büyük insan iradesi ve başarısını temsil ettiğini göstermeye yetmektedir. Bir-iki örneği hatırlatmamız yeterlidir.

Termobarik, taktik nükleer bombalar, zehirli gazlar…
Termobarik silah çok yüksek düzeyde ısı ve basınç oluşturuyor. Etkisi küçük bir atom bombasına denktir. 
Adı son dönemde sıklıkla anılır olan diğer silah ise, taktik nükleer bombadır. Füzelere veya top güllelerine takılabilen, çoğunlukla uranyumlu savaş başlıklarıdır. Anında yok edici türleri vardır. Bazıları ise çevresindeki tüm canlıları zamana yayarak öldürebilmektedir, yıllar sonra bile kansere yol açabilmektedir. 
Nötron bombası da bir taktik nükleer bombadır. Tonlarca ağırlıktaki bazı mayınlar da taktik nükleer bombadır…
Bilinenlerin yanında bir de Türk soykırımcılığının kendi icatları vardır ki elinde çeşitli hortumlarla, zehirli gaz bidonlarıyla, kimyasal bombalarla gerilla mevzilerine saldıran asker görüntüleri her şeyi anlatmaktadır.

Bolca ölüm tekniği, bolca zavallılık ve yenilgi demektir
Bolca ölüm tekniği demek, bolca zavallılık ve yenilgi demektir. Çünkü bunun sonucu tekniğe ve ölüme kölece bağlanmaktır.
Kimyasal ve nükleer silahlarla gerillaya saldırılması dünya tarihinde ilk kez gündeme gelmiyor ama ilk kez bu kadar çok kullanılıyor. Buna karşılık gerilla daha fazla yetkinleşiyor. Bu da tarihi bir gerçektir.
Vietnam savaşında Fransızlar zorda kalınca taktik nükleer bomba kullanmak istemişler fakat ABD yönetimi buna resmi onay vermemiştir. Ardından ABD saldırıları başladığında aynı tartışma yinelenmiştir. Varılan sonuç şuydu: “Gerillaları durdurmak için nükleer silahlar kullanılacağı yolundaki tehdit, bir sivrisinek sürüsünü savuşturmak maksadıyla balyoz kullanmaktan söz etmek kadar saçmadır!”  
Ve neticede hayıflanarak itiraf ettikleri “gerillacılığın yenilmez direniş gerçeği” şu şekilde dile getirilmiştir: 
“Ne gariptir ki, bombardıman silahının kitle etkisini ne kadar çok geliştirmişsek, gerilla tipi bu yeni stratejinin gelişmesine de o kadar çok yardım etmiş olduk…”
Bunlar henüz 1960’lı yıllarda yapılan tartışmalardır. Günümüze gelince teknik daha fazla artmış olsa da 50 yıllık mücadele deneyimimiz ve gerillacılıkta ulaşılan düzey, bunların hepsine karşı yenilmezliğin sembolü olmuştur.

“Bizi yenemediğinizi kabul edin!”
İşte bu yüzden Heval Cemal’in sözleri şimdi Türk genelkurmayının uykularını kaçırmaktadır. Çok sade ve net şekilde diyor ki: “Bizi yenemediğinizi kabul edin!”
Bunca sınırsız ölüm icadı karşısında yenilmez bir gerilla gücümüzün olması az bir şey midir? Bunu anlayanlar tarihte bir benzerinin olmadığını ifade ediyorlar. Meseleye tekniki değil düşünsel, inançsal, ruhsal düzeyde bakılmalıdır. Gerilla bu sayede bir de Türk faşizmine yenilgi üstüne yenilgi yaşatmıştır.
Öylesine görkemli direnişler var ki anlatmaya kelimeler yetmiyor. Bir kadın gerillayı düşünün ki bir mevzide, yanındaki tüm arkadaşlar şehit düştüğü halde bir ay boyunca tek başına onların naaşlarıyla yaşıyor, üstelik her fırsatta gidip düşmanı vuruyor; onu oradan çıkarmak için "takviye gönderelim" diyorlar, takviyeyi reddediyor, "buna gerek yok, ben hallederim" diyor… Buradaki inanç ve zafer ruhu hiç yenilgiye uğratılabilir mi?
Avaşin’de en zor koşullarda, en yoğun bombardıman ve keşif uçağı saldırıları altında düşmanla savaşan genç yoldaşlar, içerisine girdikleri direnişin büyüklüğüyle kendileri de adeta büyüleniyorlar. Ne yaptıklarının farkındadırlar ki kendi aralarındaki şakalaşmada “Erdoğan’ı elimize geçirsek ne yaparız?” diye soruyorlar. Çok yaratıcı cevaplar veriyorlar ama en çok tutulanı şu oluyor: “Erdoğan’ı buradaki bir ağaca bağlayalım, SİHA’lar üstünde dolaşıp sadece etrafını vursun, ona bir şey olmasın ama gidip gelip sadece etrafını bombardımana tutsun!” 
Erdoğan değil, en çok savaşta kalanları bile bu psikolojiye ne kadar dayanabilir acaba? Belli değil mi? 
İşte yenilmeyen gerilla ruhu bu direnişlerde ortaya çıkıyor. 

Yenilmeyen bir güç yenmeyi de elbette bilir.
İlk büyük yenilgiyi Garê’de aldılar. Erdoğan buradaki yenilgisini açıkça itiraf etti. Ondan sonraki tüm işgal saldırıları Garê’deki fedai ruhla karşılandı. 
Mersin-Mezitli’de de yenildiklerini şok içinde kıvranarak itiraf etmişlerdi. Yine de lafta tersini söylemeye devam ettiler. Gazeteci Saygı Öztürk yazmıştı: Askerler en çok da “bitirdik” diyenlerden nefret ediyor! Çünkü öyle olmadığını en iyi kendileri biliyorlar…
En çok da Bakur’da yenildiler: Dersim, Botan, Amed, Mardin, Garzan, Serhat, Van’da teslim alamadıkları, kahramanca direnen gerilla ruhu karşısında her yerde, her seferinde yenildiler. 
Yani bunca tekniğe dayanarak bazı alanlara girmiş olmaları TC açısından büyük bir başarı değildir. Türk ordusunun Efrîn’den Heftanin, Metina, Avaşin, Zap ve Xakurkê’ye dek Kurdistan’da tamamen bataklığa saplandığını “deprem yardımına göndereceğim askerim yok!” diyerek bizzat Hulusi Akar açıklamıştı. Helikopter tekerleğinin basacağı yer olmadığını da kendisi söylemişti. Bunların arasına zafer naraları yerleştirmeleri gerçeği gizleyemiyor.
Bir de tüm zulüm ve işkencelerine rağmen zindanlarda yenildiler. 30 yıldır hapiste olan tutsakların halen serbest bırakılmayışının anlamı açık değil midir? Bırakmıyorlar çünkü ne yaparlarsa yapsınlar teslim alamadılar, devrimci irade karşısında yenildiler!

Ve yalan bombası…
Hangi başarılarından bahsedecekler? Katliamlar, sürgünler, işkenceler, tecavüzler, işsizlik, açlık, yoksulluk; Bunlar mıdır başarı?
Başarı yoksa ne var? Bolca propaganda ve yalan var!
Kullandıkları nükleer ve kimyasal bombaları saydık fakat en büyük bombaları ise “Yalan Bombasıdır!”
Yalanlarıyla baş edildiğinde, en büyük yenilgiyi İmralı’da aldıkları herkes tarafından anlaşılacak ve bu sayede nihai yenilgileri de gün yüzüne çıkacaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.