Ramazan paylaşmaktır

Ahmet TURHALLI yazdı —

  • İslam inancının mihenk taşının yardımlaşma olduğu vurgusuna Kur’an’da sürekli rastlamamız, tesadüf olmamalıdır. Bizler toplumumuzu sömüren kan emicilerin, insafına terk edemeyiz, toplumu açlığa mahkum eden bu din iman ve mal hırsızlarını deşifre etmek de bir sadakadır. 

Ramazan ayı Kur’an’ın indirildiği aydır. Bir diğer anlamda Ramazan bir Kur’an ayıdır. Bu ayda inzal edilen Kur’an, Arabistan’ın Mekke şehrindeki toplumun yaşamını sarsmış, yirmi üç yılda, toplumu maddi, manevi olarak sömürenleri, ezenleri, zalimleri, acımasız güç odaklarını tasfiye etmeyi başarmıştır. Bunun yerine başta Akidevi yani imani anlamda yeni yaşamı inşa ederek, toplumsal devrim gerçekleştirmiştir. Eski toplumsal yapıda zenginlerin aşırı derecede faiz, tefecilik, zorla başkalarının mallarına el koyma, toplumu aldatarak mallarına ve varlıklarına çökme ile devasa varlık sahibi olmuşlardı. Toplumun kahır ekseriyetinin ise fakir ve açlıkla boğuştuğu düzende yaşadığı gerçekliği idi.

Kur’an'ın çağrısı bu düzeni işletenleri korkutmuş ve kendi düzenlerini korumak için statükoda ısrar etmişlerdi. Kur’an’ın çağrısına en fazla karşı çıkanlar, Kur’an'ın da çeteler diye isimlendirdiği, Velid ibni Muğire, Ebu Cehil, Ebu Süfyan ve Ebu Leheb gibi sömürücüler idi. Kur’an bu vahşi düzeni devirmek ya da ıslah etmek istediği için, bunların vahşi şiddetine maruz kalmıştı. Sürgünler, ölümler, acı çekmeler ve savaşların nedeni de bu vahşi düzenin devam ettirilmesi idi. Kur’an peygamber öncülüğünde bu sistemi devirmiştir. Vahşi ve acımasız olan bu toplumsal yapıda, İslam ile birlikte adalet ve paylaşım inkılabı gerçekleşmiştir. Kur’an'ın en fazla üzerinde durduğu ve sürekli vurguladığı olgu toplumsal adalet ve birlikte yaşamdır.

Kur’an ekonomik yardımlaşma konularında zekat, sadaka, infak, kurban, fitre ve kard-i hasan gibi kavramları sıklıkla vurgulaması bunun kanıtıdır. İslam inancının mihenk taşının yardımlaşma olduğu vurgusuna Kur’an’da sürekli rastlamamız, tesadüf olmamalıdır. Kur’an'ın iyilik kavramını sürekli bir biçimde yapılan paylaşma ve yardımlaşma ile ölçüldüğü hakikatini bugünkü Müslümanların çoğu inkar etse de, gerçeğin bu minvalde olduğu açıktır. İnfak etmek, paylaşmak, yardımlaşmak Müslümanın sıfatı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Size ne oluyor ki, Allah yolunda infak etmiyorsunuz? Oysa göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. (Hadid 10)

Bu ayette paylaşmayanlar uyarılmakta ve ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarının karşılanması emri yapılmaktadır. Mal mülk Allah’ın’dır vurgusu ise toplumda ekonomik dengesizliğin giderilmesinin emridir. İhtiyaç sahipleri ile paylaşılmayan maddi varlıkların ise heba olup dağılacağı, paylaşanların ise korkusuzca paylaşmaları gerektiği istenmektedir.

İnfak edenlerin örneği yedi başak bitiren, her bir başakta yüz tane bulunan bir tek tanenin örneği gibidir. Allah, dilediğine kat kat arttırır. Allah (ihsanı) bol olandır, bilendir. (Bakara 261)

Bu ayet ile paylaşımda bulunanların mallarının eksilmeyeceği, tam tersine çoğalacağı vurgusu yapılmaktadır. İhtiyaç sahiplerine yardım etmeyip paylaşım da bulunmamanın ise daha büyük felaketlere yol açacağı ve toplumun kaos ortamına sürükleneceği bildirilmektedir. Paylaşanlar ve iyilik yapanlar övülmekte, cimri davranıp mal toplayanların ise Allah’ın ve toplumun da nefretini kazanacakları belirtilmektedir.

Her neyi nafaka olarak infak eder ve adak olarak neyi adarsanız, muhakkak Allah onu bilir. Zulmedenlerin yardımcıları yoktur. (Bakara 270)

Toplumsal yardımlaşmalar da bulunmayanlar, varlıklarını ihtiyaç sahipleri ile paylaşmaktan imtina edenler, zalim olarak isimlendirilmektedirler. Zalim olmak komşusu aç yatarken evinde tok olarak rahat yatabilmektir.

Paylaşmayan ve infakta bulunmayanların yerildiği yüzlerce ayet Kur‘an’da yer almaktadır.

Peygamber uygulaması da Kur’an’i hakikatlerin uygulaması olarak tarihte yaşanmıştır. Peygamberin yaşamış olduğu topluma ilişkin söylevleri:

“Yarım hurma ile de olsa ateşten korunun. Bunu da bulamazsanız, gönül alıcı güzel sözler söyleyin.” (Buhârî)

“İnsanın, her bir organı için, her gün verilmesi gereken bir sadakası vardır. İki kişi arasında adâletli davranman bir sadakadır. Binitine binerken birine yardım etmen, onu üzerine bindirmen veya yükünü onun üzerine yüklerken yardım etmen, bir sadakadır. Güzel bir söz de bir sadakadır. Yoldan insanları rahatsız edici bir şeyi kaldırman da bir sadakadır.” (Buhârî)

Paylaşmayı temel bir kural olarak vahiy eden Kur’an ve onun Peygamberi Hz Muhammed (sav) kendi inşa ettikleri toplumun temeline paylaşımı yerleştirdiler. Faizci, tefeci ve aldatarak sömüren çeteleri devirerek, yerine yardımlaşan ve paylaşan bir toplum getirdiler. Yirmi üç yılda bunu büyük oranda başardılar.

Daha sonra devlet diye isimlendirilen ve kendi etrafındaki devletlerin kopyasına dönüşen bir yönetim biçimi ile Müslümanların başına bela kesildiler.

Şimdi ise İslam adına peygamberin fakir ve paylaşımcı olduğunu propaganda edenler, topumun cebindeki parasını da alarak, toplumu açlığa ve fakirliğe mahkum etmiş durumdalar.

Bizler bu mal toplayan, paylaşmayan din tüccarları ve siyasal tefecilerin fakirleştirdiği toplumumuza yardım etmekle mükellefiz. Bizler toplumumuzu sömüren kan emicilerin, insafına terk edemeyiz, toplumu açlığa mahkum eden bu din iman ve mal hırsızlarını deşifre etmek de bir sadakadır. Toplumun bütün emeğini ve varlığını sömürenler, toplumu açlığa mahkum edenler, toplumumuzu, askıda ekmek, patates, soğan ve makarna dağıtarak aşağılamaktadırlar. Paylaşma ve yardımlaşma ile fakirleştirilen toplumumuza ulaşma fırsatı Ramazanda elimizdedir. Şimdi paylaşma ve yardımlaşmanın tam zamanı. Ramazanda en hayırlı işimiz ve en temel ibadetimiz paylaşmak olmalıdır ki, Ramazan yaşanmış olsun. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.