Politikanın anlamı

Cihan DENİZ yazdı —

  • Evet bugün Türkiye’de taşlar yerinden oynamıştır ve önemli bir fırsat ortaya çıkmıştır. Bugün ezilenler için iktidardaki öznelerin değişmesi dışında gerçek bir değişim ve özgürlük alternatifi demokratik özerkliktir. 

Türkiye’de her zerresine kadar çürümüş olan sistemin artık bir çöküş noktasına geldiği kimsenin inkar edemeyeceği bir gerçektir artık. Bugün bu coğrafya için radikal dönüşüm fırsatı ve olanağı belki de hiç olmadığı kadar olgunlaşmış durumdadır. O ünlü tanımda olduğu gibi, ne artık yönetenler eskisi gibi yönetebilmektedir ne de yönetilenler eskisi gibi yönetilmek istemektedir.

Bundan dolayı da, bizlerin yani kalbi, aklı, eylemi ezilenlerden yana olan herkesin, bu fırsatın da kaçırılmaması için, ne yapılması gerektiğini ortaya koymalı. "Filozoflar bugüne kadar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumlamışlardır; oysa sorun onu değiştirmektir” diyen Marx ne kadar da haklıdır ve bu söz hala yolumuzu aydınlatmaya devam etmektedir.

Amaç bir fotoğraf çekip bu fotoğraf karesini anlamlandırmak değil; çektiği o fotoğraf karesinde yansıtılan (veya bu karede özellikle yansıtılmayan) dünyayı nasıl değiştireceği üzerine kafa yorma olmalıdır. Derdimiz içinde yaşadığımız dünyanın mevcut durumunu meşrulaştırarak devamını sağlamak değilse, yapılması gereken pasif bir anlama, açıklama eylemi değil onu yıkarak yeni baştan inşa etme eylemi olmalıdır. Tersinden, değiştirme eylemini hedeflemeyen, onu içermeyen her açıklama, son kertede eleştirdiğimiz mevcut durumun ömrünü, niyetimizden bağımsız bir şekilde, uzatmaya hizmet eder. Tıpkı Nietzsche’nin “beni öldürmeyen, beni güçlendirir” sözünde olduğu gibi değiştirmeyen eleştiri güçlendirir.

Bu anlamıyla ezilenler için felsefenin de politikanın da anlamı, mevcut iktidar ilişkilerini, iktidarın eylemlerini açıklayarak ona muhalefet ile sınırlı olmamalıdır. Ezilenlere ezildiklerini ve bunun nasıl, hangi araçlarla gerçekleştiğini anlatmanın tek başına bir anlamı maalesef yoktur. Ezilenler, bilincinde olsunlar veya olmasınlar, bunu zaten bizzat yaşayarak bilmektedirler. Amaç tüm ezilenlerin özgürleşmesini sağlayacak bir değişim olmalıdır. Bunun yollarını ve araçlarını bulmak, örgütlemek olmalıdır. Ve son noktada iktidarı değiştirmek değil onu ortadan kaldırmak olmalıdır.

Tabii burada değiştirmek ile de ne kastedildiği çok önemlidir. Kasıt, basit bir iktidardaki öznenin ile sınırlı olmayacak şekilde, kurumların, bunların altın da yatan açık ve gizli tüm anlayışlar ile toptan bir değişimdir.

Özcesi, ezilenler için politikanın anlamı, iktidar içi güç mücadelelerin bir tarafı olmadan, mevcut sistemin her türlü anlayışından uzak ona gerçek bir alternatif ile toplumun karşısında çıkmaktır. Ama bu da yetmez; bu alternatifin inşası için iktidarın adaletsizliklerinden, baskısından bunalmış kesimlere ulaşarak onları bu alternatif etrafından örgütleyen bir mücadele hattı örmektir. Halklarıyla, inançlarıyla, emekçisiyle kadınıyla, genciyle, çevrecisiyle, LGBTİ+’sıyla ezilenler cephesinin çoğulluğunu, hiçbirinin mücadelesini ve amaçlarını yok saymadan, bir diğerinin önüne koymadan, hiçbir soruna veya mücadeleye özel bir ayrıcalık tanımadan tek bir mücadele nehri içinde birleştirmektir.

Tam da kapitalist moderniteye karşı değil alternatif geliştirmenin onun meşruiyetinin zerresini bile sorgulamanın mümkün görülmediği bir çağda, ona demokratik böylesi bir alternatifin yaratmayı ve bunun da ötesine geçerek bu alternatifi en zor koşullar altında ve büyük bedeller ödeyerek hayata geçirmeyi başardığı için Kürt siyasi aklına dünyanın dört bir tarafında ezilenler büyük bir ilgi göstermektedir. Bu anlamıyla Kürt siyasi aklı, politikaya kaybettiği anlamı geri vermiştir.

Tekrar başa dönecek olursak, evet bugün Türkiye’de taşlar yerinden oynamıştır ve önemli bir fırsat ortaya çıkmıştır. Bu süreçte demokratik siyasetin görevi politikanın kazandığı bu anlamı hayata geçirmek, diğer bir ifade ile bu fırsatı ezilenlerin özgürleşmesini sağlayacak demokratik modernite alternatifi olarak demokratik özerklik için mücadeleyi en güçlü şekilde örgütlemektir.

Bugün ezilenler için iktidardaki öznelerin değişmesi dışında gerçek bir değişim ve özgürlük alternatifi demokratik özerkliktir. Tam da bundan dolayı sadece iktidarın değil sözde iktidara muhalif olduğunu iddia eden birçok kesim ve partinin de, demokratik özerkliği ve bu projenin mücadelesini veren demokratik siyaseti, HDP’yi hedef alması, onu adeta yok sayması tesadüf değildir. Buna karşı bize düşen iktidarın sözümüzü hapsetmesine izin vermeden, onun bize çizdiği sınırları kabul etmeden, bu konuda en ufak taviz vermeden politikalarımızı topluma anlatmaktır. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.