Derin devlet mi? Devlet mi?

Demir ÇELİK yazdı —

Öncelikle derin devlet kavramını, bundan böyle biz Alevilerin ve Kürtlerin kullanmaması gerektiğine inanıyorum. Bu söylemin tekçi, inkarcı ve katliamcı ulus devleti aklamaya hizmet ettiğini düşünüyorum.

Mafya- çete devlet yapılanmasının aktörlerinden Sedat Peker, video serilerinde sıkça Alevilerden bahsetmesine, Alevi değer ve sembollerini kullanıyor olmasına yeni bir boyut kazandırdı. Bu hafta başında attığı Twitter’de, derin devletin Alevilere dönük Gazi Katliamını aşan ölçüde, cemevlerine bir saldırı hazırlığı içinde olduğunu yazdı.

Bu Twitter bir yanı ile malumun ilanı olsa da, asıl olarak hem Alevilere dönük tehlikenin ne denli büyük olduğunu, hem de yaratılmak istenen kaosun kimlerin işine yarayacağını bize göstermesi açısından önem arz etmektedir. Öncelikle derin devlet kavramını, bundan böyle biz Alevilerin ve Kürtlerin kullanmaması gerektiğine inanıyorum. Bu söylemin tekçi, inkarcı ve katliamcı ulus devleti aklamaya hizmet ettiğini düşünüyorum. Ulus devlet, Türk ve Sünni İslam olmayı esas aldığından, farklı kimliklere, farklı inançlara ve farklı düşüncelere tahammül etmediğini, yüz yıldır yaşananlardan biliyor olmamız gerekiyor. Zor ve şiddet araçlarını olduğu kadar, bürokratik ve ideolojik aygıtlarını da, tekçi zihniyetini topluma dayatan ulus devletin kendisidir.

Derin devlet diye ifade edilen kontrgerilla, JİTEM, vb. yapılanmalar TSK'ya bağlı Özel Harp Dairesi'nin düzensiz savaşı sürdürmelerinin yapılanmalarıdır. Bütçesi meclis onayından geçen, idari ve siyasi organizasyonunu mevcut Anayasadan ve yasalardan alan bu daire; ulus devletin tekçi zihniyetinin organizasyonu olup; paramiliter güçleri, mafya-çete yapılanmalarını, sivil görünümlü kitle örgütlerini bu tekçi zihniyete hizmet etsinler diye kullanır. Meşru olmayan, hukuk dışı her türlü kirli işlerini bu yapılara yaptıran ulus devlet, her defasında bağırsaklarını boşaltıp bizlere temiz olduğunu, kötülerin temizlenip tasfiye edildiklerini söyleyerek kendisini aklar. Devletin bu yanıltıcı ve rıza üretmeye dönük girişimlerine, her seferinden kandığımız için katliamlar süreklilik kazanır.

Özelde Kürt Alevilerine, genelde Alevilere; ‘Tamamlanmamış Görev’, ‘Bitmemiş Suç' anlayışıyla yaklaşan bu siyasal organizasyon suç örgütüdür. Devlet kaos yaratmak ve kaosu yönetmek üzere ‘zındık’, ‘sapkın' ve ‘kafir' gördüğü bu kesimlere katliamlar yapmayı görev bilir. Derin devlet diyerek suç pratiğini bir kısım yapılara havale ederek devleti aklama bizim işimiz olmamalıdır. Koçgiri'den başlayarak devam eden bu suç pratiği, bugünde gündem de düşmüş değildir. Çünkü tekçi zihniyet sahiplerinin soykırım ve katliamlarla bitiremediği, asimilasyon ile başkalaştırmayı tamamlayamadığı bu toplum kesimlerini kendi bekası için tehlikeli ve riskli görmektedir. Hiyerarşi dışı dikey olmayan yatay Ocaxlar sistemi sayesinde demokratik ve meşru toplumsallığı yaşayan Alevileri, kapitalist modernite kendi sömürü ve baskı sistemi için tehlike görmektedir. Bu nedenle fişleme, işaretleme, tehdit, zoraki göçertme ve katliamlar Aleviler dönük eksilmeden sürdürülmüştür.

Benzeri bir durum Kürtler içinde söz konusudur. Kürt Siyasi Hareketi'nin de kapitalist moderniteye karşı demokratik modernite değerlerini savunuyor ve inşa ediyor olması, genelde kapitalist-emperyalist sistem tarafından, özel olarak ta Türk ulus devleti tarafından tehlikeli görüldüğünden köy yakmalar, faili meçhuller, katliam ve soykırımlar; ‘Tamamlanmamış Görev’, Bitirilmemiş Suç' olarak Kürtlere uygulanan suç pratikleri olmaya devam ediyor. O nedenle hem Kürtler, hem de Aleviler, ulus devlet nezdinde ortadan kaldırılması gereken ‘iç düşmanlar' olarak görülmüş, bu temelde onlara yaklaşmaktadır. O halde yapılması gereken şey; demokratik hukuk devleti için başta bu her iki toplum dinamiği olmak üzere yok sayılan, öteki görülen tüm kimliklerin, tüm kültürlerin, yoksulların, ezilenlerin ve emekçilerin yan yana gelmesi, birlikte mücadele etmeleri, ekmek kadar, su kadar olmazsa olmazımız olmuştur. Ulus devletten beslenen bürokratik çarktan, elit siyasetten, çürümüş yargı sisteminden medet ummak, onların insafına sığınmak yerine, birbirimize güvenmek ve birbirimize yaslanmak durumundayız.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.